Değerli Rehan Bey kardeşim merhaba,
Sağlık Dileklerin için teşekkür ederim. Bu dileğin Ülkemizin sürüklendiği karanlık çıkmazlara üzülen, Atatürk’ün neferi olan tüm vatandaşlara, arkadaşlarımıza da gelsin. Ben de size genel yazışmalarda konuların derinliğine kaynaklarla inerek aktardığınız bilgiler için teşekkür ederim.
Belki biraz ütopik fakat CORONA v.b. Salgınların, GDO’lu gıdaların, şekerin yerini alan NBŞ (Fruktozun) , Dünya sağlık Örgütü tarafından, az gelişmiş, gelişmekte olan ülkelere gönderilen farklı koruyucu aşı ve ilaçların aslında dünya nüfusunu kontrol etmek ve dünya medeniyetinin gelişimine katkıda bulunamayan, yeterli üretim yapmamalarına rağmen dünya gıda ve enerji stoklarını tüketen toplumların planlı olarak azaltılması ve yok edilmesinin gelişmiş ülkelerin programlarında olduğunu düşünüyorum.
11 Temmuz 2022 Dünya Nüfus Günü’nde Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) nüfusla ilgili beklentilerini içeren bir rapor yayınladı. Rapora göre dünya nüfusunun 15 Kasım itibariyle 8 milyara, 2030’da 8.5 milyara, 2100’de ise 10.4 milyara ulaşması bekleniyor.
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in Washington’da katıldığı bir panel sırasında yaptığı konuşmada kullandığı ifadeler dünya basınında haber oldu. Harris, kürsüdeyken “Temiz enerjiye ve elektrikli araçlara yatırım yapıp nüfusu azalttığımızda daha fazla çocuğumuz temiz hava soluyabilir ve temiz su içebilir.” ifadelerini kullandı.(15 Temmuz 2023)
Küresel sermayecilerin son yıllarda “seçkinler” “insanüstü ırk” edebiyatı ve “dünya nüfusunun fazlalığı”, “atıklar sorunu”, “gereksizler”, “robotların hayatın her alanına girdiği ve girmesi gerektiği” tarzında yoğun psikolojik harekât yapmaktadır. Stephen Hawking de 2018 yılındaki kitabında “insanüstü bir ırktan” ve bunun “insanlığın sonunu getirmesinden” bahsetmektedir: “Zenginlerin, çocuklarının DNA’ları üzerinde yapacakları değişikliklerle oluşacak insanüstü ırk, insanlığın sonunu getireceği savlanmıştır.
Kendilerine “seçkinler” diyen bazı kesimler/Siyonistler, kendilerinin “efendi” geri kalanlarının ise “kimliksiz köle” olduğu bir dünya (‘yeni dünya düzeni’) tasavvur etmektedirler. Bu nedenle yukarıda dünya nüfusu ile ilgili verdiğimiz rakamlar, bu kesimlerin uykusunu kaçırmaktadır. Öngördükleri “tek dünya devleti” ve “tek dünya hükûmetinde” böylesine kalabalık bir nüfusu kontrol etme şanslarının olmadığını öngörmektedirler. O sebeple 1962 yılında İsrail Başbakanı David Ben Gurion’un ifade ettiği gibi dünya nüfusunu azaltacak “haplara” ya da virüslere ihtiyaç vardır. (https://www.sekam.com.tr/sayfa.php?detay=biyolojik-savas-uzerinden-dijital-dunya-duzenini-insa-etmek-5)
Ülkemizin durumunu, laik demokratik cumhuriyetin, üniter devletin, Atatürk ve aydınlanma devrimlerinin siyasal islamcı iktidar tarafından ağır bir saldırı ve yok etme saldırısı altında olduğunu biliyoruz. Bu nedenle Erdoğan’dan ettiği yemine sadakat beklemek ancak masal dünyasında olacaktır. Erdoğan kendisine verilmiş olan emperyal görevi yapmaktadır. Lozan Anlaşmasında kaybeden müttefik devletler günümüz Türkiyesinden verdikleri haklarımızı geri alıyorlar.
Ve Dünya sanayi/ Teknoloji/ Bilişim/ Bilim devrimlerini yaparak çağın ötesine geçerken, çok büyük bir atılım yapay zekanın icadı ile gelişmiş ülkeler büyük bilim/ teknolojik sıçramalar yaparken Arap kültürüne/ cahiliyesine cenderelenen ülkemiz kaplumbağadan bile daha yavaş ve duragan haliyle gelişmiş ülkelerin marabası ve sömürgesi yapılıyor.
Dert o kadar çok ki…..!!!
Değerli dostum, kardeşim, içten selam ve iyi dileklerimi sunuyorum.
Naci Kaptan