Trump Dönemi ve 2025’te Amerika’da Kutuplaşma: İç Savaş ve Ayrılma Senaryoları Üzerine Bir İnceleme

1. ABD’de kriz ortamı

Amerika Birleşik Devletleri’nde son yıllarda yaşanan toplumsal ve siyasi kutuplaşma, özellikle Donald Trump’ın 2016 seçim kampanyası ve başkanlık döneminde belirginleşmiştir (Levitsky & Ziblatt, 2018). Trump’ın popülist söylemleri, yerel ve bölgesel düzeydeki ekonomik ve kültürel ayrışmalarla birleşerek, ülkenin siyasi peyzajında derin yarılmalara yol açmıştır (Fiorina, Abrams, & Pope, 2006). 2020 seçimleri sonrasında ortaya çıkan kriz ortamı, bu kutuplaşmanın daha da keskinleşmesine neden olmuş ve bazı çevrelerde iç savaş veya eyalet ayrılığı gibi radikal senaryolar gündeme gelmiştir (Walter, 2022).

2. Trump Dönemi: Kutuplaşmanın Temelleri

Trump’ın başkanlık döneminde, Amerika’daki siyasi kutuplaşmanın artışına dair birçok gösterge mevcuttur. Trump’ın “Make America Great Again” (MAGA) söylemi, belirli toplumsal gruplara hitap ederken, kültürel ve ekonomik farklılıkları daha görünür kılmıştır (Putnam, 2015). Özellikle kırsal alanlarda yaşayan beyaz işçi sınıfı, Trump’ın söylemlerini benimsediği gibi, büyük şehirlerde ve etnik azınlıkların yoğunlukta olduğu bölgelerde ise tepkiyle karşılanmıştır (Pew Research Center, 2020).

Ayrıca, Trump döneminde radikalleşme süreci, aşırı sağ grupların (örneğin, Proud Boys ve Oath Keepers) güç kazanmasıyla birlikte, siyasi arenada yeni bir tehdit unsuru olarak ortaya çıkmıştır (Mason, 2018). Bu durum, toplumsal ayrışmanın ötesinde, potansiyel şiddet olaylarına ve demokratik kurumlara yönelik risklere işaret etmiştir (Diamond, 2008).

3. 2020 Seçimleri Sonrası Gelişmeler ve Kutuplaşmanın Derinleşmesi

2020 seçimlerinin ardından, Trump’ın seçim sonuçlarına itirazı ve seçim sahtekarlığı iddiaları, toplumsal güven krizini artırmıştır (Levitsky & Ziblatt, 2018). 6 Ocak 2021’deki Capitol baskını, bu kutuplaşmanın somut bir göstergesi olarak literatürde geniş yer bulmuş ve Amerika’nın demokratik kurumlarına yönelik ciddi bir meydan okuma olarak yorumlanmıştır (Walter, 2022). Seçim sonrası süreçte, hem federal hem de yerel düzeyde kutuplaşma, bazı grupların daha radikal ve ayrılıkçı söylemlere yönelmesine neden olmuştur (McCarty, Poole, & Rosenthal, 2019).

Bu dönemde, özellikle bazı eyaletlerde (örneğin, Texas ve Kaliforniya) ortaya atılan yerel özerklik veya ayrılık talepleri, ABD Anayasası ve güçlü federal yapının sınırları içinde tartışılmaktadır. Her ne kadar bu talepler pratikte büyük zorluklarla karşılaşsa da, siyasi söylemde yer almaya devam etmektedir (Levitsky & Ziblatt, 2018; Putnam, 2015).

