Almanya’da, II. Dünya Savaşından bu yana, 110 bin Amerikan askeri bulunduran ABD yönetimi, son beş yılda, Çek Cumhuriyeti ve Polonya’da üsler inşa etti.
Amerika’nın Rusya’yı dört bir taraftan, üslerle kuşatmış olması yetmemiş olacak ki, şimdi de yeni Kiev hükümeti ile üs çalışmaları konusunda görüşmelere başlamış. Gazeteler.
Zaten Kiev’de, neo-nazileri ve neo-liberalleri kışkırtması, kışkırtırken de, silah kullanması bu durumun en büyük kanıtıdır.
Hem muhaliflere, hem devletin polisine kurşun sıkarak, tam bir kaos yaratma, olsa olsa CIA’nın marifeti olabilir.
Özetle, ABD istikrarsızlığa oynayarak, gayri meşru Kiev yönetimini yanına almıştır.
Buna karşı Rusya, Kırım Parlamentosundan, Rusya’ya bağlanma kararını alıp, 16 Martta halk oylamasına sunması, ABD’yi çileden çıkarmıştır.
ABD şimdide halk oylamasını engellemeye çalışmaktadır.
Çünkü ABD’nin niyeti; Ukrayna’yı Yugoslavya yapmaktır.
Kendi lehine olacağını sandığı Kıbrıs gibi yerlerde, halk oylamasını savunan ABD Ukrayna’da halk oylamasına karşı durmaktadır.
Dün gece (6.3.2014), Obama Putin’i arıyor. Bir saate yakın görüşüyorlar.
Bir taraftan ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Rusya’yı tehdit ediyor. Öte yandan Obama Putin’i tehdit ediyor.
Cumhuriyetçi Parti Başkanı Mc. Cain de, ”Putin’i şimdi cezalandırırsan cezalandır, aksi taktirde, bir daha cezalandırma fırsatın olmaz.” Diyor.
Dün gece Obama Putin görüşmesinde, Putin,” Eğer Rusya ABD ilişkileri bozulursa, o çok söylediğiniz, uluslararası ilişki diye bir şey kalmaz” diyor.
Amerika provokasyonu adım adım ilerletiyor.
Yugoslavya’yı parçalamadan önceki ortamı yaratmaya çalışıyor.
Yugoslavya Başbakanı Miloseviç, yargılanması sırasında, Yugoslavya’dan sonra sıra Ukrayna’da demişti.
Yugoslavya bölünürken ve sivil halkın üzerine, 99 gün bomba boşaltırken, Türkiye ABD’nin yanında yer aldı.
Bu kez, işler Türkiye için o kadar kolay değil.
Eğer Faruk Loğoğlu’nu istediği gibi; Türkiye ABD’nin yanında yer alırsa, Boğazları ABD gemilerine açması gerekir.
Yani Mustafa Kemal’in, İngiltere ve Fransa’nın karşı çıkmasına rağmen kotardığı Montrö Antlaşmasını ihlal etmek gerekir.
Bir başka deyişle, Rusya’ya karşı savaş açma zorunluluğu çıkar.
Türkiye, istikrarsızlığın zirve yaptığı günlerde, böyle bir zorlama ile karşılaşır ve ABD yanında yer alırsa, ABD’nin bozgununu paylaşmak zorunda kalır.
Çıkacak bir Ukrayna savaşının, sadece Ukrayna ile sınırlı kalmayacağı, içine Çin’i de çekecek bir Batı Doğu savaşı olacağı kesindir.
Amerika, bu günlerde, Boğazlardan iki savaş gemisi daha geçirecek. Amerika Türkiye’yi Rusya’ya karşı vaziyet almaya zorlamaktadır.
Amerika Rusya ile bir savaşı göze alır mı, bilmiyorum.
Rusya, her haliklarda, savunmada kalacağı için savaşı göze alır.
Kararlı olan tarafın Rusya olması akla uygundur.
Not; Kırım 1950 yılına kadar, CCCP’nin bünyesindeydi. Kuruçef Ukrayna’ya, orası da nasılsa komünist diye, Ukrayna’ya bağlamıştı.
7.3.2014, bulentesinoglu
Bir yanıt yazın