KAYYUMİST…
Çok ilginç bir aile…
Her kime mikrofon uzatılsa “ben ekonomistim” diyor…
Damatlar…
Kızlar…
Veliahtlar…
Yerden göğe haklılar aslında; çünkü sıfırdan geldikleri “siyaset” arenası sayesinde, hayatları boyunca görmedikleri…
Devir değiştikten sonra ise bir daha asla göremeyecekleri devasa servetlerin sahibi oldular…
Sıfırlanamayacak kadar…
Uçan…
Karada yürüyen…
Yüzen…
***
Ağa babaları kendi ifadesiyle “ekonominin “kitabını yazdığına göre ne diyeceğiz?
“Ekonomist…”
Defalarca yazmamıza, anlatmamıza rağmen millet “başına” geleni anladı mı anlamadı mı bilmiyorum…
Kimi “villa’ist…” kimi “hamburger’ ist…”
Kimi “gemicik’ ist…”
Kimi “damat’ ist…” kimi “Holding’ ist…” uzmanı, kimi de çok ilginçtir tarihi eser uzmanı ve bu konuya çok önem verenlerden;
Yani “Antika’ ist…”
Allah verdikçe veriyor bu aileye saraya “danışman’ ist…” olan kızları da var…
***
Farkında mısınız?
Son yıllarda ülkeyi ve ekonomiyi tek başına yöneten beyefendi bir asırlık Türkiye Cumhuriyeti’ne yeni bir “yönetim doktrini” armağan etti…
Halk iradesiyle seçilmiş “muhalif” belediye başkanlarının evini “gece yarısı” ya da “sabaha karşı” basıp derdest eden bu doktrinin adı;
“Kayyum ’ist…”
Bir kalem “terör örgütü üyeliği” bir kalem “ihale yolsuzluğu, bir kalem montaj video…
Al sana “kayyum”
Almanya, hatta dünya bizi kıskanmasın da ne yapsın…
***
Günlerdir bu müthiş doktrinin hayata geçirilişini canlı canlı izliyoruz…
Hava soğuk…
Ayaz var…
Vatandaş kendisini soğuktan koruyacak ne varsa sarınmış gelmiş meydana…
Dedeler var…
Beli bükülmüş yaşlılar var…
Damat’ ist icraatı;
Kuru soğan, domates patates kuyruğunda bekler gibi; gözleri kızarmış, büzülmüş insanlar, “kayyum’ istin” kayyum atamasını bekliyorlar…
***
Bu arada dediklerine göre “kayyum” için sırasını bekleyenler varmış…
Olabilir…
“Kayyum’ ist” in bir işareti yeter, Cumhuriyet savcılarının işi ne?
Anayasa…
Hak, hukuk, adalet rastgele…
Bakın sıradakiler hariç, son on yılda “kalıcı” olarak atanan “kayyum” sayısı 178
Kalıcı dediğim için aklınız karışmasın…
Şöyle ki 12 Eylül darbesini yapanlar bile kayyumları “geçici” olarak atadılar…
Yasalara uygun…
Yani, görevden aldıkları başkanların yerine ya yeni bir seçimle atama yaptılar, ya da belediye “meclis üyelerinden” birisini atadılar…
***
Tıfıl kaymakamı, valiyi…
Savcıyı…
Parti il başkanını…
Damadı-enişteyi, oğlunun okuduğu okuldaki arkadaşını değil…
Yasaları…
Sistemi, işleri iyi bilen, kendi ilini, ilçesini, köyünü “vatandaşını” iyi tanıyan, dürüst, ilkeli, vatansever birisini…
Dünyanın en bereketli, en verimli (!) toprakları burası bir koyarsın dört beş on alırsın…
***
Elinde Kuran dilinde Ezan, çay simit hesabı yaparak iktidara gelen “Ekonomist ve Kayyum’ ist” iyi bilir bunları…
***
Borca batan ekonomi, enflasyon canavarı, kuşa dönen asgari ücret, mezar yeri almaya bile yetmeyen emekli maaşları…
Zamlar…
Vurgun soygun, rüşvet ve yolsuzluk olayları, haksız zenginleşmeler, peşkeşler mala çökmeler, taciz tecavüz artışları…
Milyonlarca sığınmacı, tarikat ve cemaatlerin kucağına bırakılan, çöken eğitim sistemi…
Dinci siyasetin göbeğine girdiği “kışla, yargı ve okullar…”
Manzara bu…
Güler misiniz ağlar mısınız garı bilemem; en iyisini “kayyum’ ist” bilir, yaparsa “ekonomist” yapar…
Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 16.01.2025 04.33
Bir yanıt yazın