4. 2025’te Yeni Dinamikler: Biden Yönetimi, Kutuplaşma ve Bölgesel Gerilimler

2025 yılı itibariyle, Joe Biden yönetiminin kutuplaşmayı azaltmaya yönelik politikaları kısmen olumlu etkiler yaratmış olsa da, temelde var olan yapısal sorunlar çözülmüş görünmemektedir (Pew Research Center, 2020). Biden’ın uyguladığı liberal politikalar, Trump’ın döneminde yerleşmiş olan radikal söylemlerle hâlâ çatışma halindedir. Bu durum, özellikle ekonomik eşitsizlik ve kültürel savaşların derinleştiği bölgelerde, sosyal gerilimlerin artmasına neden olmaktadır (Fiorina et al., 2006; Mason, 2018).

2025’te, Trump’ın siyasi mirası ve onun tarafından kurulan popülist hareketin devamlılığı, bazı kesimlerde radikal sağ grupların yeniden canlanmasına ve bölgesel ayrılık söylemlerinin güçlenmesine zemin hazırlamaktadır (Diamond, 2008; Walter, 2022). Ancak, Amerika’nın güçlü federal yapısı, geniş ordu ve anayasal mekanizmalar, iç savaş benzeri senaryoların pratikte gerçekleşmesini zorlaştırmaktadır (McCarty et al., 2019).

5. Tartışma: İç Savaş ve Ayrılma Senaryolarının Değerlendirilmesi

Literatürde, Amerika’daki kutuplaşmanın iç savaş veya eyalet ayrılığına yol açma olasılığı konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Bazı yazarlar, toplumsal kutuplaşmanın derinleşmesinin, uzun vadede demokratik kurumları zayıflatabileceğini ve potansiyel olarak şiddetli çatışmalara zemin hazırlayabileceğini öne sürerken (Walter, 2022; Mason, 2018), diğerleri federal sistemin bu tür senaryolara karşı güçlü bir koruma sağladığını savunmaktadır (Diamond, 2008; Levitsky & Ziblatt, 2018). Mevcut durumda, 2025 yılı itibariyle, iç savaş senaryosu daha ziyade söylemsel düzeyde kalmakta, ancak bölgesel ayrılık talepleri ve yerel özerklik çabaları, dikkat çekici bir politik tartışma konusu olmaya devam etmektedir (Putnam, 2015; Pew Research Center, 2020).

6. Sonuç

Trump dönemi, Amerika Birleşik Devletleri’nde siyasi ve toplumsal kutuplaşmanın temellerini derinleştirmiş; 2020 seçimleri sonrası süreç bu kutuplaşmayı daha da keskinleştirmiştir. 2025 yılına gelindiğinde, Biden yönetiminin kutuplaşmayı azaltma çabalarına rağmen, var olan yapısal ayrışmalar ve bölgesel gerilimler, iç savaş ya da eyalet ayrılığı senaryolarını tamamen dışlamamaktadır. Ancak, güçlü federal yapı, anayasal mekanizmalar ve demokratik kurumlar, bu tür radikal senaryoların gerçekleşmesini büyük ölçüde engellemektedir. Gelecekte, Amerika’nın toplumsal bütünleşmeye yönelik adımları, kutuplaşmanın yönünü belirleyecek en önemli faktör olarak öne çıkacaktır.

Kaynakça
• Diamond, L. (2008). The Spirit of Democracy: The Struggle to Build Free Societies Throughout the World. Times Books.
• Fiorina, M. P., Abrams, S. J., & Pope, J. C. (2006). Culture War? The Myth of a Polarized America. Pearson Longman.
• Levitsky, S., & Ziblatt, D. (2018). How Democracies Die. Crown.
• Mason, L. (2018). Uncivil Agreement: How Politics Became Our Identity. University of Chicago Press.
• McCarty, N., Poole, K. T., & Rosenthal, H. (2019). Polarized America: The Dance of Ideology and Unequal Riches. MIT Press.
• Pew Research Center. (2020). Political Polarization in the American Public. Retrieved from https://www.pewresearch.org/politics/2020/06/12/political-polarization-in-the-american-public/
• Putnam, R. D. (2015). Our Kids: The American Dream in Crisis. Simon & Schuster.
• Walter, B. F. (2022). How Civil Wars Start. Oxford University Press.