KARAR SİZLERİN…
Aklımız beynimiz ve herkese bile olmasa da kendimize yetecek kadar zekâmız var, düşünebiliyoruz…
İnsanız çünkü…
İnsan gibi beslenebiliyoruz…
Giyim kuşam…
Fatura ödeyememek gibi bir derdimiz de yok…
Hafta sonu;
Oğlumuz ve nişanlısıyla, hatta dünürlerle neşe içinde, güle oynaya bir lokantaya oturup yiyip içiyoruz gönlümüzce…
Herkes mutlu herkes hayatından memnun…
***
İstanbul’un dört bir yanını AVM’ ler doldurmuş…
Yok, yok içinde…
Bazen bir sinemaya gidebiliyoruz, istediğimiz kitapları alabiliyoruz…
Markete giriyoruz…
İhtiyacımız ne varsa almaya çalışıyoruz…
En güzel yanı da aldığımız ürünler için kazık yedik mi diye düşünmüyoruz…
O yüzden de;
Marketten çıkar çıkmaz “fişi” didik didik incelemiyor, fişe ölü balık gibi bakmıyoruz…
Özetle;
Hiçbir şeyden kısmamaya, keşke dememeye çalışıyoruz…
***
Ufak tefek dertlerimiz, telaşlarımız olmuyor değil tabi…
Mesela; bu yaz yazlıkta mı kalsak, yoksa şöyle uzak bir şehrin lüks bir otelinde tatil mi yapsak, diye düşünüyoruz…
Ömür kısa, bir daha mı geleceğiz dünyaya diye geçiriyoruz içimizden…
Arabamız da var, emektar…
Olsun…
Emektar memektar, gideceğimiz yerlere yürüyerek değil, arabayla gidiyoruz en azından…
Yağmuru var, çamuru var…
Uzun lafın kısası; insanız deyin insanca insan gibi yaşamaya çalışıyoruz…
Yaşıyoruz da…
***
Buraya kadar yazdıklarımı okuduysanız, sakın sövmeyin…
Çünkü…
Bu yazdıklarım hatta daha fazlası dinciler ülkeye ele geçirmeden…
AKMHP yönetime gelmeden…
Rejim değişmeden önce normal bir geliri olan insanların yaşadıkları şeylerdi…
Şimdi!
Normalin biraz üstünde geliri olanlar bile bunları yaşamaktan imtina ediyorlar…
Korkuyorlar…
Haksızda değiller hani; gün günü tutmuyor artık…
Para pul olmuş…
İnsanlığımızı, insanca yaşamı sorgular durumdayız…
***
Çok daha acısı ne biliyor musunuz?
***
Hayatım boyunca bu kadar hırsızı, sahtekârı, dolandırıcıyı…
Arsızı…
Densizi, soysuzu, ahlaksızı, şerefsizi bir arada hiç görmedim…
Hiç bu kadar;
İnsanlığımdan, erkekliğimden, dinimden utanmadım…
Yandaşlar…
Sokaklar…
Kuşatılmış iller…
İnsan onuruna yakışır, insanca bir yaşam içerisinde olmamalarına rağmen “şükretmeyi” şiar edinmişler…
Hele “gurbetçi” dediğimiz tipler…
***
Ülke büyük bir hızla bataklığa ve karanlığa doğru sürükleniyor…
Bölündük…
Ülkenin dört bir yanından “pis kokular“ geliyor; devlette, devletin tüm kurumlarında büyük bir çürüme var…
Ekonomi dibe vurmuş, ülkenin-halkın borçları tavan yapmış, topraklarımız yüz yıllık kazanımlarımız satılmış…
Hayallerimiz, düşlerimiz, geleceğimiz “yabancılara” ipotek verilmiş…
Umurlarında değil…
***
Yüzlerce kez yazı yazdım, sonunda şu cümleyi kurdum;
“Umarım uyanırız…”
Ne yazık ki bunca acıysa bunca pisliğe, bunca haksızlığa…
Hukuksuzluğa…
Bunca siyasi sosyal ahlaksızlığa rağmen hiçbir şey değişmedi…
Demem o ki; şükretmekten, biat etmekten vazgeçin artık…
Utanmak istemiyorsanız; uyumayın, size ait olanları, hakkınızı arayın, ülkenize sahip çıkın ve asla korkmayın; çünkü ölümden öte köy yok…
Bu arada bizler yaşayacağımız kadar yaşadık, iyisiyle kötüsüyle göreceklerimizi gördük, hiçbir beklentimizde yok…
Hiçbir şeyde, ne makamda ne para da pulda, ne malda mülkte gözümüz de yok…
***
Karar 2000 sonrası doğan siz gençlerin, ülke hepimizin ülkesi, ama gelecek sadece sizlerin…
Memnunsanız amenna…
Ama değilseniz ve şikâyetiniz varsa; uyumayın, korkmayın, zaman ayağa kalkma zamanı…
Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 27.01.2025 03.10