Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Osmanlı Devleti’nin yenilmesiyle, eski adı Antep olan bugünkü Gaziantep önce İngilizler, ardından 5 Kasım 1919’da Fransızlar tarafından işgal edildi. Kurtuluş Savaşı’nda Fransızlara karşı kahramanca direnen Antepliler, 25 Aralık 1921’de şehri işgal etmeye çalışan Fransızları kenti terk etmeye zorlayarak Gaziantep’i düşman işgalinden kurtarmıştır. Gaziantep halkı, önder konumundaki Şahin Bey, Karayılan, Kılıç Ali gibi kahramanların liderliğinde büyük bir direniş gösterdi. Bu tarihi mücadeleyi, 1970’li yıllarda Gaziantep’te öğrenci iken öğrendim. Ancak, tarihi bilgimizin yetersiz olması nedeniyle, bu direnişi tam anlamıyla kavrayamamıştım. Sadece kutlamaları ve resmigeçitleri izlemekle gurur ve mutluluk duyardık. Kutlamaların görkemi özelliklede “çetelerin” atlı geçişleri büyüleyiciydi. Tarih bilincimiz zamanla geliştikçe yaşanan sürecin bir savaş değil, bir bağımsızlık mücadelesi oluğunu fark ettim. 11 ay süren Antep Savunmasının (1 Nisan 1920 – 9 Şubat 1921), örgütlü bir halk direnişi olduğunu ve binlerce sivil ile askerin hayatını kaybettiği zorlu bir bağımsızlık mücadeleye sahne olduğunu anladım.
Bağımsızlık Bilinci Emperyalizme Yol Vermedi
Başkalarının topraklarında gözü olan emperyalist devletlere karşı seferber olan Antep’in yiğit insanları—kadın, erkek, çocuk—hep birlikte destansı bir direniş örneği göstererek şehirlerini bağımsızlaştırdılar. “Vurun Antepliler, bu namus günüdür!” diyen Karayılan ve nice kahraman şehitler, halkın hafızasında daima yaşayacak büyük fedakârlıklar göstermiştir.
Gaziantep’in gazilik unvanı, halkın bağımsızlık mücadelesindeki azim ve fedakârlığının en önemli sembollerinden biridir. Bu unvan, Antep halkına 8 Şubat 1921’de verilmiş ve o günden itibaren bu tarih, Gaziantep’in bağımsızlık mücadelesindeki direniş ruhunu ve vatan sevgisini simgeleyen önemli bir gün olmuştur. Fransızların kenti terk etmek zorunda kalmasının ve halkın gösterdiği direnişin anısını yaşatmak amacıyla her yıl 8 Şubat’ta Gaziantep Gazilik Günü kutlanmaktadır.
Tarih Bilinci İle Kültürel Mirası ve Değerler Korunur
Bugün de aynı duygularla bağımsızlığı ve özgürlüğü savunmak, bölgeyi havadan kuşatan ve kendilerini dünyanın sahibi ilan eden tüm güçlere karşı durmak, geçmişe sahip çıkmak anlamına gelir. Her bireyin bulunduğu coğrafyada kendi otokton kültürüne, inancına, düşüncesine ve doğal yapısına sahip çıkması gerekir. Bölgemizin tarihi, insanlığın binlerce yıllık geçmişine ışık tutmaktadır. Sümerlerden Gılgamış Destanı’na, günümüze kadar pek çok medeniyet ve kültür burada varlığını sürdürmüştür. Tarihin korunması ve anlaşılması, geleceğe ışık tutacaktır. Tarihi anlamadan kur kuruya sevinmenin tarafgir olmanın ötesinde esaslı objektif bir dünya tarihi öğretisi ile insanın düşüncelerinin sağlam bilgilere dayalı bir tarihi bilincinin gelişmesi bilinçle hareket etmek bakımından önemlidir.
Irak’ın işgali sonrası Bağdat Müzesi’nin Amerikan askerleri tarafından yağmalanması, bana Mısır’daki İskenderiye Kütüphanesi’ni hatırlattı ve bu durum üzerine “Kültürsüz Kültürlülük” konusunu yazmıştım. O dönem Tüfek, Mikrop ve Çelik kitabını henüz okumamıştım. Daha sonra bu kitaptan etkilenerek, herkesin de okumasını özellikle tavsiye eder oldum. Çünkü kimse, başkasının tarlasını, malını, mülkünü işgal etmemeli.
Bölgedeki tarihi eserler ve kültürel miras, savaşlar nedeniyle büyük tahribata uğradı. Irak, Suriye, Filistin ve Lübnan’da geçmişe dair pek çok belge ve kalıntı yok edildi. Kültürel değerleri yok edenler, ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Ancak, tarih, arkeoloji, kültür ve antropoloji bilmeden, sadece silah tutan ellerin “düşman” olarak gördüğü her şeyi yok etmesi büyük bir kıt anlayışın göstergesidir. Savaşlar sadece insanların ölmesiyle sınırlı kalmıyor; doğayı da tahrip ediyor, sayısını bilmediğimiz bitki ve hayvan türlerini yok ediyor.
Bölgemizde yaşanan çatışmalar konusu çok yönlü derin ve hayati öneme sahiptir. Tarihi bilincinin toplumda oluşması ile bilinçle kültürlerine ve değerlerin korunacağı gerçeği ile tekrar Anteplilerin Gaziantep olma gününü kutluyorum. Günleri kutlu olsun memleketimin!
08 Şubat 2025, Adana
Bir yanıt yazın