Site icon Turkish Forum

Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet: Ümit Özdağ’ın Gözaltına Alınması ve Demokrasinin Karartılan Ufku

Türkiye, demokratik değerlerin ve ifade özgürlüğünün yeniden tanımlandığı kritik bir dönemeçten geçiyor. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, yaptığı bir konuşma sebebiyle gözaltına alınması, ifade özgürlüğüne vurulmuş ağır bir darbe olarak karşımızda duruyor. Bu olay, yalnızca bir siyasetçinin susturulması değil, aynı zamanda muhalif tüm seslere yönelik bir gözdağıdır. Üstelik bu durum, hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayan uygulamaların ne denli yaygınlaştığını gözler önüne seriyor. Bu bağlamda yaşananlar, tarihsel perspektiften incelendiğinde, bir milletin iradesine ve özgürlük mücadelesine yönelik yeni bir sınav olarak değerlendirilebilir. - zafer partisi umit ozdag

Türkiye, demokratik değerlerin ve ifade özgürlüğünün yeniden tanımlandığı kritik bir dönemeçten geçiyor. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, yaptığı bir konuşma sebebiyle gözaltına alınması, ifade özgürlüğüne vurulmuş ağır bir darbe olarak karşımızda duruyor. Bu olay, yalnızca bir siyasetçinin susturulması değil, aynı zamanda muhalif tüm seslere yönelik bir gözdağıdır. Üstelik bu durum, hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayan uygulamaların ne denli yaygınlaştığını gözler önüne seriyor. Bu bağlamda yaşananlar, tarihsel perspektiften incelendiğinde, bir milletin iradesine ve özgürlük mücadelesine yönelik yeni bir sınav olarak değerlendirilebilir.

Zulüm ve İstibdat: Tarihsel Bir Perspektif

İbn Haldun’un da belirttiği gibi, zulüm yalnızca bir bireyin malına veya mülküne el koymakla sınırlı değildir. Asıl zulüm, insanların haklarını kullanmalarını engellemek ve bireyleri susturarak toplumun birliğini zedelemektir. Bugün Ümit Özdağ’ın karşı karşıya kaldığı durum, bu anlayışın modern bir tezahürüdür. Muhalefeti ve toplumsal eleştiriyi susturma politikası, bireylerin sadece haklarını değil, aynı zamanda toplumun demokratik yapısını da tehdit eden bir istibdat rejimini çağrıştırmaktadır.

Geçmişte Osmanlı’nın son dönemlerinde istibdat yönetimine karşı verilen mücadele, bugünün demokrasi mücadelesine ışık tutmaktadır. Bugün Erdoğan rejimi, aynı dönemin baskıcı uygulamalarını modern bir kılıf altında tekrar hayata geçirmiştir. Ancak unutmamak gerekir ki, istibdat rejimlerinin sonu her zaman hüsran olmuştur. Tarih, özgürlük mücadelesi verenlerin zaferlerini, baskıcıların ise kaçınılmaz yenilgilerini yazmıştır.

Demokrasiye ve Hukukun Üstünlüğüne Darbe

Ümit Özdağ’ın gözaltına alınma şekli, yargının bağımsızlığının sorgulanmasına neden olmuştur. Yargının siyasallaşması, demokratik rejimlerin temel direklerinden biri olan güçler ayrılığını ortadan kaldırmaktadır. Bu, yalnızca Ümit Özdağ’ın meselesi değil, tüm Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren bir meseledir. Demokrasi, yalnızca sandıkla ölçülebilecek bir rejim değildir. Adaletin tesis edilmediği, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı bir düzen, demokratik bir yönetim olarak tanımlanamaz.

Adalet, siyasetin sopası haline geldiğinde, toplumun tamamı tehdit altındadır. Bugün Ümit Özdağ’a yapılanlar, yarın başka muhaliflere, akademisyenlere, gazetecilere ve nihayetinde sıradan vatandaşlara yapılabilir. Bu noktada toplumun her kesiminin, özgürlüklerin korunması için dayanışma göstermesi bir zorunluluktur.

Ümit Özdağ’ın Yanında Olmak: Bir Vatanseverlik Görevi

Bugün Ümit Özdağ’ın yanında durmak, yalnızca bir siyasetçiye destek vermek değil, aynı zamanda demokrasiye, hukuk devletine ve vatanseverliğe sahip çıkmaktır. Çünkü Özdağ’ın gözaltına alınması, ifade özgürlüğünü savunan herkesin karşılaşabileceği bir tehdidin somut örneğidir. Bu tehdide karşı sessiz kalmak, baskı düzenini kabul etmek anlamına gelir.

Üstelik bu süreç, muhalefet cephesindeki ideolojik ayrılıkların ve küçük hesapların bir kenara bırakılmasını zorunlu kılmaktadır. Türkiye’de yoksulluk, adaletsizlik ve laikliğin aşındırılması gibi temel meseleler, tüm muhalif odakların ortak mücadele zeminini oluşturmalıdır. Siyaset ve toplumun farklı alanlarında mücadele eden bireyler ve gruplar, bu ortak zeminde buluşarak karanlığa karşı bir ışık yakabilirler.

Sonuç: İstibdat Rejimi Karşısında Hürriyet Mücadelesi

Ümit Özdağ’ın gözaltına alınması, yalnızca bir olay değildir; bu durum, Türkiye’de otoriterleşmenin vardığı boyutları gösteren bir turnusol kağıdıdır. Erdoğan ve Bahçeli yönetimi, muhalefeti susturarak kendi iktidarlarını pekiştirmeyi hedeflemektedir. Ancak tarih, bu tür baskıcı rejimlerin her zaman halk iradesi karşısında yenilgiye uğradığını göstermektedir.

Bugün yapılması gereken, küçük çıkar hesaplarını bir kenara bırakarak, demokrasi ve özgürlükler için birleşmektir. Herkes kendi alanında mücadele etmeli, ancak bu mücadele ortak bir hedef doğrultusunda şekillenmelidir.

Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet! Bu sadece bir slogan değil, aynı zamanda bir çağrıdır. Bu çağrı, baskıya boyun eğmeyenlerin sesi ve özgürlük mücadelesine inananların andıdır.

Exit mobile version