Bir toplumda tüketici fiyat endeksiyle ölçülen enflasyon, yıllık belirli aralıklarla sabitlenebilen veya değiştirilebilen bir mal ve hizmet sepeti edinmenin ortalama tüketiciye maliyetindeki yıllık yüzde değişimi yansıtır. OECD üyelerinin 2023 enflasyon oranı, 2022’ye göre yüzde 2,56 düşüşle yüzde 5,68 olmuştur. 2021 enflasyon oranı, 2020’ye göre yüzde 2,08 artışla yüzde 2,82 iken, 2020 yılı için OECD üyelerinin enflasyon oranı, 2019’a göre yüzde 1,01 düşüşle yüzde 0,73 olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkeleri arasında Aralık 2024 tarihinde yüzde 44,4 enflasyon oranıyla açık ara en yüksek seviyede yer almıştır. Kasım ayına göre 2,7 puan düşüş kaydedilmiştir ama Türkiye’nin enflasyonu OECD ortalaması olan yüzde 4,7 seviyesinin çok üzerindedir. En yakın ülke Kolombiya’da enflasyon yüzde 5,2’dir. Tüketici fiyat endeksiyle ölçülen enflasyon, yıllık gibi belirli aralıklarla sabitlenebilen veya değiştirilebilen bir mal ve hizmet sepeti edinmenin ortalama tüketiciye maliyetindeki yıllık yüzde değişimi yansıtır. Genellikle Laspeyres formülü kullanılır.
![OECD Açıkladı:“Türkiye Enflasyon Şampiyonu” 1 Bir toplumda tüketici fiyat endeksiyle ölçülen enflasyon, yıllık belirli aralıklarla sabitlenebilen veya değiştirilebilen bir mal ve hizmet sepeti edinmenin ortalama tüketiciye maliyetindeki yıllık yüzde değişimi yansıtır. OECD üyelerinin 2023 enflasyon oranı, 2022'ye göre yüzde 2,56 düşüşle yüzde 5,68 olmuştur. 2021 enflasyon oranı, 2020'ye göre yüzde 2,08 artışla yüzde 2,82 iken, 2020 yılı için OECD üyelerinin enflasyon oranı, 2019'a göre yüzde 1,01 düşüşle yüzde 0,73 olarak gerçekleşmiştir. - image 4](https://www.turkishnews.com/tr/content/wp-content/uploads/2025/02/image-4.png)
OECD, İngilizce’deki açılımı “Organisation for Economic Co-operation and Development”olan, Türkçe’ye “Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü” olarak çevrilen uluslararası kuruluştur. OECD, 30 Eylül 1961 tarihinde faaliyete geçmiştir. Türkiye, OECD’nin kuruluşundan kısa bir süre önce, 2 Ağustos 1961 tarihinde kurucu üye olarak kabul edilmiştir.
Örgüt, ekonomik işbirliği ve kalkınma alanında küresel çapta etkili bir platform olarak görev yapmaktadır. OECD, İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’nın ekonomik yeniden yapılanmasını sağlamak amacıyla kurulan “Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü”nün (OEEC) devamı niteliğindedir. OECD çok daha geniş bir üye yelpazesine sahip olup, Avrupa dışındaki ülkeleri de kapsamaktadır.
1985-1990 yıllar arasında OECD nezdindeki büyükelçiliğimizde “DPT Müşaviri” olarak görev yaptım ve “Regional Problems and Polies in Turkey” (1988) başlıklı yayının basılmasını sağladım. O dönemde OECD’nin 24 üyesi vardı. Türkiye OECD’nin Kurucu Üyesidir. Sonradan katılanlar ülkeler şunlardır: Japonya (1964), Finlandiya (1969), Avustralya (1971), Yeni Zelanda (1973), Meksika (1994), Çekya (1995), Macaristan (1996), Polonya (1996), Güney Kore (1996), Slovakya (2000), Şili (2010), Estonya (2010), Slovenya (2010), İsrail (2010), Letonya (2016), Litvanya (2018), Kolombiya (2020), Kosta Rika (2021).
OECD) ülkelerinde yıllık enflasyon, Aralık 2024’te bir önceki aya göre yüzde 4,7’dir. Türkiye, yüzde 44,4 ile OECD ülkeleri arasında açık ara en yüksek enflasyona sahip ülkedir. Türkiye’yi en yakın izleyen ülke Kolombiya’da enflasyon yüzde 5,2 iken OECD ortalaması yüzde 4,7’dir. Türkiye’nin enflasyonu Kasım 2024 ayına göre göre düşmüş olsa da diğer OECD ülkelerinin çok üzerindedir.
32 OECD üyesi ülkenin 18’inde enflasyon artarken, en büyük yükselişler Letonya, Kosta Rika, Macaristan, Litvanya ve Japonya’da görülmüştür. Türkiye ile birlikte 8 ülkede enflasyon gerilemiş, 12 ülkede büyük ölçüde sabit kalmıştır. OECD genelinde enerji enflasyonu artış gösterse de çekirdek enflasyon hafif bir düşüş kaydetmiş, gıda enflasyonu büyük ölçüde sabit kalmıştır. Üye ülkelerden 30’u, Dünya Bankası tarafından 2005 yılında yüksek gelirli ülkeler arasında gösterilmiştir.
2024 yılında OECD ülkelerinde ortalama yıllık enflasyon yüzde 5,2 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran 2023 seviyesinin 1,6 puan altında kalsa da 2019’daki oranın iki katından fazladır. OECD ülkelerinde gıda ve çekirdek enflasyon düşerken, enerji enflasyonu ülkeler arasında farklılıklar göstermiştir. Enflasyonun en düşük olduğu ülkelerden İsviçre’de oran yüzde 0,6, Finlandiya’da yüzde 0,7’dir.
G-7 ülkelerinde enflasyon Aralık 2024 tarihinde üst üste üçüncü ayda yükselerek yüzde 2,8’e ulaşmıştır. Japonya, elektrik ve doğalgaz sübvansiyonlarının azaltılmasının ardından yüzde 3,6 ile enflasyonun en fazla yükseldiği G-7 ülkesidir. Euro Bölgesi’nde yıllık enflasyon, Aralık ayında yüzde 2,4 olurken, enerji enflasyonu 4 aylık negatif durumundan sıfıra yaklaşmış, gıda ve çekirdek enflasyon ise sabit kalmıştır.
G-20 ülkelerinde yıllık enflasyon Aralık 2024’de yüzde 5,1’e gerileyerek, Eylül 2021 tarihinden sonra en düşük seviyesindedir. Arjantin’de enflasyon düşerken Aralık 2023’e göre 2 kattan fazla artmış, Brezilya, Endonezya, Suudi Arabistan, Güney Afrika ve Çin’de sabit kalmış, Çin’de yüzde 0,1 olmuştur. Türkiye, Aralık 2024 tarihinde yüzde 44,4 enflasyon oranıyla OECD ülkeleri arasında şampiyondur. Kasım ayına göre 2,7 puan düşüş sağlanmış olsa da, Türkiye’nin enflasyonu OECD ortalaması olan yüzde 4,7 seviyesinin çok üzerinde olup, en yakın ülke Kolombiya’da enflasyon yüzde 5,2’dir.
OECD enflasyon ortalaması Türkiye dışında hesaplanmaktadır. Türkiye’yi en yakın izleyen ülke Kolombiya’da enflasyon yüzde 5,2 seviyesinde ölçülürken, OECD ortalaması yüzde 4,7’dir. Türkiye’nin enflasyonu Kasım 2024’e göre düşse de, diğer OECD ülkelerinin çok üzerindedir. OECD ülkelerinin 18’inde enflasyon artarken, en büyük yükselişler Letonya, Kosta Rika, Macaristan, Litvanya ve Japonya’da görülmüştür. Türkiye ile birlikte 8 ülkede enflasyon gerilerken, 12 ülkede sabit kalmıştır. OECD ülkelerinde enerji enflasyonu artmış, çekirdek enflasyon hafif düşüş göstermiştir. Gıda enflasyonu ise sabit kalmıştır.
