AYRICA BENİM KADERİMİN SORUMLUSUDUR.
Sn. dr. Hüseyin Nazlıkul (M.D. PhD.)’un Oda tv.’de yazdığı yazıların okuyorum. Şahsen bu akademisyenin yazılarına bir göz atılmasını öneririm.
Almanya Federal Cumhuriyetin (AFC)’de 44 yılın üzerinde yaşayan (eşim Saliha hanımefendi 55 yıldır aynı durumda) ve koyun gibi seçme ve seçilme imkanı olmayan, T.C. vatandaşı olarak, şubat ayında geçirilecek olan seçimi önemsiyorum. Zira şizofren Trump’ın ve destekleyenlerin akıl sağlığından ciddi tereddütlerim var. Akıl sağlığı konusunda yirmi yıl evvel bizde, birilerinin gençliğindeki “OT”( uyuşturuculuğu sorunu ) hususunda tahribatı sebebiyle tereddütleri bulunan uzman Profesörlerin yazmış olduğu raporlarını bilen bir kişilik olarak, AFC’de şubat ayında geçirilecek olan seçimlerde AFC vatandaşlığı hakkını elde etmiş Türk’lerin, sahip oldukları haklarını en mükemmel şekilde kullanması elzem, zira HERKES KENDİ KADERİNİN MİMARIDIR… AYRICA BENİM KADERİMİN SORUMLUSUDUR…
Kalın sağlacakla
Rehan Gündoğmuş
***
Aşırı sağ ve Trump’ın etkisi
“Unutulmamalıdır ki, aşırı sağın güçlenmesi, öncelikle çok kültürlü yaşamı hedef alacaktır. Bu nedenle, demokratik bir yaşamın savunucuları olarak, sandığa giderek oy kullanmalı ve geleceğimize olumlu bir yön vermeliyiz… Dr. Hüseyin Nazlıkul yazdı…
Dr. Hüseyin Nazlıkul, M.D. PhD.
07 Şubat 2025 13:10
Almanya’da aşırı sağın yükselişi artık yadsınamaz bir gerçekliktir. Bu yükseliş, yalnızca Almanya’nın değil, Avrupa’nın siyasi ve toplumsal yapısını tehdit eden bir durumdur. Donald Trump’ın radikal sağ gruplara dolaylı desteği ve politikalarının dünya genelindeki etkileri, bu grupları daha cesur ve organize hale getirmiştir. Almanya’nın siyasi istikrarı, aşırı sağın etkisini sınırlayacak adımlar atılmasına bağlıdır. Bu kritik dönemeçte Türk kökenli seçmenlerin alacağı tutum, sadece Almanya’nın değil, Avrupa’nın geleceği üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olabilir.
TÜRK KÖKENLİ SEÇMENLERİN SORUMLULUĞU VE GÜCÜ
Almanya’daki Türk kökenli seçmenler, yaklaşık 1,7 milyon kişiyle, özellikle kritik bölgelerde seçim sonuçlarını etkileyebilecek bir güce sahiptir. Ancak geçmiş seçimlerde sandığa katılım oranlarının düşük olması, bu potansiyelin yeterince kullanılmadığını göstermektedir. Bu seçimlerde Türk kökenli seçmenler olarak yalnızca bireysel bir vatandaşlık görevimizi yerine getirmekle kalmayıp, aşırı sağın yükselişine karşı demokratik bir duvar örmek için de harekete geçmeliyiz.
Aşırı sağ, açıkça çok kültürlü yaşama, yabancılara ve göçmenlere düşmanlığını ilan etmiş bir hareket olarak, medeniyetin elde ettiği birçok kazanımı tehdit etmektedir. Geri dönüş planları adı altında yabancı kökenlileri ülkeden çıkarmayı hedefleyen söylemleri ve politikaları artık bir hayal değil, somut bir tehdit haline gelmiştir. Değişen dünya düzeni, özellikle iklim değişikliği ve küresel göç dalgalarıyla daha da karmaşık bir hale gelirken, bu durumdan en çok etkilenecek gruplar arasında Türk kökenli göçmenler de bulunmaktadır.
SPD VE CDU/CSU’NUN TARİHİ ROLÜ
Bu seçimlerde SPD’nin yeniden güç kazanması ve CDU/CSU’nun Merkel sonrası dönemdeki politikalarını akıllıca yönlendirmesi, Almanya’nın sadece kendi içinde değil, Avrupa genelinde bir denge unsuru olarak kalması açısından önemlidir. Almanya’nın güçlü bir demokrasiyle hareket etmesi, Avrupa Birliği’nin sürdürülebilir kalkınma ve yenilikçi politikalarla küresel liderlik rolünü devam ettirmesini sağlayacaktır. Ancak bu hedeflere ulaşabilmek, radikal sağın yükselişine kesin bir şekilde dur demekle mümkün olacaktır.
GELECEK BİZİM ELLERİMİZDE: OYUNU KULLAN, TARİHE YÖN VER
23 Şubat 2025’te yapılacak Almanya seçimleri, sıradan bir seçim olmaktan çok öte bir anlam taşımaktadır. Bu seçimler, aşırı sağın yükselmesine karşı bir dönüm noktasıdır. Demokratik değerlerimizi, çok kültürlü yaşamı ve geleceğimizi korumak için her bireyin aktif katılımı hayati önem taşımaktadır. Türk kökenli Alman vatandaşları olarak, özellikle geçmiş seçimlerdeki düşük katılım oranlarımızı göz önünde bulundurduğumuzda, bu kez üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmemiz gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki, aşırı sağın güçlenmesi, öncelikle çok kültürlü yaşamı hedef alacaktır. Bu nedenle, demokratik bir yaşamın savunucuları olarak, sandığa giderek oy kullanmalı ve geleceğimize olumlu bir yön vermeliyiz. Sadece Almanya için değil, Avrupa ve dünya için öngörülebilir, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek elimizdedir. Hadi hep birlikte harekete geçelim, demokrasimizi savunalım ve aşırı sağa dur diyelim!
Bu seçim çok kritik: Seçime katıl, geleceğe olumlu yön ver!
Dr. Hüseyin Nazlıkul
https://www.odatv.com/yazarlar/dr-huseyin-nazlikul-md-phd/almanyada-asiri-saga-karsi-oy-kalkani-is-gocmenlere-dustu-120083908