Uzun zamandır çok istediğim halde tiyatroya gidememiştim. İnsan bir oyuncu hele bir de gazeteciyse utanılacak bir durum. İnanın sağlık sorunlarımdan dolayı…
Kendimi birazcık da olsa iyi hisseder hissetmez,evime çok yakın olan Tekel Sahnesine attım kendimi.
Hangi oyun var bilmiyorum…
Oyuncular kim onu da bilmiyorum…
Bilet kalmamış,sağolsunlar gişede oturan arkadaş benim için müdüre hanımdan rica etti ve protokoldan bir bilet ayarladılar…
En önde ve köşedeki koltuktayım.Sahne dümdüz önümüzde, oyuncular ve seyirciler iç içe. Hatta bir ara anne rolündeki Rüya Perihan Dirin seyircinin arasına yürüdü ve oyununa orada devam ederken,tam arkamdaki seyirci haşır-huşur su şişesine çıkardı ve herkes dönüp o tarafa baktı.
Oyundan sonra oturup uzun uzun sohbet ettik Rüya Dirin ile. Bu konuyu hatırlattığımda “gerçekten benimde dikkatim dağıla caktı az kalsın”dedi.
Bence bu yasak edilmeli hem oyuncuya,hem seyirciye büyük bir saygısızlık…
Eylül İşcan acil çıkmak zorundaydı,sarılıp,öpüşüp,resim çekilip, ayak üstü kısa bir sohbet ettik.
![TEKEL SAHNESİ-PARMAK 2 Uzun zamandır çok istediğim halde tiyatroya gidememiştim. İnsan bir oyuncu hele bir de gazeteciyse utanılacak bir durum. İnanın sağlık sorunlarımdan dolayı… - 473258072 10161279930913667 1493887193837977759 n 1](https://www.turkishnews.com/tr/content/wp-content/uploads/2025/02/473258072_10161279930913667_1493887193837977759_n-1-768x1024.jpg)
![TEKEL SAHNESİ-PARMAK 3 Uzun zamandır çok istediğim halde tiyatroya gidememiştim. İnsan bir oyuncu hele bir de gazeteciyse utanılacak bir durum. İnanın sağlık sorunlarımdan dolayı… - 473319932 10161279928338667 293502398369343675 n 1](https://www.turkishnews.com/tr/content/wp-content/uploads/2025/02/473319932_10161279928338667_293502398369343675_n-1-768x1024.jpg)
![TEKEL SAHNESİ-PARMAK 4 Uzun zamandır çok istediğim halde tiyatroya gidememiştim. İnsan bir oyuncu hele bir de gazeteciyse utanılacak bir durum. İnanın sağlık sorunlarımdan dolayı… - 473323584 10161279930908667 4140509569756580355 n 1](https://www.turkishnews.com/tr/content/wp-content/uploads/2025/02/473323584_10161279930908667_4140509569756580355_n-1-768x1024.jpg)
Doruntina Başa’nın yazdığı, Bilge Emin’in çevirmenliğini ve yönetmenliğini gerçek leştirdiği İstanbul Devlet Tiyatrosu yapımı “Parmak” 2011 yılında yazılan‘Batı Balkan Oyun Yazma Yarışması’nda “En İyi Çağdaş Oyun” dalında birinciliği kazan mış,aynı zamanda, 2013 yılında Saraybosna’da düzenlenen ‘Uluslararası MESS Tiyatro Festivali’nde “En İyi Balkan Oyunu” ödülünü almıştır…
Rüyam Perihan Dirin ve Eylül İşcan’ın rol aldığı ve tek perde olan oyunun; dekor tasarımı Behlüldane Tor, kostüm tasarımı Nalan Alaylı, ışık tasarımı Önder Ay, görsel tasarımı R. Onur Duru, müziği Çağrı Beklen, hareket düzeni Ayşegül Erkutay’a ait .Yönetmen Bilge Emin
Kosova savaşında genç bir adam evinin önünden götürülerek kayıplara karışır. Gidişinin üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen,annesi ile eşi onun hâlâ döneceğine inanmak ve bir mucize beklemektedirler.Sevgi,nefret,acı,umut gibi duygularla örülü hayatların da artık ağaçların sesinden, rüzgârın fısıltısın dan,küf kokan elbiselerden medet umar, yaşadıkları acıyla kendilerince yüzleşmeye çalışırlar…
“Parmak”, Kosova’daki savaşta kaybolmuş insanları işler. Bunu da kadınların perspektifinden anlatır. Kosova’daki birçok gele neksel ailede, savaşta kocasını kaybetmiş kadınlar, kocasının ailesiyle birlikte yaşar.
Oyunda; Şkurta’nın ve Zoya’nın, kayıp sevdiklerinin yok olu şunu kabullenme konusundaki farklı yaklaşımları işleniyor. Zoya onun geri döneceğine neredeyse eminken, Şkurta onun ölmüş olduğundan ve bedeninin diğer bedenlerle birlikte bulunmasının yalnızca zamana dair bir mesele olduğundan emin. “Parmak”, umudun ve gerçeği kabullenişin soğukkanlı savaşı.
Balkanlarda geçen tanıdık bir hikaye.Kayıpların, kayıplardan sonra geride kalanların ve çocuk yaşta evlendirilen kadınların hikayesi. oyunun yazarı bu acı tanıdıklığı bizim pek bilmediği miz bir yönden ele almış.
Kosova kültürünün geleneksel tarzda aile yapısında, kocasını savaşta kaybetmiş kadınlar kocasının ailesiyle yaşamaya devam ediyormuş ve kadın neredeyse o ailenin “malı” haline geliyormuş. oyun da “kayboluşunun” üzerinden 10 yıl geçen bir genç adamın karısı ve annesinin aynı evde birbirine tutunarak ve birbirini zehirleyerek süren çetrefilli ilişkisini konu ediyor. Durağan,anda takılı kalmış hissini yaşatan, buruk bir oyun.
Dekor gerçekten çok güzel,deko ve aksesuarlar,dönemsel detaylar, aynaya yansıtılan görüntüler, müzikler, salonun kullanılması ve önder ay yönetimindeki ışık düzeniyle birlikte çok başarılı bir iş çıkartılmış.
Ben genelde kalabalık oyunları severim nedense tek kişilik ve iki kişilik oyunlarda sıkılacağımı düşünürüm…
Başta gerçekten sıkılmaya başladım ama dekorun harika renkleri, oyuncuların müthiş performansları karşısında,birden sanki zaman zaman kayınvalideyi,zaman zaman gelini oynarken buldum kendimi. Olayları birebir yaşıyordum.Sanki kaybolan benim oğlumdu, öylesine içten ve gerçekçi oynuyorlardıki,acılarını,umutlarını, bekleyişlerini yüreğimde hissettim.
Oyun bittiğinde ayakta alkışladım çoğu seyirci gibi…Kendimi tutmasam atılıp boynuna kaynananın öpecektim…
Bu duygumu söylediğimde sohbet sırasında çok güldük Rüya Dirin ile…Birgün buluşup sohbet etmek üzere ayrıldık,o kadar içten ve samimiydi ki,sanki yıllardır aynı sahneyi paylaşıyorduk.
Herkes bu oyunu görmeli…
Beni bu kadar duygu seline kaptıran bir oyunu seyretme fırsatı veren,emeği geçen herkese binlerce teşekkürler…İyi ki varsınız ,nice oyunlara,alkışınız bol olsun…
Bir yanıt yazın