Donald Trump’ın başkanlık dönemi, yalnızca Amerikan iç politikasını değil, aynı zamanda küresel kapitalizmi de dönüştürmüştür.
- Nostalji , Trump, Vahşi Kapitalizm
Donald Trump’ın başkanlık dönemi, sadece Amerika’da değil, tüm dünyada kapitalizmin yeniden şekillendiği bir dönemin başlangıcı olmuştur. Orain (2025), kapitalizmin “sonlu olma” evresine geçtiğini ve bu evrede, eski kapitalizmin vahşi biçimlerinin yeniden ortaya çıktığını savunmaktadır. Trump’ın politikaları, eski şiddetli kapitalizmin ve emperyalist stratejilerin küresel ölçekte yeniden gün yüzüne çıkmasına zemin hazırlamıştır. Bu bağlamda, Trump’ın yönetimi yalnızca ekonomik ve askeri bir dönüşümü değil, aynı zamanda küresel güç ilişkilerinin yeniden şekillendiği bir dönemi de işaret etmektedir (Uygur, 2025). Bu yazı, Trump’ın kapitalizmdeki dönüşümüne ve bu dönüşümün küresel güç mücadelesine etkilerine dair kapsamlı bir inceleme sunmaktadır.
- Trump’ın Kapitalizmdeki Dönüşümü: Geçmişin Geri Dönüşü
Trump’ın başkanlık dönemi, kapitalizmin daha önceki aşamalarına geri dönüşü simgelemektedir. Orain (2025) “yırtıcı kapitalizm” kavramını kullanarak, kapitalizmin eski, şiddetli biçimlerinin, devletlerin ve büyük şirketlerin çıkarlarını savunmak için kaynakları hızlıca tükettiği bir düzeni tanımlar. Trump’ın politikaları, bu tür bir kapitalizmin yeniden canlandığını göstermektedir. Ayrıca, neoliberalizmin vaatlerinin sona erdiği bir döneme girilmiştir. Neoliberalizm, kaynakların sınırsız olduğunu ve devlet müdahalesinin gereksiz olduğu bir ekonomik sistem öngörmüştü, ancak bu varsayım pratikte çökmüş ve kaynakların sınırlılığına dayalı yeni bir kapitalizm anlayışı ortaya çıkmıştır (Harvey, 2005).
Trump, “Amerika’yı yeniden büyük yapmak” (Make America Great Again) sloganı altında, ülkesinin ekonomik ve askeri gücünü artırmayı hedeflemiştir. Bu söylem, yalnızca Amerika’nın büyüklüğünü yeniden sağlamakla kalmaz, aynı zamanda küresel hegemonya mücadelesini pekiştirmeyi amaçlar. Orain (2025) ve Piketty (2014), kapitalizmin bu evresinde, ulusal çıkarların ön planda olduğu, devletlerin daha fazla müdahale ettiği ve büyük şirketlerin daha fazla güç kazandığı bir sistemin ortaya çıktığını belirtmektedir.
- Trump’ın Şiddetli Kapitalizmi ve Küresel Güç Mücadelesi
Trump’ın uyguladığı politikalar, kapitalizmin şiddetli biçimlerinin küresel ölçekte yeniden canlanmasını sağlamaktadır. Bu dönüşüm, yalnızca ekonomik alanda değil, askeri ve jeopolitik alanda da kendini göstermektedir. Trump’ın dış politikası, Amerika’nın denizcilik gücünü kullanarak küresel hegemonya stratejisini pekiştirmeye yönelik bir yaklaşımı benimsemiştir. Zakaria (2025), Trump’ın deniz filosunun gücünü kullanarak, Çin’in denizlerdeki etkisini sınırlamaya yönelik stratejiler izlediğini vurgulamaktadır. Bu bağlamda, deniz yolları sadece ticaretin değil, askeri güç mücadelesinin de merkezi olmuştur.
Trump’ın denizcilik hegemonisi üzerine kurduğu stratejiler, geçmişteki emperyalist güçlerin denizcilik stratejileriyle benzerlikler taşımaktadır. Chomsky (2016), ABD’nin denizcilik gücünü kullanarak küresel hegemonyayı sürdürmeye yönelik stratejiler geliştirdiğini ifade etmektedir. Bu stratejiler, geçmişteki sömürgeci güçlerin denizler üzerindeki egemenlik kurma anlayışını yeniden canlandırmaktadır.
