- Trump’ın Dış Politika Yaklaşımının Temel Özellikleri
Donald Trump, başkanlık döneminde (2017-2021), Amerika’nın dış politikasını “Amerika’yı önce” anlayışı çerçevesinde şekillendirmiştir. Bu yaklaşım, ABD’nin küresel liderlik rolünü sorgulayan, çok taraflı anlaşmalardan çekilme ve ulusal çıkarları ön planda tutma stratejisini benimsemiştir. Trump, NATO, Paris İklim Anlaşması, İran Nükleer Anlaşması ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi çok taraflı anlaşmalarla ciddi şekilde çatışmış, bunun yerine ikili anlaşmalar ve ABD çıkarlarını önceleyen politikalar izlemeyi tercih etmiştir (Bacevich, 2020).
Trump’ın dış politikasının önemli bir özelliği, sert ve izolasyonist bir yaklaşımı benimsemesidir. Bu politika, uluslararası ilişkilerde gerilimlerin artmasına neden olmuş, Çin, Rusya ve Avrupa ile gergin ilişkiler yaşanmıştır. Trump dönemindeki bu politikaların, dünya savaşına yol açma olasılığı açısından nasıl değerlendirilebileceğini anlamak için, Trump’ın dış politikadaki olası yönelimlerini ve bu politikaların diğer devletler üzerinde yaratacağı etkileri incelemek önemlidir.
- Uluslararası Aktörlerin Tepkileri ve Olası Senaryolar
Trump’ın yeniden başkan olması, büyük ihtimalle başta Çin, Rusya ve Avrupa Birliği olmak üzere diğer büyük uluslararası aktörlerin dış politika stratejilerinde değişikliklere yol açacaktır.
Çin ve Tayvan Krizi
Çin, Trump döneminde ABD ile ticaret savaşına girmişti ve Trump’ın yeniden seçilmesiyle birlikte, Çin’in Tayvan’a yönelik agresif politikaları daha da keskinleşebilir. Tayvan, Çin için stratejik bir öneme sahipken, ABD’nin Tayvan’a verdiği destek, Çin’in güvenliğini tehdit eden bir faktör olarak görülebilir. Bu bağlamda, Tayvan Boğazı’nda yaşanacak bir çatışma, Çin ve ABD arasında doğrudan bir askeri müdahaleyi tetikleyebilir. Bu durum, Asya-Pasifik bölgesindeki diğer güçlerin de dahil olacağı büyük bir bölgesel çatışmaya dönüşebilir (Mearsheimer, 2019).
Rusya ve Ukrayna Krizi
Trump, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığını, bazen temkinli bir şekilde ele almış, bazen de Putin’e karşı daha ılımlı bir tutum sergilemiştir. Bu nedenle, Trump’ın başkanlık dönemi Rusya’nın askeri stratejilerini daha fazla cesaretlendirebilir. Ukrayna’da devam eden çatışmalar, Rusya ile Batı arasında daha fazla gerilime yol açabilir. Trump’ın askeri harcamaları azaltma ve Avrupa’daki askeri varlığını sınırlama politikaları, NATO’yu zayıflatabilir ve Rusya’nın Batı Avrupa’ya yönelik saldırgan hareketlerini artırabilir (Allison, 2021).
Avrupa Birliği ve İçsel Çatışmalar
Trump’ın başkanlığında, ABD’nin NATO’ya ve Avrupa Birliği’ne yaklaşımı ciddi şekilde sorgulanmıştı. Avrupa’nın ABD’nin küresel politikalarındaki belirsizlikler karşısında bağımsız savunma ve güvenlik stratejilerine yönelmesi, Avrasya’daki jeopolitik gerilimlerin derinleşmesine yol açabilir. Avrupa’nın içindeki ulusalcılık dalgası ve Rusya ile ilişkiler, kıtadaki güvenlik ortamını daha da karmaşıklaştırabilir.
- Dünya Savaşına Giden Yol: Olası Senaryolar
Dünya savaşına yol açabilecek birkaç olası senaryo bulunmaktadır. Bu senaryolar, büyük güçlerin askeri stratejilerindeki değişiklikler, ittifakların yeniden şekillenmesi ve bölgesel çatışmaların küresel bir boyuta taşınması gibi faktörlere dayanmaktadır:
3.1. Küresel Ekonomik Kriz ve Sosyal Çalkantılar
2025 yılına gelindiğinde, dünya çapında büyük bir ekonomik kriz yaşanması durumunda, ekonomik çöküş ve sosyal huzursuzluklar savaşın zeminini hazırlayabilir. Birçok devletin ulusal çıkarları için birbirleriyle çatışmaya girmesi, bu ekonomik krizlerin uluslararası bir savaşa dönüşmesine neden olabilir. Bu senaryoya, 1930’larda yaşanan Büyük Buhran’ın, II. Dünya Savaşı’na giden yol açan bir faktör olması örnek gösterilebilir (Ferguson, 2006).
3.2. Biyolojik ve Kimyasal Silahlar
Trump’ın savunma bütçelerini artırmaya yönelik politikaları, askeri teknolojilerin gelişmesiyle birlikte biyolojik ve kimyasal silahların kullanılmasına dair bir tehdit oluşturabilir. Bu tür silahlar, sınırlı çapta bir çatışmayı küresel bir savaşa dönüştürebilir. Özellikle Asya ve Avrupa’da, böyle bir tehdit, devletler arasında tırmanan gerilimlere yol açabilir.
3.3. Savaşın Dijitalleşmesi ve Siber Çatışmalar
Modern savaşın dijitalleşmesiyle birlikte, siber saldırılar, elektrik şebekelerinin kesilmesi, finansal sistemlerin çökertilmesi gibi taktikler savaşın doğasını değiştirebilir. Trump’ın izolasyonist ve milli çıkarları ön planda tutan politikaları, bu tür dijital saldırılara karşı savunmasız hale gelmesine neden olabilir. Ayrıca, siber saldırılar, nükleer çatışmalar gibi ciddi sonuçlara yol açabilir.
- Akademik Görüşler ve Sonuç
Akademik çalışmalar, Trump’ın tekrar başkan olmasının, dünya çapında bir dünya savaşına yol açma olasılığının düşük olduğunu öne sürmektedir. Ancak, Trump’ın agresif dış politikası, küresel ittifakların zayıflaması ve bölgesel çatışmaların derinleşmesi gibi faktörler, savaşın patlak vermesine neden olabilecek potansiyel riskler taşımaktadır. Mearsheimer (2019) gibi realist akademisyenler, güç geçişlerinin ve güvenlik tehditlerinin büyük bir savaşı tetikleyebileceğini savunmaktadır. Öte yandan, liberaller ise küresel diplomasi ve uluslararası kurumların bu tür bir savaşın önüne geçebileceğini ileri sürmektedir (Ikenberry, 2018).
ABD, Çin ve Rusya Liderlerinin Görüşleri
ABD Başkanı Donald Trump, başkanlık dönemi boyunca Çin ile ciddi ticaret savaşları yürütmüş ve Pekin’in bölgesel hegemonyasına karşı sert bir duruş sergilemiştir. Trump, Çin’in askeri gücünün artmasını, ABD için bir tehdit olarak görmektedir (Bacevich, 2020). Çin, Tayvan’a olan yaklaşımında ABD’nin etkisini tehdit olarak algılamakta ve askeri bir müdahale durumunda, küresel çatışmaların patlak vereceğini öngörmektedir.
Rusya, Trump döneminde ABD ile ilişkilerinin daha stabil hale gelmesini ummuş, ancak aynı zamanda Batı ile yaşanan gerginliklerin artmasından da faydalanmıştır. Putin’in politikaları, Batı ile arasındaki ilişkilerin yeniden gerilmesine ve Avrupa’da güç dengesinin değişmesine yol açabilir (Allison, 2021). Avrupa liderleri ise Trump’ın politikalarını endişeyle izlerken, özellikle NATO’nun geleceği konusunda belirsizlikler yaşanmakta ve bu durum Avrupa’nın savunma stratejilerinde değişimlere yol açmaktadır.
Sonuç olarak, 2025 yılında Trump’ın başkanlık dönemi, dünya savaşına yol açacak kesin bir faktör olmasa da, küresel güvenlik ortamındaki belirsizliklerin artmasına ve büyük güçler arasındaki gerilimlerin yükselmesine yol açabilir. Bu durum, uluslararası ilişkilerdeki dengeyi değiştirebilir ve savaşın eşiğine gelinmesini mümkün kılabilir.
Kaynaklar
• Bacevich, A. J. (2020). The Age of Illusions: How America Squandered Its Cold War Victory. Metropolitan Books.
• Mearsheimer, J. J. (2019). The Tragedy of Great Power Politics. W.W. Norton & Company.
• Allison, G. (2021). Destined for War: Can America and China Escape Thucydides’s Trap? Houghton Mifflin Harcourt.
• Ferguson, N. (2006). The War of the World: History’s Age of Hatred. Penguin Press.
• Ikenberry, G. J. (2018). Liberal Leviathan: The Origins, Crisis, and Transformation of the American World Order. Princeton University Press.
• Gertz, B. (2017). Enemies: How America’s Allies Turned Against Her. Threshold Editions.
• Nye, J. S. (2017). The Future of Power. PublicAffairs.
Bir yanıt yazın