Nijerya, Afrika kıtasının en kalabalık ülkesi ve en büyük ekonomilerinden biri olarak, hem sömürgecilik öncesi hem de sonrası dönemde çok çeşitli kültürel, etnik ve dini gruplara ev sahipliği yapmıştır. Ancak bu çeşitlilik, ülkenin tarihsel süreçte sık sık etnik çatışmalar ve kitlesel şiddet olaylarına sahne olmasına neden olmuştur. Özellikle 1967-1970 yılları arasında gerçekleşen ve “Biafra Savaşı” olarak da bilinen trajedi, Nijerya tarihindeki en büyük insanlık krizlerinden biri olarak kaydedilmiştir. Bu olay, sadece bir iç savaş değil, aynı zamanda belirli etnik gruplara karşı uygulanan sistematik bir soykırımdır.
Tarihsel Arka Plan
1. Sömürgecilik ve Bölünmüş Yapı
Nijerya’nın etnik ve dini çeşitliliği, sömürge döneminde İngilizler tarafından “böl ve yönet” politikasıyla daha da derinleştirilmiştir. Ülkede yaklaşık 250 etnik grup bulunmakla birlikte, üç ana grup öne çıkmaktadır: kuzeyde Hausa-Fulani (çoğunlukla Müslüman), güneydoğuda İgbo (çoğunlukla Hristiyan) ve güneybatıda Yoruba (karışık dini yapıya sahip). İngilizler, sömürge yönetimi sırasında bu gruplar arasında ekonomik ve politik ayrışmayı derinleştirmiştir (Falola, 1999). Özellikle kuzeyin siyasi olarak desteklenmesi, güneydeki etnik gruplar arasında marjinalleşme hissini artırmıştır.
2. Bağımsızlık ve İktidar Mücadelesi
Nijerya 1960 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra, etnik ve bölgesel gerilimler hızla arttı. 1963 yılında ülkede gerçekleştirilen nüfus sayımı, etnik gruplar arasındaki rekabetin bir yansıması olarak sahtecilik ve usulsüzlükle sonuçlandı. Bu durum, federal hükümetin karar alma süreçlerinde İgbo, Yoruba ve Hausa-Fulani grupları arasında derin çatışmalara yol açtı (Achebe, 2012).
1966 yılında İgbo subaylarının gerçekleştirdiği bir askeri darbe, Hausa-Fulani liderlerin öldürülmesiyle sonuçlandı. Bu darbenin ardından kuzeydeki Müslüman gruplar, İgbo topluluğuna yönelik geniş çaplı bir katliam başlattı. Bu katliam, on binlerce İgbo’nun öldürülmesine ve bir milyon kadarının bölgeden kaçmasına neden oldu (Forsyth, 1977).
Soykırımın Sebepleri
1. Etnik Ayrışma
Nijerya’nın federal yapısı, etnik gruplar arasında iktidar mücadelesine sahne olmuştur. Hausa-Fulani, Yoruba ve İgbo grupları arasındaki ekonomik ve politik rekabet, özellikle doğal kaynakların (örneğin petrol) kontrolü üzerinden daha da keskinleşmiştir. İgbo topluluğu, güneydoğuda bulunan petrol zenginliği üzerinde kontrol sahibi olmak istemiş ve bu durum, merkezi hükümetle doğrudan bir çatışmaya dönüşmüştür.
2. Biafra’nın Bağımsızlık İlanı
İgbo lideri Emeka Ojukwu, kuzeydeki katliamların ardından 1967 yılında Biafra’nın bağımsızlığını ilan etmiştir. Bu ilan, Nijerya hükümeti tarafından kabul edilmemiş ve ülke genelinde bir iç savaşa yol açmıştır. Bu savaş sırasında, Nijerya hükümeti İgbo halkını hedef alarak onları açlık ve şiddet yoluyla sistematik olarak yok etmeye çalışmıştır (Heerten & Moses, 2014).
3. Petrol ve Ekonomik Çıkarlar
Nijerya’nın güneydoğusundaki petrol rezervleri, hem merkezi hükümet hem de Biafra için hayati öneme sahipti. Bu durum, savaşı sadece etnik bir çatışma olmaktan çıkararak ekonomik bir savaşa dönüştürmüştür. Merkezi hükümet, petrol zenginliği üzerindeki kontrolünü kaybetmemek için şiddeti artırmıştır (Okonta & Douglas, 2003).
4. Uluslararası Duyarsızlık
Biafra’daki insani kriz, özellikle açlık nedeniyle milyonlarca insanın ölümüne yol açmıştır. Ancak uluslararası toplum, çıkarları doğrultusunda bu krizi büyük ölçüde görmezden gelmiştir. Özellikle İngiltere, Nijerya hükümetine silah sağlayarak bu süreçte önemli bir rol oynamıştır.