2024 yılında OECD ülkelerinde gıda ve çekirdek enflasyon düşüş gösterirken, enerji enflasyonu ülkeler arasında büyük farklılıklar göstermiştir. Enflasyonun en düşük olduğu ülkelerden İsviçre’de oran yüzde 0,6, Finlandiya’da ise yüzde 0,7’dir.
![OECD Açıkladı:“Türkiye Enflasyon Şampiyonu” 2 Bir toplumda tüketici fiyat endeksiyle ölçülen enflasyon, yıllık belirli aralıklarla sabitlenebilen veya değiştirilebilen bir mal ve hizmet sepeti edinmenin ortalama tüketiciye maliyetindeki yıllık yüzde değişimi yansıtır. OECD üyelerinin 2023 enflasyon oranı, 2022'ye göre yüzde 2,56 düşüşle yüzde 5,68 olmuştur. 2021 enflasyon oranı, 2020'ye göre yüzde 2,08 artışla yüzde 2,82 iken, 2020 yılı için OECD üyelerinin enflasyon oranı, 2019'a göre yüzde 1,01 düşüşle yüzde 0,73 olarak gerçekleşmiştir. - image 5](https://www.turkishnews.com/tr/content/wp-content/uploads/2025/02/image-5.png)
G-20 ülkelerinde enflasyon son 3 yılın en düşük seviyesinde olup, yıllık enflasyon Aralık 2024’te yüzde 5,1’e gerileyerek Eylül 2021’den bu yana en düşük seviyesine inmiştir. Arjantin’de enflasyon düşse de fiyatlar Aralık 2023’e göre iki kattan fazla artmış, Brezilya, Endonezya, Suudi Arabistan, Güney Afrika ve Çin’de enflasyon büyük ölçüde sabit kalmış, Çin’de ise yüzde 0,1 ile neredeyse sıfır seviyesindedir. OECD üyesi ülkelerde 2023 yılında enflasyon yüzde 5.68 olurken, önceki yıla göre yüzde 2.56 azalmış, 2022 yılında ise yüzde 8.24 olmuştur. 2021 yılında yüzde 2.28, 2020 yılında ise 0.73 olarak gerçekleşmiştir. (https://www.macrotrends.net/global-metrics/countries/OED/oecd-members/inflation-rate-cpi)
Enflasyon, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda psikolojik bir savaş alanıdır. Sürekli değişen fiyat etiketleri, kişilerin geleceğe ilişkin güvenini yok eder. Belirsizlik, harcama alışkanlıklarını değiştirir. Vatandaş, en temel ihtiyaçlarını bile karşılamaktan endişe eder hale gelirken, “gelecekte daha pahalı olacak” kaygısıyla tüketim eğilimleri değişir. Bu davranış, kişilerin tasarruf etme kabiliyetini azaltır ve toplumun genel refah seviyesini düşürür. Bu dönemde, orta sınıfın çöküşü belirgin hale gelir. Orta gelirli bir vatandaş, artık lüks harcamalardan feragat etmekle kalmaz; temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanır. Daha önce tasarruf yapabilen kesim, bir süre sonra borçlanmaya başlar.
Enflasyonun yıkıcı etkilerini azaltmak için vatandaşın ekonomik farkındalığını artırmak önemlidir. Halk, kişisel tercihlerinin genel ekonomi üzerindeki etkisini anlamalı ve kolektif hareket etmenin önemini kavramalıdır. Aşırı tüketimden kaçınmak, tasarruf alışkanlıklarını teşvik etmek, kredi kullanımını sınırlandırmak gerekir.
Devlet, güveni tesis edecek ve uzun vadeli ekonomik planlamayı sağlayacak politikalar geliştirmelidir. Fiyat istikrarı, sadece hükümetin değil, aynı zamanda toplumun bütün kesimlerinin ortak çabasıyla sağlanabilir.