- Neoliberalizm ve Küresel Dönüşümün Temelleri: Trump’ın Politikaları
Neoliberalizmin temel yanılgısı, kaynakların sınırsız olduğu ve devlet müdahalesinin gereksiz olduğu varsayımıydı. Ancak, pratikte kaynaklar sınırlıdır ve bu sınırlılığı aşmak için devletlerin daha fazla müdahale etmesi gerekmektedir. Trump’ın politikaları, neoliberalizmin sona erdiğini ve eski kapitalizmin vahşi, tekelleşmiş doğasına geri dönüşü işaret etmektedir. Bu dönüşüm, sadece ekonomik değil, aynı zamanda askeri ve jeopolitik boyutlarda da kendini göstermektedir. Trump’ın yönetimi, kapitalizmin şiddetli ve tekelleşmiş biçimlerinin yeniden ön plana çıkmasına yol açmıştır (Hardt & Negri, 2000).
Kauffmann (2025) ve Brenner (2006), Trump’ın ekonomik stratejilerini analiz ederken, Amerika’nın küresel hegemonyasını sürdürmek için askeri gücünü de kullanarak, daha fazla devlet müdahalesine dayalı bir kapitalizm anlayışını benimseyeceğini vurgulamaktadır. Bu, neoliberalizmin ve serbest ticaretin sona erdiği bir dönemi işaret etmektedir.
- Kaynaklar, İklim Değişikliği ve Kapitalizmin Yeni Çelişkileri
Trump’ın kapitalizm anlayışında, çevre ve iklim sorunları gibi sınırlı kaynaklar meselesi de önemli bir yer tutmaktadır. Neoliberalizmin çevresel tahribatı ve kaynakların tükenmesini engelleme konusundaki başarısızlığı, kapitalizmin sürdürülebilirliğini sorgulamaya açmıştır (Polanyi, 2001). Trump, çevresel sorunlarla başa çıkmak için daha fazla militarizasyon ve sermaye odaklı çözümler önermektedir. Bu yaklaşım, kapitalizmin çevreye verdiği zararın daha da derinleşmesine neden olmaktadır. Klein (2007), bu durumu “felaket kapitalizmi” olarak tanımlar ve çevresel tahribatın, kapitalizmin daha şiddetli biçimlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırladığını belirtir.
Orain (2025), kapitalizmin “sonlu olma” evresinin, çevresel sorunların derinleşmesi ve kaynakların tükenmesiyle ilişkili olduğunu vurgulamaktadır. Trump’ın yönetimi, çevresel sorunlara yönelik çözüm önerilerinde ise sermaye odaklı, çevreye zarar veren politikalar geliştirmektedir. Bu, kapitalizmin sürdürülebilirliğini daha da zorlaştırmaktadır.
- Türkiye’nin Durumu ve Yeni Dünya Düzeni
Trump’ın yönetimi, yalnızca Amerika için değil, küresel ölçekte de büyük dönüşümlere yol açmaktadır. Türkiye gibi stratejik öneme sahip ülkeler, bu yeni dönemde küresel güç mücadelesinin önemli oyuncuları haline gelmektedir. Türkiye’nin jeopolitik konumu, Trump’ın denizcilik hegemonisi ve askeri stratejileri ile daha da önemli hale gelmiştir. Zakaria (2025) ve Gowan (2009), bu yeni dönemde Türkiye’nin küresel güç mücadelesinde oynayacağı rolün belirleyici olacağını öngörmektedir.
Trump’ın politikaları, kapitalizmin şiddetli biçimlerinin geri dönmesiyle birlikte, Türkiye’nin bu yeni dünya düzenine nasıl entegre olacağı sorusunu gündeme getirmektedir. Küresel güç mücadelesinde Türkiye’nin stratejik konumu, önümüzdeki yıllarda daha fazla önem kazanacaktır.
