Başbakan Yardımcısı’nın israrının ana nedeni çek yasaklı olması mı?

Sevgili okurlarım ilk önce hepinizin “Kurban Bayramınızı” kutlarım. Bayram döneminde de olsak “ciddi konular” boşlamaya gelmediğinden sizlerle paylaşmayı arzuladığım önemli bir konu var.

Seçim öncesi ve sonrası DP-UG Başkanı’nın Ercan Havalanı’na yönelik ya da daha doğru bir deyişle “bileğinin hakkıyla ihaleyi” kazanan firmaya yönelik “sürekli bir muhalefeti” söz konusu.

Oysa CTP-BG ile bir koalisyon hükümeti oluşturup “multi bakanlığının” başına geçtikten sonra hükümet olmanın sorumluluğu gereği bir önceki hükümetin “tüm kural ve yasalara uygun gerçekleştirilen ihalesi” sonucu havaalanında Kıbrıslı ortağı ile işe koyulan firma ile diyalog kurarak eğer varsa “uygulamaya yönelik eleştiri ve önerilerini” dile getirebilecekken “küçük bir muhalefet partisi başkanı” gibi medya üzerinden mesajlar iletmesi KKTC’de sokaktaki insanın da garibine gitmiş olmalıki “dedikodular” almış başını gidiyor.

Sokakta insanlar “Ercan Havaalanı özelleştirilmesine karşı çıkarak gündemde kalmaya yönelik politikasında Sayın Denktaş’ın ödeyemediği ve ödemesi mümkün görülmeyen çekler’inin bir etkisi mi var acaba?” diye sormaya başlayınca ve bu sorular kulağıma gelince merak edip bir araştırma yaptım.

Beni tanıyanlar bilir. “30 yıllık Almanya Politikası ve Bürokrasisi” deneyimimin ardından duyduğumla yetinmem. İddiaları iyicene araştırırım.

Halk “boş” konuşmaz. Konuşmaya başladı mı ciddiye alınmalı anlattıkları. Bu da benim sosyaldemokrat ilkelerimden biridir!

“Ödenemeyen çekler” denildiğini duyunca internet aracılığıyla herkese açık olan ve kamuoyuna mal olmuş isimlerin “zaten saklamalarının etik olarak doğru olmadığı” konuyu tam incelememe yardımcı olacak KKTC Merkez Bankası sitesine girdim.

KKTC Merkez Bankası sitesinde bu sorulara cevaben “çek yasaklıları sorgulama” yazısını tıklayınca da tüm cevaplarıma ulaşmış oldum.

Bu sayfada: Serdar Denktaş adına toplam 8 adet kayıt olduğunu tespit ettim. Numaralarını ve “çek yasağının başladığı tarihleri) paylaşıyorum:

“3821 (17/10/2012), 4553 (13/12/2012), 4804 (27/12/2012), 554 (06/03/2013), 747 (20/03/2013), 1088 (17/04/2013), 1565 (05/06/2013) ve 2114 (07/08/2013)”

Çok şaşrıdım.

İlk önce hemen belirteyim AB ülkelerinde ve de özellikle hatta sanırım Türkiye’de de “bu kadar çok çek yasağı ülkesinin Merkez Bankası sitesinde teşhir edilen” birinin “Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm Kültür ve Spor Bakanı” olması imkansızdır. Yani ekonomi ve ekonomi ile direk bağlantılı turizm alanında sorumluluk taşıması daha da imkansızdır!

Hele sıradan vatandaşın çek yasağı nedeniyle binbir çile çektiği ülkede “8 çek yasaklı bir vatandaşın Başbakan Yardımcısı” olabilmesi de ilginç!

Neyse bu da “KKTC’de oluyormuş” diyerek kabul edelim.

Ancak KKTC Ulaştırma Bakanı’nın bile bu derece “karşıt” olmamaya özen gösterdiği Ercan Havaalanı konusunda Sayın Başbakan Yardımcısı’nın ihaleyi kazanan firmaya karşı herkesi şaşırtan ve düşündüren bir “motivasyon” ile verdiği “mücadele” konusunda sokaktaki vatandaşların özellikle “yasaklı çekleri” nedeniyle konuşmasına şaşırmamak gerekiyor.

Sonuç olarak araştırmalarımın sonucu ve sokaktaki vatandaşın anlattıkları ve de iş dünyasında konuşulanlar göz önünde tutulduğunda bence “açıklanması gereken” çok soru var!

Mesele sadece “Ercan Havaalanı” değil galiba!

“Şeffaf hükümetin” Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi, Turizm Kültür ve Spor Bakanı’nın “şeffaf” bir şekilde KKTC kamuoyunu bilgilendirmesi ve kafalardaki sorulara cevaplarını sunması yanlış olmayacaktır.

Özellikle KKTC Merkez Bankası internet sitesinde sadece bizlerin değil tüm dünya kamuoyunun da okuyabilmekte olduğu çek yasaklarının nedenleri ve akibetleri kamuoyumuzu haklı olarak ilgilendirmektedir.

Bu “nedense çok sayıdaki ve de hala geçerli olan çek yasaklarının” acaba Ercan İhalesi’ne yönelik “@direndenktaş” politikası ile bir ilgisi var mıdır?

“Çek yasaklı” bir Ekonomi Bakanı’nın ekonomik konulara yönelik önerileri ne derece “inandırıcı” olabilir?

Ayrıca sanırım “çok sayıda çek yasak nedeniyle mağdur olan sıradan vatandaşın da” bir çok başka sorusu vardır!

Aksi takdirde “dedikodular” inandırıcı olmaya başlarlar.


Yazıları posta kutunda oku