SİZE YAKIŞMAZ KARDEŞİM…
Kaç’Ak Saray müdavimi, konvoy ve Arap sever…
Stepne…
Vatan sağolsun, Ne Mutlu Türküm Diyene, demek…
Size yakışmıyor…
Zerre-i miskal kadar da yakışmaz kardeşim…
Niye?
Atalar ne güzel demişler; alışmayan kıçta don durmaz, diye…
Ters size…
Öyle ucuz, öyle kolayca üfüreceğiniz şeyler değil bunlar…
Bedeli var…
***
Türküm diyemiyorsun biliyoruz da…
“Vatan sağolsun…”
De bakalım…
Şehit, anası, babası yavuklusu, evladı soracak size; sizin ailede kaç şehit var? Diye…
Yok…
Birinizin çocuğu yok, öbürünüzün çocukları sahte raporlarla çürüğe ayrılmış veya bedelli askerlik yapmış…
Gazi olan var mı ailenizde; o da yok…
Pardon…
Biriniz Suriye topraklarına hiç gidip gelmediği halde yandaşlarınca “gazi” ilan edildi…
O da “kabul etti…”
***
Hacı, hoca, takkeli badem çıksın alını açık başı dik “vatan sağolsun” desin dişlerimi kırayım…
Diyemez…
AKP ile aniden hidayete eren ve marka türban takan analar da…
Ağzına yakışmaz, üzerinde eğreti durur…
Ütüyle düzelmez…
Git Menzil Köyüne, Menzil tarikatına müritlerine “vatan sağolsun” dedirt bakalım…
Ağır gelir…
Küfür sayar, Allah’ı öne sürer, peygamberi, Kuran-ı Kerimi siper eder kendine…
Tekbir getirerek “kovarlar” köyden…
***
Ama şimdi kalk git bir askeri hastanenin önünde tekerlekli sandalyesinde oturan, son arzusunun okula çağına gelen kızını görmek…
Okula göndermek ve ona sımsıkı sarılmak olduğunu söyleyen, Suriye topraklarında yaralanan genç askere sor…
Sağ ayağını, sağ elinin parmaklarını mayın almış götürmüş, tereddüt bile etmeden; “Vatan millet sağolsun” der…
Yakışır…
Ama senin oğullarına damatlarına yakışmıyor be kardeşim, yakışmıyor…
Sırıtıyor…
Atkuyruğuna (!) sinek konmuş gibi duruyor…
***
Vatanın ormanlarını “satan” ya da yandaşlarına otel villa yaptırmak için bilerek “yaktıran…”
Limanlarını…
Adalarını…
Koylarını, çaylarını, korukluklarını…
Madenlerini…
Dağlarını…
Havasını, suyunu, güneşini elin kıranına satan “vatan sağolsun” dese ne olur demese ne olur?
Alt tarafı bağlar gazeli…
Vatanın “kan damarları” gitmiş bir kere; geriye kalan üç kuluvallah bir Elham…
***
Şehitler ölmez, vatan bölünmez, bayrak inmez, ezanlar dinmez…
Doğru…
Ama uğruna ölünecek bir vatan varsa, çocukların özgürce oynayacağı toprakları varsa…
Satıldı…
Köylere, kasabalar gidin bakın mutluk şarkıları söyleniyor mu?
Analar…
Babalar çocuklarını davul zurnayla vatan sağolsun diyerek gururla askere uğurluyorlar mı?
Eskidendi…
Böyle yapanlarda var elbette; ama git o ananın gözyaşların, o babanın yüreğine sor…
Şehit…
Gazi olanların hepsi neden “sıvasız boyasız evlerin” yoksul çocukları?
***
Görmüyor mu bunu analar babalar…
***
Çocuk askere ben gitmiyorum dese, ana baba “göndermiyorum” dese…
Kıyamet kopar…
Ülkeyi ve toplumu getirdikleri yere bakmadan; PKK terör örgütüne üye olmaktan, yardım ve yataklık etmekten…
Vatan hainliğinden, halkı devlete kin ve isyana teşvikten sorgusuz sualsiz kodese tıkarlar…
Olmadı…
Sadece AKMHP’li “Partili Cumhurbaşkanı’na” hakaretten…
Unutmayın…
“Vatan üzerinde özgürce, barış, huzur ve refah içinde, sevgiyle saygıyla yaşanan yerdir. Vatan sadece toprak parçası değildir…”
***
ABD ile siyasi askeri işbirliği yap, komşu ülke topraklarına gir 283 Mehmetçik şehit olsun…
Terör örgütleri ülkende yuvalansın…
Hizbullah, Hamas, El Kaide, El Nüsra, HTŞ, ÖSO, SMO vesaire dinci terör örgütlerinin militanlarına maaş öde…
Onları tedavi et, eğit, FETÖ’cüleri “mecliste” besle, koru ve ödüllendir…
Hemen arkasından da kırk küsur bin kişinin fiili katili Abdullah Öcalan (APO) TBMM’ne gelsin “terör örgütü silah bıraksın” desin diye davet et…
Af çıkarmaya çalış…
Sonra çık kürsüye; vatan bölünmez, ezan dinmez, bayrak inmez, de “şehit tabutlarının” üzerine elini koy “vatan sağolsun” de…
Yandaş ve yalakalarınızdan başka kim inanır size?
***
Tarihini inkâr eden, geçmişini geldiği yeri unutan toplumlar “iflah” olmaz…
Unutmayın…
Unutanları ve inkâr edenleri, kötüleyenleri asla affetmeyin…
Başınıza sıç (r) arlar…
Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 15.01.2025 03.45