1. İRAN TÜRKLERİNİN COĞRAFÎ TARİHÎ VE DEMOGRAFİK DURUMU
1.1. İran Türklerinin Yaşadığı Coğrafya
Türklerin, tarihin en eski çağlarından beri Çin Seddi’nden Tuna boylarına, Sibirya tundralarından Hint Okyanusu ile Büyük Sahra çölüne kadar uzanan geniş bir coğrafyada, çeşitli kültür ve medeniyet çevreleri içerisinde aynı anda, ya da değişik zamanlarda kendi özgün kültürleriyle varlıklarını sürdürüp etkili oldukları bilinmektedir.
Türklerin başlangıçtan beri anayurt Türkistan’ın dışında vatan hâline getirdikleri ve belli başlı kültür muhitlerinden biri yaptıkları alanların başında şüphesiz İran coğrafyası gelmektedir (Kafkasyalı 2006b: 17). İran, günümüzde kuzeyinde Nahcivan, Ermenistan, Azerbaycan, Hazar denizi ve Türkmenistan; doğusunda Afganistan ve Pakistan; güneyinde Umman Denizi ile Basra Körfezi; batısında Irak ve Türkiye ile çevrili 1 648 195 km2 alana sahip bir Batı Asya ülkesidir. 8731 km. uzunluğunda olan ülke sınırlarının 6031 km. kadarını kara, 2700 km. kadarını ise deniz sınırları oluşturur. Afganistan ile 945 km; Pakistan ile 978 km; Türkmenistan ile 1206 km; Azerbaycan Cumhuriyeti ile 767 km; Ermenistan ile 40 km; Türkiye Cumhuriyeti ile 486 km ve Irak ile 1609 km kara sınırına sahiptir. 2700 km. olan deniz sınırının 657 km’si Hazar denizi, 2043 km’lik kısmını ise Basra Körfezi ve Umman denizi sahilleri oluşturmaktadır (Resmî Veriler 2002).
Ülke yerleşim birimleri bakımından 26 eyalet, 241 il, 647 ilçe 591 Kent ve 2191köye ayrılmaktadır. Kaçar Türk Hanedanı’nın ilk hükümdarı Ağa Muhammed Han Kaçar’ın, Tahran’ı başkent yapmasından beri (1779), iki yüz yılı aşkın bir süredir Tahran başkenttir.
İran coğrafyası, esasta dağlık, plato ve çöllük alanlardan ibarettir. Ülkenin %4,54’ü dağlık alanlarla kaplıdır. Güneyde, Türkiye sınırından başlayıp Bender Abbas’a kadar 1800 km. boyunca uzanan ve ortalama genişliği 250 km’yi bulan Zagros sıradağları, orta kesimlerde, İsfahan yakınlarındaki Zerd dağı ile 500 m yüksekliğe ulaşır. Fars havzasında parçalanan Zagroslar, Hürmüz boğazına yaklaşırken Kirman’ın güneyinde yeniden 4500 metreye yükselir. Daha sonra daralır ve Belucistan dağları arasında kaybolur. Belucistan’da da Kuh-i Besmen ve Kuh-i Taftan adlı iki yanardağ vardır. İran’ın kuzey batısında ise iki dağ yayı birbirine yaklaşır ve Nahcivan, Ermenistan, Azerbaycan hududunda Aras nehrine paralel bir şekilde hafifçe güneye kıvrılır ve doğuya doğru uzanarak Hazar denizine ulaşır. Bu dağlar, denizi güneyden tamamen kuşatarak doğuya doğru uzanır ve Horasan düzlüklerinde sona erer.
Bu hâliyle ülkeyi batı ve kuzeyi ile kısmen de güneyden çepeçevre kuşatır (Curzon 1927: 2 vd.; Furon 1943: 14) Urmiye gölü ile Erdebil şehri arasında Sehend (4372 m.) ve Savalan (4811m.) dağları yükselir. Hazar Denizi ile Basra Körfezi kıyılarını dik bir şekilde denize inen yüksek yaylalar teşkil eder.
Ülkenin en önemli ormanlık alanları, Hazar kıyısında ve Horasan’ın iç yamaçlarında bulunmaktadır. Elbruz dağlarının kuzeyindeki ormanlar nemli gür ormanlardır. Horasan’ın iç yamaçlarındaki ormanlar ise ardıç ormanlarıdır. Zagros dağları ve kuzey doğudaki ormanlara gelince bunlar karışık ağaçlardan oluşan parçalar hâlinde ormanlardır (Ardel 1992: I/24).
Ülkenin yıllık yağış ortalaması 250-300 mm. arasındadır. Dünya yağış ortalamasının 1/3’üne tekabül etmektedir. Bu durum İran’ı dünyadaki çorak bölgeler kategorisine dâhil etmektedir. İran’ın kıyı bölgelerindeki Hazar denizine dökülen: Aras, Sefidrud, Çalus, Heraz, Grogan, Etrek ve Basra Körfezi’ne dökülen: Karın, Kerhe, Minab, Cerahi, Şur küçük nehirleri hariç denize dökülen büyük akarsuyu yoktur. Esasen ülkede önemli sayılabilecek büyük bir akarsu bulunmamaktadır.
Sadece ülkenin doğusunda Sistan vadisine dökülen Hilmend ile kuzey bozkırlarında kaybolan Heri-rut nehirleri vardır. Ülke içinde doğup ülke içinde kaybolan pek çok nehir vardır. Bunların başında İsfahan’ın batısındaki yaylalardan doğup İsfahan’dan geçtikten sonra Gavhuni bataklığında kaybolan Zayende ırmağı gelir. Buna karşılık dağlık bölgelerde vadi tabanlarında çöllere doğru akan pek çok dere bulunur. Bunlar havzalarına adeta bir vaha karakteri kazandırarak buralarda sınırlı bir ziraata imkân verirler (Berthels 1968: V/II-1013).
İran’ın başlıca gölleri de şunlardır: Urmiye Gölü, Tuz Gölü, Bahtıgan Gölü, Meharlu Gölü, Zerivar Gölü ve Cazmoriyan Gölü.
İran’da iklimin kurak, yağışların az olması, suyun çeşitli yöntemlerle stok edilmesini dolayısıyla baraj yapımını beraberinde getirmiştir.
Ülkede 20’den fazla baraj vardır. Barajlarda depolanan sular hem şehirlerin içme suyu ihtiyacı için hem de ekili alanların sulanması için kullanılmaktadır. Ayrıca hidroelektrik santrallerinde de kullanılmaktadır. Baraj yapımında dünyanın önde gelen ülkelerindendir (Resmî Veriler 2002).
İran’ın kuzeyinde yer alan Hazar Denizi, 424.000 km2 alanıyla dünyanın en büyük gölüdür. Uzunluğu kuzeyden güneye 1260 km. genişliği, en dar noktada 200 km. en geniş noktada ise 550 km.dir. Gölün derinliği kuzeyde 15 m. iken güneyde yaklaşık 1000 metreyi bulur. Suyu tuzlu ve acıdır. Tuz yoğunluğu oranı 1000’de 13’tür.
Basra Körfezi, 232.850 km2dir. Uzunluğu 805 km’dir. Genişliği 280 km. derinliği ise ortalama 40-50 m arasındadır. Derinlik Hürmüz Boğazı’nda 100 metreye ulaşır. Basra Körfezi’nde irili ufaklı pek çok ada vardır. Bunlardan Kaşm, Hürmüz, Lark, Hengam, Harku, Farsi, Nahilu, Lavan, Hidurabi, Kiş, Sırrı, Abu Musa, Tenebı Kuçek ve Tenebı bozorg önemlileridir.
Prof. Ali. Kafkasyalı ”İRAN TÜRKLERİ” Kitabından alınmıştır.
Bir yanıt yazın