AZICIK POLİTİK ONURUNUZ KALMIŞSA İSTİFA EDERSİNİZ…

 

Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki yenilginin suçunu kimsenin üzerine atmayın.

Suçlu ortadadır…

Suçlu bellidir…

SUÇLU MUHALEFETTİR…

MHP – CHP’dir…

Y-CHP ve yöneticileridir…

“Yok, seçmenler tatilde oldukları için oy vermeye gitmemişler; yok, boykotçular işi bozmuş; yok, partililer BDP’ye kaçmışlar, falan, filan…”  

Yani sütte leke var onlarda yok… Bütün suç halkta…

Bırakın bu boş lafları…

CUMHURBAŞKANLIĞINI GÖZ GÖRE GÖRE, GÖSTERE GÖSTERE ALTIN TEPSİ İÇİNDE RTE’YE SUNDUNUZ.

“Yapmayın,  etmeyin, yazıktır, günahtır, Atatürk’ün partisine bu aday yakışmıyor…” dedik ve arka arkaya yazılar kaleme aldık:

75 MİLYONLUK TÜRKİYE’DE BİR TEK ATATÜRKÇÜ BULAMADINIZ MI”,  “20 YURTSEVER MİLLETVEKİLİ ARANIYOR”, “ÇANKAYA İKİ AMERİKANCI İSLAMCIYA VE BİR PKK’LI MİLİTANA TESLİM EDİLDİ”, dedik ve “Erdoğan da kazansa, İhsanoğlu da kazansa cumhuriyet kaybedecektir” başlıklı makalemizde şunları vurguladık:

“Bize göre, Mısırlı Profesörü, AKP’li Başbakan’a tercih etmenin, Damat Ferit’i Vahdettin’e tercih etmekten bir farkı yoktur.

 Ekmel Bey aday gösterilmeden önce, Tayyip’in oyu yüzde 30’larda gezinirken, aday gösterildikten sonra birden bire 52’lere, 53’lere fırlamıştır.

Çünkü millet tanımadığı bir adaya oy vermez? Aslı dururken sahtesini tercih etmez…

Biz diyoruz ki bu yükselişin önüne, Erdoğan’ın Çankaya’ya yerleşmesinin önüne ancak bir şekilde geçebiliriz:

Atatürkçü bir aday çıkararak, halkımızı alternatifsiz bırakmayarak…

Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi başından beri CHP’yi anti laik, anti emperyalist bir niteliğe büründürmek için ellerinden geleni yaptı.

Şeriatçılarla, bölücülerle işbirliğine girişti.

Seçimin ertesinde bile CHP sözcüsü Haluk Koç, seçim sonuçlarını değerlendirirken, başka işi gücü yokmuş gibi, PKK’nın cumhurbaşkanı adayına övgüler dizip, selam çaktı…

CHP’nin Genel Başkanlığını Kemal Kılıçdaroğlu’nun almasından hemen sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine yakışmayan davranışları ve uygulamaları nedeniyle tüm suçlamaları da göze alarak, eleştirmeye başlamıştık…

Şunları söylemiştik 2010’larda:

Kemal Kılıçdaroğlu, başlangıçta temiz geçmişi ve dürüst konuşmaları ile umut verdi herkese. Sonra ulusalcıları, Atatürkçüleri partiden atıp yerine PKK, AKP, Fethullah Gülen yanlılarını, İkinci Cumhuriyetçileri aldı. CHP, Yeni CHP’ye (Y-CHP) dönüştü. Üstüne üstlük, bir de Kemal Bey’in TESEV üyesi çıkması CHP’lileri şaşkınlığa uğrattı, umutsuzluğa düşürdü. Büyük tepki aldı.

Y-CHP, yeni düşüncelerle, yeni görüşlerle ortaya çıktı. Ama hedefinde Atatürk, Cumhuriyet, laiklik ve ulus devlet var. Geçmişle hesaplaşma var. Son Dersim tartışmalarında görüldüğü gibi Kurtuluş Savaşının komutanlarını ve Cumhuriyet dönemini kötüleyebilmek için şeriatçı AKP ile yarış ediyor. İşte savundukları görüşlerden birkaçı:

Muhammet Çakmak (CHP Parti Meclisi Üyesi): Fethullah Hoca Türkiye’de bir fenomendir, kimsenin görmezden gelemeyeceği bilge bir adam.

Hüseyin Aygün (CHP Tunceli Milletvekili): Dersim katliamının sorumlusu devlet ve CHP’dir.

Faruk Loğoğlu (CHP Genel Başkan Yardımcısı): Anti Amerikan değiliz.

Gördünüz mü Y-CHP’yi? Yukarıdaki düşüncelere, yargılara ve önerilere bakarak Y-CHP’nin nasıl bir yol izlediğini çocuklar bile anlayabilir artık: İktidarla bütünleşen bir SOROS muhalefeti!”

Yine haklı çıktık.

Keşke haklı çıkmasaydık.

Böyle bir sonuç karşısında azıcık politik onuru kalan Y-CHP yöneticileri derhal istifa etmelidirler.

Zaten AKP de, RTE de, muhalefet de diken üzerine oturmuştur.

Recep Tayyip, devletin tüm imkânlarını ve parasal gücünü kullanarak seçime gitmesine karşın, gerçek bir başarı elde edememiştir.

Ayrıca ekonomik kriz kapıdadır… Üretim durmuştur. Satılan millet fabrikalarının yerine yenisi yapılamamıştır. İşsizlik çığ gibi büyümektedir…

Bu sistem bitmiştir. Dünyada soyutlanmıştır…

Muhalefet de iktidar da itibar kaybetmiştir…

Ama tümünün de tek hedefi vardır:

Cumhuriyet yıkıcılığı, vatan bölücülüğü…

Yakında Y-CHP’si, AKP’si, BDP’si birleşip de bebek katili APO’yu salıverirlerse, sakın şaşmayın…

Çünkü geçen aylarda, PKK’ya yasallık kazandırma yarışında Mecliste hemen bir araya gelivermişlerdi…

Ama…

Bundan böyle iktidar da muhalefet de rahat yüzü görmeyecektir, göremeyecektir; Gezi Direnişlerinde olduğu gibi halk tümünün de hakkından gelecektir…

Bir de bu tabloya AKP içerisinde, bundan sonra başlayacak koltuk, makam, menfaat çatışmalarını eklersek, emperyalizm ve ortaklarını nasıl kara, kapkara günlerin beklediğini tahmin etmek, zor değildir…

(alieralp37@gmail.com)

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir