Prof. Ali. Kafkasyalı ”İRAN TÜRKLERİ” Kitabından alınmıştır. 9. Bölüm

Prof. Ali. Kafkasyalı ''İRAN TÜRKLERİ'' Kitabından alınmıştır. 9. Bölüm - turer yener

Prof. Ali. Kafkasyalı ”İRAN TÜRKLERİ” Kitabından alınmıştır. 9. Bölüm

[13:14, 24.12.2024] Araz. Güney Azerbaycan: Stalin’le anlaşarak Kuzey ve Güney Azerbaycan’ı birleştirme idealinde olan
Azerbaycan Komünist Partisi I. Kâtibi Mir Cafer Bağırov, Pişeverî ve arkadaşlarını
Bakü’ye çağırır ve (İran) Azerbaycan Demokrat Partisi’nin başına geçmesi
talimatını veri (Attar 2006: 283). Diğer yandan Sovyet ordularının Güney
Azerbaycan’a girmesini müteakip, burada çalışmak için Azerbaycan Sovyet
Sosyalist Cumhuriyeti’nden binlerce sivil görevli gönderilir. Bunların görevi, siyasî
propaganda yaparak ve çeşitli faaliyetler göstererek, Rusların, onların hamisi
olduğunu göstermektir (Hesenli 1999: 645). Rus emperyalizmi, bu tavrıyla İran’da
İngilizlere karşı verdikleri sömürü yarışında İran Türklerini kullanmak istemektedir.
(Saray 1988a: XII-II/434).
Üç Büyükler Tahran Konferansı
Mir Cafer Pişeverî, İran Demokrat Partisi’nden Tebriz milletvekili seçilir. Şah
Muhammet Rıza Pehlevî, Pişeverî ve arkadaşlarını meclise sokmak istemez. Meclise
alınmayan Pişeverî, Tebriz’e dönüp “Azerbaycan Demokrat Partisi”nin başına geçer.
Kurucu Meclis oluşturulur. Ardından seçim yapılır ve 12 Aralık 1945 (21 Azer
1324) günü “Azerbaycan Millî Hükümeti” kurulur.
8 Mayıs 1945 günü Almanlar müttefik devletlere teslim olur. Anlaşma gereği
işgal kuvvetlerinin altı ay içerisinde İran’ı terk etmeleri gerekir. Bu süre içerisinde
İngiliz, Amerikan ve Fransız güçleri İran’dan çekilirler. Fakat Rus kuvvetleri, İran
Türklerinin bağımsızlık mücadelesini elinde koz yaparak İran petrolleri üzerinde
imtiyaz sahibi olmak ister. Rıza Şah, başbakanı Kavam’ın vasıtasıyla Ruslarla gizli
bir anlaşma yapar. Güney Azerbaycan petrollerinin işletme hakkı Ruslara verilir.
İstediğini alan Ruslar “Güney Azerbaycan sorunu İran’ın iç sorunudur.” diyerek
ordularını Güney Azerbaycan’dan çeker (Bayır 1999: 117). Ayrıca Ruslar çekilirken
İran’a ait onlarca sanat, kültür, edebiyat ve tarihî eserle birlikte 12 ton altını de
beraberlerinde götürürler. Savaştan sonra iade edeceklerini vaad etmelerine rağmen
hâlâ iade etmemişlerdir (Özkaya 2006: 64).
Çok kötü sıkışan Pişeverî, meclisin gizli bir oturumunda üç seçenekli bir karar
çıkarır. Birincisi Türkiye’ye ilhak, ikincisi eğer ilhak meselesi Türkiye’ye zarar
verecekse istiklâl ilân etmek ve Türkiye’nin desteğini almak, üçüncüsü de
Türkiye’den olumlu cevap alınmazsa İran’ın bünyesinde kalmak. Bunun için
Ankara’ya bir heyet gönderilir. Heyet Ankara’da İnönü ile görüşmek için üç ay
bekler. Türkiye, Stalin ile Şah arasındaki gizli petrol anlaşmasını bildiğinden olsa
gerek, bu talebe olumlu cevap veremez.
Tahran yönetimi, artık “Azerbaycan Millî Hükümeti”ni ve Kadı Muhammed’in
başkanı ve Molla Mustafa Barzani’nin sekreterliğini yaptığı Mahabat Kürt yönetimini ortadan kaldırmanın yolunu açmıştır15 . İşgal güçlerinin karşısında
dayanamayan Pişeverî, fedaîleriyle birlikte Bakü’ye sığınacaktır. Pişeverî’nin
Sovyet Azerbaycan’ındaki Türkleri ayaklandıracağından korkan Stalin, onu 11
Temmuz 1947’de trafik kazası süsü verdirerek öldürecektir (Ören 1980: 103).
Pişeverî hareketi başarıya ulaşamamış bir hareket olarak görülebilir. Ancak
sonuç itibariyle, Batılı ülkelerin gerçek yüzlerinin görülmesine, İran Türklerinin
şuurlanmasına, millî hassasiyetin yükselmesine sebep olmuştur. Bütün bunlarla
birlikte kısa süreliğine de olsa, bağımsızlığın lezzeti tadılmıştır.
20. yüzyılın ortalarında İran’ın zenginliklerini bölüşme mücadelesi çok hız
kazanır. İran ülkesi, arena hâlini alır. Halk, petrol devlerinin ayakları altında perişan
olur. Kavam, Rusya ile yaptığı gizli anlaşmayı resmîleştirmek ister. Türk asıllı
milletvekili Muhammed Musaddık, Şah ve Kavam’ın niyetini mecliste açıklar ve
petrol işletmelerinin millîleştirilmesi fikrini ortaya atar. Kamuoyu, Kavam’ın
aleyhine, Musaddık’ın lehine tavır alır. Kavam istifa eder. Sırasıyla Bayat, Sait,
Hakimî, Hajir, Ali Mansur, Razmara, Hüseyin Âla başbakan olur. Hepsinin niyeti
aynıdır. Bu arada Azerbaycan Demokrat Fırkası, İran Halk Partisi, Azerbaycan
Demokratik Cavanlar Partisi, Millî Cephe Partisi adı altında birleşir, emperyalist
güçlere karşı güç birliği oluştururlar. Millî Cephe Partisi denilen bu oluşumun
liderliğine de Muhammet Musaddık getirilir (Attar 2006: 122).
29 Nisan 1951’de başbakan olan Musaddık, İran petrollerini millileştirerek
emperyalistlerin elinden kurtarmak için meclisten karar çıkarır ve Şah’a onaylatır.
İngiltere ve Amerika, bunu kabul etmez ve dünyayı ayağa kaldırırlar. İngiltere için
İran petrollerini kaybetmek Büyük Britanya’nın bitmesi demektir. Rusya ise
Amerika ve İngiltere’nin İran’dan çıkmasını istemektedir. İngiltere’nin, Amerika’nın
bütün teklif ve gayretleri, Türkiye’nin barış girişimleri sonuç vermez. Winston
Churchill devreye girer. Büyük Britanya Intelligence Service’i ve Amerikan gizli
örgütü “Central Intelligence Agency” (CIA), Musaddık’ı devirmek için faaliyete
geçer (Özkaya 2006: 57). Tahran tüccarları ve başta Molla Behbehanî ile Molla
Kaşanî olmak üzere pek çok din adamı safa çekilir. Onların yardımıyla “din elden
gidiyor” mazeretiyle bütün mollalar silahlandırılır. 19 Ağustos 1953 gecesi darbe
yapılır ve Musaddık tutuklanır. Ölüme mahkûm edilir (Ören 1980: 118). Ancak
halkın baskısı karşısında Musaddık öldürülemez, 3 yıl ağır hapis cezasına çarptırılır.
[13:17, 24.12.2024] Araz. Güney Azerbaycan:
Prof. Ali. Kafkasyalı ”İRAN TÜRKLERİ” Kitabından alınmıştır. / TURKİSHFPRUM – ABDULLAH TÜRER YENER

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir