UMUDU TÜKETEN ÖZGÜR ÖZEL VE CHP

Dünya, küresel güçlerin (güçler savaşı) kendi adlarına yazdıkları senaryolarla felaketin ortasına sürükleniyor. Biz ne yapıyoruz? Felaketin tam da ortasında kalmışız. Siyaset üretemiyoruz, kalmayan saygınlığımızın arayışı içindeyiz. Cehaletin teslim aldığı, toplumsal dengenin olmadığı, kimsenin bakamadığı, göremediği gerçeklerin sonunda yaşanacak olan felaket ise kimsenin umurunda değil. Gördüğüne değil de duyduğuna inanan bir toplum olmak, işte asıl felaket bu. Bunun yanına bir de cehaleti eklersek, işte size asıl tükenmişliğin kalıcı değişmeyen resmi. Eğitimde akıl ve bilimsel değerleri yok sayıp dini değerleri öne çıkarmakta tükenişin başka bir adı var mı? Muhalefet, özellikle CHP hâlâ beceriksizlerin elinde tükenip gidiyor, umudun çoktan gerisinde kaldı. CHP tarihine ihanet edenlerin, sıkıştıklarında Atatürk'e sarılmaları utanç verici değil mi? CHP umut olmaktan uzak, tükenen bir parti görüntüsü çiziyor. Özgür Özel genel başkan olmaktan çok uzakta bana göre. - Ozgur Ozel 2021

Dünya, küresel güçlerin (güçler savaşı) kendi adlarına yazdıkları senaryolarla felaketin ortasına sürükleniyor. Biz ne yapıyoruz? Felaketin tam da ortasında kalmışız. Siyaset üretemiyoruz, kalmayan saygınlığımızın arayışı içindeyiz. Cehaletin teslim aldığı, toplumsal dengenin olmadığı, kimsenin bakamadığı, göremediği gerçeklerin sonunda yaşanacak olan felaket ise kimsenin umurunda değil. Gördüğüne değil de duyduğuna inanan bir toplum olmak, işte asıl felaket bu. Bunun yanına bir de cehaleti eklersek, işte size asıl tükenmişliğin kalıcı değişmeyen resmi. Eğitimde akıl ve bilimsel değerleri yok sayıp dini değerleri öne çıkarmakta tükenişin başka bir adı var mı? Muhalefet, özellikle CHP hâlâ beceriksizlerin elinde tükenip gidiyor, umudun çoktan gerisinde kaldı. CHP tarihine ihanet edenlerin, sıkıştıklarında Atatürk’e sarılmaları utanç verici değil mi? CHP umut olmaktan uzak, tükenen bir parti görüntüsü çiziyor. Özgür Özel genel başkan olmaktan çok uzakta bana göre.

İnanç saygınlığının cehaletle bir arada yaşamasını sağlamak, toplumsal çöküntünün, tükenmişliğin ta kendisidir. Dinde akıl ve bilim yoktur, din daima akıl ve bilimi reddeder, oysa tarih boyunca biz akıl ve bilimsel değerleri dinle her zaman kavgalı hale getirmedik mi? Eğitimde aklı bilimi değil de dini değerleri öne çıkarmak toplumsal çöküntüdür. Masun bir kızı hunharca öldürenlerin içinde oldukları cehaleti şimdi nasıl görmeliyiz acaba? Toplumsal çöküntünün geldiği noktada yaşananlara yaşanacaklara bakınca umutsuzluğa kapılıyor insan. Mutsuz ve korkar hale gelmiş bir toplum resminin adı tükeniş değil mi? Sokak ortasında her gün insanlar öldürülüyor ama bir yetkili, sokaklar güvenli diye talihsiz bir açıklama yapabiliyor. Televizyonlardaki reklamlar inandırıcılığını çoktan kaybetmiş, sadece lafta kalıyor. Sanal diziler ve kadın programları toplumsal bunalım noktasında, kendini kontrol edememek, psikolojik dengesizlik ve hayat pahalılığı bunun en bariz göstergesi değil mi? İnsan hayatının sokaklara kaymış haliyle hiçbir önemi kalmamış. Yarınlarının nasıl şekilleneceğini bilemez halde yaşamaya devam eden korkuya kapılan bir halk.

Siyasetin çıkar adına çirkinleştiği görmek beni gelecek adına endişelendiriyor. Yoksullukla, açlıkla, fukaralıkla, mücadele eden halkın karnını doyurmaktan başka bir düşüncesi var mı? Oysa biz hâlâ kim başkan olacak diye bunu konuşuyoruz. Batıda politikacı kendini başarısız gördüğü noktada istifasını açıklar. Bizde onurlu siyaset adamları var mı? Açıkçası görmek zorlaştı. Hayatın gerçeklerinden korkan mutsuz bir toplum nasıl geleceğe umutla bakabilir? Eğitimde din eksenli sorgusuz, ezberci, dayatmacı bir anlayış hâkim yanlış eğitim sistemi bunun adı. Oysa sorgulayıcı, araştırıcı, yaratıcı, eğitimden uzakta bir sistem hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bugün ABD’de beş milyon, Japonya’da dört milyon bilim adamı yaşarken tüm Müslüman ülkelerde bunun sayısı sadece 230 bin. İnanç saygınlığının siyasetin içinde tüketilmesi din dayatması işte bunun sonucu. Kısacası dinde akıl ve bilimsel anlayışın yok sayılması bunun adı.

Çağdaş, akılcı akıl ve bilime dayalı bir eğitim anlayışı cumhuriyetin yansımasının adıdır. Sosyal bilimcilerin öncüsü KARL MARX ”Din bir afyondur.” diyor. Ezberci, teslimiyetçi din eksenli ve çağ dışı bir anlayışa teslim edilmiş bir sistemde, inanç saygınlığını tüketerek bunu afyona dönüştürmekte ısrar edilmesi tükeniş değil mi? Dilerim geçmiş yıllarda başlayan tükeniş gelecek yıllarda devam etmez. Zira bir ülkenin kendi içinde yaşadığı saygınlığın özünde çağdaş bir eğitim sistemi olmalı. Bu gerçekleşirse uluslararası saygınlığın da adı yazılı. Unutulmamalıdır ki sanat, eğitim bir ülkede saygı görmediği takdirde bunun adı uluslararası tükenmişliktir. Kitabın düşman yaratıldığı bir yerde olmak ne acı, kitap okumuyoruz ve kitabı elde taşımanın ağırlığını konuşuyoruz. Bugün sadece Hristiyan dünyasına bakınca yüzde 90 okuma oranı, ama aydınlığa, çağdaş değerlere, akıl ve bilim düşmanlığına savaş açan İslam dünyasında bu oran sadece yüzde 30. Özde, dolaysız bir demokrasi gerçeği dışında kabile demokrasisinin hâkim olduğu toplumlarda bunun aksini düşünmek mümkün değil. Tüketilmiş demokrasilerde hâkim kılınan sadece otoriter rejimlerdir. Otoriter rejim kendi dışında bir gücün hâkim olduğu sistemi asla istemez. Akıl bilim çağdaşlık insan hakları özgürlük bağımsız yargı erkleri tümüyle bu sitemin dışında kalır. Otoriter rejim konuşan ve karar veren modeli kendisini seçer kendisi karar verir.

TÜKENEN MUHALEFET VE CHP

Bütün bunlar yaşanırken sessiz kalan bir CHP ve muhalefetteki tükenmişliği. Son seçimlerde gösterdiği başarıyı aradan aylar geçmesine rağmen sürdüremiyor. Halka gelecek adına bir mesaj veremeyen etkin bir siyasal söylemi yok. Toplumsal dayanışmanın en büyük örneğini gösterdi halk son seçimlerde. CHP halkı meydanlara toplayacağı sesini vura vura haykıracağı zamanı bu heyecanı gösteremedi. CHP beceriksiz Atatürk düşmanları elinde tükeniyor. Sokaklarda insanların öldürüldüğü, açlığın, yoksulluğun sıfır noktasında yaşandığı bir toplumsal tükenmişlik. Ama CHP kendisine altın tepsi içinde sunulan fırsatı kullanamıyor siyaset üretemiyor. Halkın gelecek adına korkularına, yaşadığı mutsuzluğa çare üretemiyor. Aklını yitirmiş, kendine siyaset adamı adını koyan beceriksizlerin elinde tükeniyor. Parti içinde yaşanan sen ben kavgası tükenişi hazırlıyor. Halkla meydanlarda bir arada olması gerekirken bunu yapamıyor. Peki ama neden? İşte bunu onalar özellikle de genel başkan özgür özele somak gerek.

Özgür Özel umut olmaktan çok uzakta halkı meydanlara toplayamıyor. Parti içi kavgaların, siyaseti bilmeyenlerin beceriksizlerin elinde CHP yaşanan tükenişin partisi olmaya devam ediyor. Alın içinden cumhuriyet ve halkı, geriye kalan yeni partinin adı Tükeniş Partisi. CHP ne yazık ki cumhuriyet saygınlığını temsil edemiyor. Kendisine umut bağlayan halka ihanet ediyor siyaset üretemiyor konuşamıyor beceremiyor. Bu gidişle CHP iktidar olma şansını çoktan kaybetmiş durumda. KEYNES’ mantığında özgür olmayan toplumlarda, eğitim, sanat, demokrasi, tüm çağış değerlerden söz etmek mümkün değil. Bu noktada siyaset üretemeyen CHP tükenişin tek sorumlusu çağdaş anlayıştan çok uzakta.  Siyaset üretemeyen bir muhalefetin en başında CHP geliyor. İnandırıcı olamıyor yarınlar adına güven veremiyor, siyasetin sadece adını konuşan bir anlayış hâkim. Halktan gittikçe uzakta kaldığının bile farkında değil. Köy enstitülerini kapatan, ağalara teslim olan, Atatürk’ün saygınlığını bile yok sayan, onun kazanımlarının arkasına saklanarak tükenen bir parti. Bu tükenişi gören toplumun umut bağladığı bir parti olmak adına birileri hala vardır diye düşünmeden kendimi alamıyorum.

Sözde değil özde dolaysız çağdaş bir demokrasi toplumun beklediği bu bana göre. Korkuların ve gelecek adına mutsuzluğun yaşanmayacağı bir ülke. Düşünen yazan okuyan bir toplum, akıl ve bilimde tüm dünyanın hayranlık duyduğu bir ülke, insanı özgür mutlu bir toplum olmak. En önemlisinde insan ömrünün tükenmediği bir ülke resmi. Bolu’da insan ömrünün tükendiği bir vahşet yaşandı. Yaşanan felaketin bir daha yaşanmaması için tüm siyaset adamlarının. Kavgayı bir tarafa bırakarak insan hayatına değer vermeleri. İnsan hak ve özgürlüklerinin yaşandığı adil bağımsız bir yargı , düşünen yazan konuşan bir toplum olmak, düşüncesinden dolayı kimsenin hapsedilmediği ama fikirlerin toplumsal dayanışma noktasında paylaşımının sağlanması. Değişen dünya düzeninde kenetlenmenin zamanının geldiği hatta geç bile kalındığını görmeliyiz. Dilerim yeni bir yılda bu dileklerim gerçekleşir. Bir süredir ciddi sağlık sorunlarımla uğraştığım için yazılarıma ara vermek zorunda kaldım okurlarımdan özür dilerim.

Yorumlar

  1. Erdoğan Özgenç avatarı
    Erdoğan Özgenç

    Sistem bataklığı dönmüş…
    Yazılı görsel medyanın %95’i
    Ve!..
    Yargı kuşatılmış…
    Meclis dekor konumuna düşmüş…
    Vatandaş;
    Kör sağır rolüne soyunmuş…
    Aydınlar
    Sanatçılar, yazarlar köşelerine çekilmiş…
    Kimileride servetlerini kaybetmemek için yağcılığa başlamış…
    Ülke siyasetini
    Dinci gerici yobaz kafatasçı partiler ve politikacılar ele geçirmiş…
    Ordu…
    Polis MİT sarayın emrinde
    Hırsızlar
    Sahtekarlar dolandırıcılar uyuşturucu çeteleri
    Mafya babaları Saray’a yamanmış…
    ***
    Sayın sayabildiğiniz kadar…
    ***
    Suçlu CHP ve Özgür Özel öyle mi?
    ***
    Dün Kemal Kılıçdaroğlu’na
    Bugün
    Özgür Özel’e aynı laflar aynı suçlamalar…
    Yarın;
    Ekrem İmamoğlu yada Mansur Yavaş
    ***
    Armuda saplı üzüme çöplü.,,
    Kafa bu…
    Lafta CHP’li ruhta AKP’li…
    Bu zihniyet
    Kazanılmış üç büyük seçimi hile hurda ile kaybettirdi…
    ***
    Bu zihniyet yok edilmediği sürece AKP daha çok seçim kazanır
    MHP daha çok mala çöker can alır…
    RTE
    Ölene kadar imparator gibi saltanat israf ve lüks içinde yaşar…
    ***
    İyi ki varsınız..(!)

    Ülke karanlıkta bataklıkta hocam ülke elden gidiyor…
    Bırakın bu CHP düşmanlığını bırakın sarayın değirmenine su taşımayı…
    Ülkeye…
    Demokrasiye cumhuriyete sahip çıkın…

  2. Emine Ayşe Erdemli avatarı
    Emine Ayşe Erdemli

    Vatandaşı resmen aptallaştırdılar.Vatandaş Sarayın yalanlarına çok inanıyor, kendi beyin düşünme gücünü kaybetti.
    Aynı durumu 1933 ile 1945 yılları arası Alman Halkı , Hitler in manipulasyonunu yaşadı.Sonunu hepimiz biliyoruz.. Alman halkı özgür değil, halen Amerika, ingiliz, Fransız, Rus mandası altında.

    Türkiyedeki duruma gelince, saraydaki intahar etmeyecek, pılını, pırtısını toplayıp Türkiyeden kaçacak.

    Ne zaman? Türk halkının aklı başına gelince, beyni çalışmaya başlayıncaya kadar.!
    İşte Saray dakinin amacıda Türk halkını aptallaştırmak, elindeki özgürlüğünü almak, bunuda 23 senedir yapıyor..!
    Büyük üvey abisi Arabistan, Amerika, İsrail, İngiltere, bu Saraydakinin desdekçisi, arpa ile yemleyeni.

    Ülkede deprem olur, dış ülkelerden yardım gelir, bu yardımlar RTE cebine.
    AB, derki 20 milyon azülü evinde barındır, sana milyonlar karşılığında € € lar, oda RTE cebine.

    Türkiyemizin kırsal bölgesindeki halkımızın, eğitim seviyesi düşük. Saraydaki bu insanlardan yararlandı, oylarını aldı, alamadığını çaldı.

    Ne zaman Türk halkı, bu aptallıktan kurtuldu, o zaman RTE den de kurtuldu demektir.

    Halkımızı aydınlatmak mecburiyetindeyiz.

    Saraydakinin, dinimizi kötüye kullanarak, halkımızı soyduğunu açık, açık ortaya koymak zorundayız.

    Hergün Vergiler artıyor, zam, üstüne zam. Dünya çapında enflasyon düştüğü halde, halen Türkiyemizde % 75.

    Bu RTE, ve çetesi
    , tekrarlıyorum, Aziz Türk halkını,
    23 senedir yalanlarla aptallaştırdı, insanlarımızın öz güvenini kazandı.
    Şu an Türk halkı iyiyi, kötüden ayıracak durumda değil. Beyni çalışmıyor.

    Ülkemizde ki Atatürk çü, ileriye dönük okul sistemini, eğitim sistemini İmam Hatip ‘lere çevirdi, 500 sene geriye dönük.

    Eğer bugün Peygamberimiz Mustafa Muhammed Türkiye ye gelse, ilk naletleyeceği kişi RTE olacaktır.
    Neden? RTE sahtekar, yalancı, dolancı biri olduğu için.

    İslam dininde bu kişilere yer yok.
    Zaten RTE nın Ana tarafı Yahudi kökenli..

    Atatürk Orman çiftliğini yani Türk halkının malını, RTE bedava kendi adına tapuladı. ÇALDI

    Nerede görülmüş arkadaşlar halkın malının üstüne konmak??
    Böyle bir halka aptallaştırılmış halk denilmez mi?

    Eğer yalan yazdım ise, yüzüme tükürün..! Ama tükürmeden önce, beyninizi birkez olsun çalıştırın lütfen.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir