Yunan ve Rumları anlamak, ne yapmak istediklerini, ne düşündüklerini ve neyi hedeflediklerini kestirebilmek için onları iyice tanımak gerekiyor.
Bilenler bilir ama bilmeyenlere anlatalım; Yunanlar ve Rumlar, arkalarına güçlü bir devlet veya devletleri aldıklarından emin oldukları vakit, kendilerini dünyanın en güçlü milleti zannederler. Üstesinden gelemeyecekleri ve de çözemeyecekleri hiçbir sorun olmadığına, ordularının karşısında hiç kimsenin duramayacağını inanırlar. Hem de ciddi ciddi…
Zannederler ki rakip gördükleri bir devlete kazık attıkları vakit, gerginlik yarattıkları zaman, savaşa hazırlanıyorken bu güçlü devlet veya devletler, kendileri uğruna rakip gördükleri devlet ile savaşa girecek ve kendilerine arka çıkacak!
Bu güçlü devletin/devletlerin, Yunan veya Rumların çıkarları uğruna evlatlarını feda etmeyeceklerini, kendileri uğruna savaşmak için büyük maliyetleri göze almayacaklarını akıllarına getirmek istemezler ve bu olasılığa asla inanmazlar.
![Türkiye olmadan asla! 2 Yunan ve Rumları anlamak, ne yapmak istediklerini, ne düşündüklerini ve neyi hedeflediklerini kestirebilmek için onları iyice tanımak gerekiyor. - 02.10.25 Turkiye Olmadan Asla](https://www.turkishnews.com/tr/content/wp-content/uploads/2025/02/02.10.25-Turkiye-Olmadan-Asla.jpg)
İlginç millettirler vesselam! Kendilerini medeniyeti yaratan ve temelini oluşturan “tüm ırkların üstünde, seçkin bir ırk” zannederler. Onlardan daha iyisinin olmadığına inanırlar ve geri kalan herkesin Yunan ve Rumların uğruna kendilerini ateşe atmaktan çekinmeyeceklerini zannederler.
Yunanistan’ın 1 Ocak 1981 tarihinde AB’ye kabul edildikten sonra, periferik ülkelerin AB’ye katılımı sürecinde AB’ye adeta şantaj yaparak, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de bu genişleme süreci içinde AB’ye alınmaz ise 3. genişleme sürecini tümü ile veto ederim” baskısı ile Kıbrıs Rumlarının 1 Mayıs 2004 tarihinde AB’ye kabul edilmesini sağlamasının tek nedeni, arkalarına AB’yi alarak Türkiye’yi Adalar Denizinden, Doğu Akdeniz’den ve Kıbrıs’tan atmak/dışlamaktı.
Başlangıçta bu strateji birazcık işe yarıyor gibi gözükse de, sonraki yıllardaki yaşananlar ve gelişmeler “yalancının mumu yatsıya kadar yanar” atasözünü doğru çıkardı ve AB, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin arkasında durmaktan vazgeçti.
Şimdilerde ise Kıbrıs Rumları bütün ümitlerini ABD’ye bağladılar. ABD ile Stratejik İşbirliği anlaşması imzalayıp, adeta Güney Kıbrıs’ı ABD’ye ve İsrail’e teslim ettiler. Zannediyorlar ki, Türkiye ile dalaşırlarsa, ABD ve İsrail arkalarında duracak, Amerika’nın ve İsrail’in evlatları, kendileri uğruna Türkiye ile savaşa girecek ve hayatlarını kaybetmeyi göze alacaklar!
Öte yandan, Kıbrıs Rum Yönetimi, uzun yıllardır Kıbrıs adasının güneyini Girit’e oradan da Yunanistan üzerinden de AB’nin enterkonnekte sistemine bağlayacak bir su altı elektrik kablosu bağlantısını (Great Sea Interconnector/GSI) hayata geçirmek için çırpınıyor. Kıbrıs Rum Yönetimin ABD’ye Güney Kıbrıs’ı teslim etmesinin nedenleri içinde, öncelikle Kıbrıs adasından, sonra da Doğu Akdeniz’den Türkiye’yi atmak yer alırken, Güney Kıbrıs ile Girit’i su altından elektrik kablosu ile bağlamak da yer alıyor.
Onlar öyle düşünüyor düşünmesine ancak AB bu projeye 2 milyar Avro yatıracağını deklare etse de bir müddet sonra da vazgeçtiğini söyledi. Ardından ABD de bu projenin rantabl olmadığını, ABD’li şirketlerin de bu projede yer almayacaklarını resmen açıkladı.
AB’nin ve ABD’nin bu projeden desteğini çekmesinin tek bir nedeni var. O da Türkiye ile Libya arasında “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Mutabakat Muhtırası”nın 5 Aralık 2019 tarihinde ve “Güvenlik ve Askeri Iş birliği Mutabakat Muhtırası”nın da 21 Aralık 2019 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından onaylanarak yürürlüğe girmesi. 30 Eylül 2020 tarihinde de Birleşmiş Milletlerin resmen Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz sınırı anlaşmasını tescil etmesi.
Bu Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasının ilanın ve BM tarafından tescil edilmesinin, halk dilindeki açıklaması çok açık ve net. Koordinatları ve sınırları belirtilmiş ve BM tarafından onaylanmış Türkiye ile Libya’yı birleştiren kıta sahanlığı içinden yani denizin tabanı üzerinden Türkiye’nin izni olmadan elektrik kablosu, su borusu, internet omurga kablosu, doğalgaz veya petrol borusu ve de benzeri hiçbir cisim geçemez…
Bir yanıt yazın