Sorumlular
1. Nijerya Merkezi Hükümeti
Nijerya hükümeti, Biafra Savaşı sırasında sadece askeri yollarla değil, aynı zamanda insani yardımları engelleyerek ve bölgeyi açlığa mahkum ederek de İgbo halkını hedef almıştır. Özellikle General Yakubu Gowon liderliğindeki hükümet, soykırımın başlıca sorumlusu olarak gösterilmektedir (Nwankwo, 1972).
2. Uluslararası Aktörler
İngiltere, Nijerya hükümetine silah sağlayarak ve diplomatik destek vererek bu süreçte suç ortaklığı yapmıştır. Buna ek olarak, Sovyetler Birliği ve bazı Arap ülkeleri de Nijerya hükümetine destek sağlamıştır. Batı ülkeleri, Biafra’daki insani kriz karşısında sessiz kalmış ve bu durum, şiddetin büyümesine katkıda bulunmuştur (Heerten, 2017).
3. Yerel Milisler ve Ordu
Nijerya ordusu, Biafra halkına karşı kitlesel şiddet uygulamış ve sivilleri hedef almıştır. Yerel milis gruplar da bu süreçte, İgbo köylerini yağmalayarak ve toplu katliamlar gerçekleştirerek soykırıma katkıda bulunmuştur.
Metodlar
1. Açlık Politikası
Nijerya hükümeti, Biafra bölgesine uyguladığı abluka ile milyonlarca insanı açlığa mahkum etmiştir. Bu strateji, özellikle kadın ve çocukları hedef almış ve kitlesel ölümlere yol açmıştır (Médecins Sans Frontières, 1999).
2. Toplu Katliamlar
İgbo halkına yönelik toplu katliamlar, özellikle kuzey bölgelerinde yoğunlaşmıştır. Sivil halk, yerleşim yerlerinden zorla çıkarılmış ve öldürülmüştür.
3. Propaganda ve Psikolojik Savaş
Nijerya hükümeti, Biafra halkını şeytanlaştırmak için medya propagandası kullanmıştır. Bu propaganda, İgbo halkının “birlik için tehdit” olarak görülmesine yol açmıştır.
4. Cinsel Şiddet ve Kadınlara Yönelik Şiddet
Kadınlar, savaş sırasında sistematik bir şekilde cinsel şiddete maruz kalmış ve bu durum, İgbo halkını aşağılamak için bir araç olarak kullanılmıştır.
Uluslararası Hukuk ve Biafra Soykırımı
Biafra Savaşı sırasında yaşananlar, Birleşmiş Milletler’in 1948 Soykırım Sözleşmesi’ne göre açıkça soykırım suçu kapsamına girmektedir. Ancak bu suçlar, uluslararası toplum tarafından soykırım olarak tanınmamış ve failler yargılanmamıştır. Bu durum, uluslararası hukukun Afrika’daki çatışmalara yönelik çifte standardını ortaya koymaktadır.
Sonuç
Nijerya Soykırımı, Afrika’nın sömürgecilik sonrası döneminde yaşanan en trajik olaylardan biridir. Bu olay, etnik ayrışma, ekonomik çıkar çatışmaları ve uluslararası toplumun ihmaliyle şekillenmiştir. İgbo halkına yönelik sistematik şiddet ve açlık politikaları, insanlık tarihindeki en büyük trajedilerden biri olarak hatırlanmaktadır. Bu süreçten dersler çıkarılması ve benzer olayların gelecekte önlenmesi için uluslararası toplumun daha etkin bir rol üstlenmesi gerekmektedir.
Kaynakça
• Achebe, Chinua. There Was a Country: A Personal History of Biafra. New York: Penguin Press, 2012.
• Falola, Toyin. The History of Nigeria. Westport: Greenwood Press, 1999.
• Forsyth, Frederick. The Biafra Story: The Making of an African Legend. London: Penguin Books, 1977.
• Heerten, Lasse, and Moses, Dirk. “The Nigeria-Biafra War: Postcolonial Conflict and the Question of Genocide.” Journal of Genocide Research 16, no. 2-3 (2014): 169-203.
• Médecins Sans Frontières. Refugee Camps and Starvation in Biafra: A Retrospective. Paris: MSF, 1999.
• Nwankwo, Arthur A. Nigeria: The Challenge of Biafra. Enugu: Fourth Dimension Publishing, 1972.
• Okonta, Ike, and Oronto Douglas. Where Vultures Feast: Shell, Human Rights, and Oil. San Francisco: Sierra Club Books, 2003.