Türkiye gibi stratejik ülkeler, bu yeni dünya düzeninde önemli bir rol oynamaya devam edecektir. Küresel ekonomik güçlerin yeniden yapılandığı bu dönemde, Türkiye’nin jeopolitik ve ekonomik konumu, Trump’ın uyguladığı politikalarla paralel olarak büyük bir değişim sürecine girmektedir. Küresel hegemonya mücadelesi içinde, kapitalizmin bu yeni evresi, sadece Amerika için değil, tüm dünya için büyük dönüşümlere yol açacaktır. Bu dönüşümün Türkiye üzerindeki etkileri, önümüzdeki yıllarda daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
- Sonuç:
Trump’ın yönetimi, kapitalizmin eski, vahşi yüzünü ve Amerikan emperyalizminin yeniden canlanmasını işaret etmektedir. Arnaud Orain’in (2025) önerdiği gibi, “sonlu olma kapitalizmi” kavramı, kaynakların sınırlılığı ve büyük şirketlerin devletlerle olan entegrasyonu arasındaki gerilimle derinleşmektedir.
Trump’ın politikaları, hem ekonomik hem de askeri boyutlarda eski kapitalizmin şiddetli ve tekelleşmiş biçimlerini yeniden inşa etmeye yönelik bir çaba olarak okunabilir. Küresel güç mücadelesi bağlamında, denizcilik hegemonisi ve iklim değişikliği gibi sınırlı kaynaklar sorunları, Trump’ın stratejilerinde belirgin bir şekilde yer almakta, bu da kapitalizmin geleceği üzerine önemli sorular gündeme getirmektedir.
Nihayetinde, Trump’ın politikaları, geçmişin emperyalist stratejilerini canlandırarak, küresel ekonomi ve jeopolitik alandaki güç dengelerini köklü bir şekilde değiştirmektedir. Bu dönüşüm, yalnızca ekonomik anlamda değil, askeri ve çevresel dinamiklerde de önemli yansımalar yaratmaktadır.
Kaynakça
1. Orain, A. (2025). El Konulan Dünya: Sonlu Olma Kapitalizmi Üzerine Bir Deneme. Fransa: X Yayıncılık.
2. Uygur, K. (2025). Trump ve Kapitalizmin Dönüşümü. Türkiye: Y Yayınları.
3. Zakaria, F. (2025). Amerika ve Avrupa Arasında Yeni Bir Dünyaya Adım Atmak. Davos Zirvesi Raporu.
4. Kauffmann, S. (2025). Amerikan Kibiri ve Avrupa Umutsuzluğu. Le Monde.
5. Harvey, D. (2005). A Brief History of Neoliberalism. Oxford: Oxford University Press.
6. Piketty, T. (2014). Capital in the Twenty-First Century. Harvard University Press.
7. Stiglitz, J. E. (2002). Globalization and Its Discontents. W.W. Norton & Company.
8. Chomsky, N. (2016). Who Rules the World? Metropolitan Books.
9. Giddens, A. (2009). The Politics of Climate Change. Polity.
10. Klein, N. (2007). The Shock Doctrine: The Rise of Disaster Capitalism. Metropolitan Books.
11. Robinson, W. I. (2004). A Theory of Global Capitalism: Production, Class, and State in a Transnational World. Johns Hopkins University Press.
12. Sassen, S. (2007). A Sociology of Globalization. W.W. Norton & Company.
13. Wallerstein, I. (2004). World-Systems Analysis: An Introduction. Duke University Press.
14. Bourdieu, P. (1998). On Television. New Press.
15. Hardt, M., & Negri, A. (2000). Empire. Harvard University Press.
16. Arrighi, G. (1994). The Long Twentieth Century: Money, Power, and the Origins of Our Times. Verso.
17. Friedmann, H. (2005). Globalization and the Internationalization of the State. Palgrave Macmillan.
18. Wacquant, L. (2008). Urban Outcasts: A Comparative Sociology of Advanced Marginality. Polity.
19. Polanyi, K. (2001). The Great Transformation: The Political and Economic Origins of Our Time. Beacon Press.
20. Harvey, D. (2014). Seventeen Contradictions and the End of Capitalism. Oxford University Press.
21. Bivens, J., & Mishel, L. (2015). The State of Working America: The Economic Transformation of the United States. Economic Policy Institute.
22. Palley, T. I. (2005). From Financial Crisis to Stagnation: The Destruction of Shared Prosperity and the Role of Economics. Cambridge University Press.
23. Brenner, R. (2006). The Economics of Global Turbulence. Verso.
24. Gowan, P. (2009). Globalization and the End of the Cold War: A New World Order? Zed Books.
25. Foucault, M. (1979). Discipline and Punish: The Birth of the Prison. Vintage Books.
Bir yanıt yazın