Sefa Yürükel
Donald Trump’ın başkanlık döneminde uluslararası hukuk ve diplomasiye yönelik takındığı tavır, özellikle UCM’nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında aldığı tutuklama kararına karşı yaptırım uygulamasıyla bir kez daha gündeme gelmiştir.
Donald Trump, başkanlık sürecinde ve sonrasında uluslararası düzenin temel taşlarını oluşturan hukuki ve diplomatik ilkeleri hiçe sayan kararlarıyla tanınmaktadır. Gazze’deki savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Netanyahu hakkında tutuklama kararı çıkaran UCM’ye karşı uyguladığı yaptırımlar, Trump’ın küresel hukuku nasıl keyfi bir şekilde yok saydığının bir örneğidir. Bu durum, hukukun üstünlüğü, devletler arası ilişkiler ve uluslararası kurumların meşruiyeti açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Trump’ın tavrı, yalnızca diplomatik teamülleri değil, aynı zamanda uluslararası toplumun barış ve güvenlik içinde bir arada yaşama iradesini de baltalamaktadır.
- Hukuki Perspektif: Uluslararası Hukukun Aşağılanması
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Roma Statüsü’ne dayalı olarak uluslararası suçları soruşturma ve yargılama yetkisine sahiptir. Her ne kadar ABD ve İsrail Roma Statüsü’ne taraf olmasa da, uluslararası hukuk, savaş suçları ve insanlığa karşı suçların faillerinin yargılanmasını bir devletin sınırlarıyla kısıtlamaz. Trump’ın UCM’ye karşı yaptırım uygulaması, hukukun evrenselliğini reddetmek anlamına gelmektedir. Bu tavır, yalnızca hukuki değil, ahlaki bir çöküşü de beraberinde getirmektedir.
Trump, UCM’nin yetkisini tanımayarak, yalnızca İsrail’e değil, gelecekte başka ülkelerde savaş suçu işleyen liderlere de koruma kalkanı oluşturmaktadır. Bu, uluslararası hukukun temel ilkesi olan hesap verilebilirliği ortadan kaldırarak, devletler için bir “cezasızlık rejimi” yaratmaktadır. Eğer güçlü ülkeler uluslararası mahkemelerin kararlarını tanımazsa, küresel düzende hukukun üstünlüğü ortadan kalkar ve kaos hâkim olur.
- Diplomatik Perspektif: Küresel Normların Çöküşü
Trump’ın kararları, diplomatik ilişkilerde devletler arası güveni zedeleyen bir niteliğe sahiptir. Uluslararası hukuk, diplomatik teamüller ve küresel normlar, devletlerin öngörülebilir ve istikrarlı bir sistem içinde hareket etmesini gerektirir. Ancak Trump, küresel sistemi kişisel hırsları ve ideolojik saplantıları doğrultusunda yönlendirmeye çalışarak, dünya düzeninin temel taşlarını yıkmaktadır.
Özellikle ABD’nin Gazze’de “yönetimi devralacağı” ve Filistinlilerin bölgeden başka yerlere yerleştirileceği yönündeki açıklamaları, açıkça uluslararası hukuka aykırıdır. Bu yaklaşım, savaş suçlarının meşrulaştırılması anlamına gelirken, ABD’nin bir emperyal güç olarak Orta Doğu’da sömürgeci bir düzen kurma niyetini de gözler önüne sermektedir.
- Psikolojik ve Felsefi Perspektif: Megalomani ve Otoriter Zihniyet
Trump’ın siyaset tarzı, klasik megalomani ve otoriter liderlik özellikleri göstermektedir. Siyaset bilimci Erich Fromm’un “otoriter kişilik” kavramıyla ele aldığı bu tarz liderler, gücü mutlak bir hak olarak görüp, hukuku ve kurumsallığı birer engel olarak değerlendirir.
Trump, dünya siyasetini kendi kişisel malı gibi yönetmeye çalışırken, aslında çağdaş otoriter liderlerin ortak özelliklerini sergilemektedir:
• Kendini hukukun üstünde görmek
• Eleştiriyi hainlik veya düşmanlık olarak tanımlamak
• Gücü tek elde toplamak ve hesap verilebilirlikten kaçınmak
• Uluslararası düzeni kendi lehine bükmeye çalışmak
Trump’ın UCM’ye yönelik saldırısı, yalnızca hukuki bir mesele değil, aynı zamanda demokratik değerlere ve uluslararası meşruiyete yönelik bir tehdittir.
- Sosyolojik Perspektif: Küresel Düzende Trumpizmin Etkileri
Trump’ın yaklaşımı, “Trumpizm” olarak tanımlanan popülist, milliyetçi ve otoriter eğilimlerin bir yansımasıdır. Bu ideoloji, yalnızca ABD’de değil, dünya genelinde popülist liderler tarafından benimsenmiştir. Trump, uluslararası hukuku ve küresel kurumları düşmanlaştırarak, ulusal egemenliği bir kalkan gibi kullanarak hesap vermezliği teşvik etmektedir.
Trumpizmin en büyük tehlikelerinden biri, uluslararası hukuku “zayıfların hukuku” olarak tanımlayarak, yalnızca güçlünün haklı olduğu bir dünya düzeni inşa etmeye çalışmasıdır. Bu bakış açısı, uluslararası barışın sürdürülebilirliğini tehdit eden bir kaos ortamı yaratmaktadır.
- Uluslararası İlişkiler Perspektifi: ABD ve İsrail’in Ayrıcalıklı Konumu
Trump’ın UCM’yi hedef alması, ABD ve İsrail’in uluslararası hukuk karşısında dokunulmaz olduğunu ilan etme çabasıdır. Uluslararası ilişkiler literatüründe bu durum “çifte standart” olarak adlandırılır. ABD, geçmişte Irak, Afganistan ve diğer bölgelerde işlediği savaş suçlarından kaçınmak için benzer adımlar atmış, hatta 2020’de UCM savcılarına yönelik vize yasakları getirmişti.
Bu durum, küresel siyasette güçlü devletlerin hukuktan kaçabileceği, ancak zayıf devletlerin uluslararası mahkemeler karşısında hesap vermek zorunda olduğu bir sistem yaratmaktadır. Trump, bu çifte standardı daha da derinleştirmektedir.
Sonuç: Küresel Hukukun ve Düzenin Korunması Gerekliliği
Donald Trump’ın UCM’ye yönelik yaptırımları, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda ahlaki, diplomatik ve siyasal bir kriz yaratmaktadır. Uluslararası hukuk ve diplomasiye meydan okuyan bu tür liderlerin etkisi, küresel barışı tehdit etmektedir. Dünya, Trump gibi liderlere karşı uluslararası hukuku ve demokratik değerleri savunarak yanıt vermelidir.
UCM gibi kurumların bağımsızlığı ve meşruiyeti korunmalı, ABD veya İsrail gibi güçlü devletlerin uluslararası hukukun üstünde hareket etmesine izin verilmemelidir. Aksi takdirde, küresel düzen, güçlü olanın hukuku belirlediği bir anarşiye sürüklenecektir.
Dünya Trump’a boyun eğemez. Hukukun üstünlüğü, popülist otoriter liderlerden daha güçlü olmak zorundadır.
Kaynakça
Kitaplar ve Akademik Çalışmalar
1. Fromm, Erich. Escape from Freedom. Henry Holt and Company, 1941.
2. Keohane, Robert O. After Hegemony: Cooperation and Discord in the World Political Economy. Princeton University Press, 1984.
3. Kelsen, Hans. Principles of International Law. Rinehart & Company, 1952.
4. Schmitt, Carl. The Concept of the Political. University of Chicago Press, 1932.
5. Fukuyama, Francis. Political Order and Political Decay: From the Industrial Revolution to the Globalization of Democracy. Farrar, Straus and Giroux, 2014.
6. Mearsheimer, John J. The Tragedy of Great Power Politics. W.W. Norton & Company, 2001.
Uluslararası Hukuk ve Diplomasi Belgeleri
7. International Criminal Court (ICC). Rome Statute of the International Criminal Court. United Nations, 1998.
8. United Nations. Charter of the United Nations and Statute of the International Court of Justice. United Nations, 1945.
9. United Nations General Assembly. Universal Declaration of Human Rights. 1948.
10. International Court of Justice (ICJ). Jurisdiction and Compliance in International Law Cases. The Hague, 2020.
Makaleler ve Raporlar
11. Hathaway, Oona A., & Shapiro, Scott J. “Outcasting: Enforcement in Domestic and International Law.” Yale Law Journal, vol. 121, no. 2, 2011, pp. 252-349.
12. Koskenniemi, Martti. “The Politics of International Law.” European Journal of International Law, vol. 1, no. 4, 1990, pp. 4-32.
13. Dunoff, Jeffrey L., & Trachtman, Joel P. “The Law and Economics of Humanitarian Law Violations in Internal Conflict.” American Journal of International Law, vol. 93, no. 2, 1999, pp. 394-409.
14. Goldsmith, Jack, & Posner, Eric. “The Limits of International Law.” Harvard Law Review, vol. 114, no. 7, 2001, pp. 1890-1950.
15. Slaughter, Anne-Marie. “International Law and International Relations Theory: A Dual Agenda.” American Journal of International Law, vol. 87, no. 2, 1993, pp. 205-239.
Gazete ve Haber Kaynakları
16. The Guardian. “Donald Trump Sanctions ICC Officials Over War Crimes Investigations.” The Guardian, 3 September 2020.
17. BBC News. “US Imposes Sanctions on ICC Officials Probing War Crimes.” BBC News, 2 September 2020.
18. Al Jazeera. “Trump’s War on International Law: ICC Sanctions Explained.” Al Jazeera, 4 September 2020.
19. The New York Times. “Trump’s Attack on the International Criminal Court is an Attack on Justice.” The New York Times, 6 September 2020.
20. Reuters. “US Threatens Sanctions Against ICC Over War Crimes Investigation.” Reuters, 7 September 2020.