Eritre Soykırımı: Tarihsel Arka Plan, Nedenler ve Sorumlular Üzerine Akademik Bir Analiz. Sefa Yürükel

Eritre, Doğu Afrika’nın Kızıldeniz’e açılan stratejik bir bölgesinde yer alan, tarih boyunca hem bölgesel hem de küresel güçlerin etkisi altında kalan bir ülkedir. Etiyopya ile birleşme süreci ve bağımsızlık mücadelesi sırasında yaşanan ağır insan hakları ihlalleri ve toplu katliamlar, uluslararası hukuk çerçevesinde soykırım iddialarına yol açmıştır. - sefa yurukel

Eritre, Doğu Afrika’nın Kızıldeniz’e açılan stratejik bir bölgesinde yer alan, tarih boyunca hem bölgesel hem de küresel güçlerin etkisi altında kalan bir ülkedir. Etiyopya ile birleşme süreci ve bağımsızlık mücadelesi sırasında yaşanan ağır insan hakları ihlalleri ve toplu katliamlar, uluslararası hukuk çerçevesinde soykırım iddialarına yol açmıştır.

Tarihsel Arka Plan

1. Osmanlı ve İtalyan Kolonizasyonu

Eritre’nin jeopolitik önemi, Osmanlı İmparatorluğu ve İtalya gibi güçlerin bölgeye yönelik sömürgeci politikalarını tetikledi. 1880’lerin sonlarında Eritre, İtalyan sömürgesi haline geldi. İtalyan sömürge yönetimi altında Eritre, baskıcı bir ekonomik sömürüye ve sosyal ayrışmalara maruz kaldı. Ancak, bu dönemde soykırım iddialarından ziyade toplumsal ayrışmalar ön plandaydı.

2. İngiliz Geçiş Dönemi ve Etiyopya ile Birleşme

İkinci Dünya Savaşı sonrası İtalya’nın bölgeden çekilmesiyle Eritre, İngiliz askeri yönetimi altına girdi. Ancak, Eritre halkının bağımsızlık talebi görmezden gelinerek, 1952 yılında Etiyopya ile federasyon çatısı altında birleştirildi. Bu durum, Eritreliler arasında büyük bir hoşnutsuzluğa neden oldu. Federasyon kısa süre içinde feshedilerek Eritre, Etiyopya tarafından tamamen ilhak edildi.

3. Etiyopya’nın Eritre Üzerindeki Baskısı

Eritre’nin Etiyopya tarafından ilhak edilmesinin ardından, Eritre halkına yönelik ağır baskılar başladı. Amharalar liderliğindeki Etiyopya hükümeti, Eritre’deki kültürel farklılıkları bastırmayı ve bölgenin doğal kaynaklarını kontrol etmeyi amaçlayan bir politika izledi. Eritre dilinin yasaklanması, eğitim ve sosyal hakların kısıtlanması gibi uygulamalar, bölgede direniş hareketlerini tetikledi.

4. Eritre Kurtuluş Savaşı (1961-1991)

1961 yılında başlayan Eritre Kurtuluş Savaşı, 30 yıl süren bir bağımsızlık mücadelesine dönüştü. Bu süreçte Etiyopya, Eritre halkına karşı ağır insan hakları ihlallerinde bulundu. Özellikle Mengistu Haile Mariam liderliğindeki Derg rejimi döneminde, Eritre halkına karşı yapılan toplu katliamlar ve zorla yerinden etme politikaları, soykırım niteliği taşıyan eylemler olarak değerlendirilmiştir.

Soykırımı Tetikleyen Nedenler

1. Etnik ve Kültürel Ayrışma

Eritre halkı, kültürel ve etnik açıdan Etiyopya’daki Amhara ve Tigray halkından farklıdır. Eritre’nin çoğunluğu Müslüman ve Tigrinya konuşan topluluklardan oluşurken, Etiyopya’nın merkezi yönetimi Hristiyan Amhara elitlerinin kontrolündeydi. Bu farklılıklar, baskıcı politikalarla birleştiğinde derin bir ayrışmaya neden oldu.

2. Stratejik ve Ekonomik Çıkarlar

Eritre’nin Kızıldeniz kıyısındaki stratejik konumu ve limanlara sahip olması, Etiyopya hükümetinin bu bölge üzerindeki kontrolü kaybetmek istememesine neden oldu. Ayrıca Eritre’nin doğal kaynakları, bölgeyi ekonomik olarak vazgeçilmez kılmıştır.

3. Merkezi Yönetimin Baskıcı Politikaları

Etiyopya’nın Eritre üzerindeki merkeziyetçi politikaları, bölge halkının kültürel ve siyasi haklarını ortadan kaldırmayı hedeflemiştir. Eğitimde Eritre dillerinin yasaklanması, tarımsal üretimin zorla kamulaştırılması ve direnişçilere karşı uygulanan sert askeri operasyonlar, halkın sistematik olarak hedef alınmasına yol açmıştır.

4. Uluslararası İlgisizlik

Eritre’deki insan hakları ihlalleri, Soğuk Savaş sırasında büyük güçlerin bölgedeki stratejik çıkarları nedeniyle uluslararası toplum tarafından büyük ölçüde görmezden gelinmiştir. ABD ve Sovyetler Birliği, sırasıyla Etiyopya hükümetine destek vererek çatışmaların devamına katkıda bulunmuştur.

Soykırım Niteliğindeki Olaylar

1. Derg Rejimi Dönemi (1974-1991)

Mengistu Haile Mariam liderliğindeki Derg rejimi, Eritre’deki bağımsızlık hareketini bastırmak için kitlesel katliamlar gerçekleştirdi. 1978 yılında Massawa’da ve Keren’de gerçekleştirilen saldırılarda binlerce sivil öldürüldü. Ayrıca, köylerin yakılması, aç bırakma politikaları ve zorla yerinden etme gibi uygulamalar, halkı tamamen yok etmeye yönelik sistematik bir stratejinin parçasıydı.

2. Hawzen Katliamı (1988)

Etiyopya hükümetinin Tigray ve Eritre bölgelerindeki direnişi bastırmak için düzenlediği askeri operasyonlarda, sivil yerleşim bölgeleri de hedef alındı. Hawzen Katliamı’nda, bombardıman sonucu yüzlerce sivil hayatını kaybetti. Bu olay, Etiyopya ordusunun sivillere yönelik kasıtlı saldırılarının bir örneğidir.

3. Kimyasal Silah Kullanımı

Derg rejimi, Eritre’de direnişi bastırmak için uluslararası hukuka aykırı bir şekilde kimyasal silah kullanmıştır. Bu saldırılar, sivillerin yaşam alanlarını yok ederek, toplu ölümlere neden olmuştur.

Sorumlular

1. Mengistu Haile Mariam ve Derg Rejimi

Derg rejimi, Eritre halkına karşı uygulanan sistematik baskı ve şiddetin başlıca sorumlusudur. Mengistu’nun liderliği altında, sivil halka yönelik kitlesel katliamlar, aç bırakma ve zorla yerinden etme politikaları uygulanmıştır.

2. Etiyopya Ordusu ve Milis Güçleri

Etiyopya ordusu ve milis güçleri, Eritre’de direnişi bastırmak için doğrudan sivilleri hedef almış, köyleri yok etmiş ve toplu katliamlar gerçekleştirmiştir.

3. Uluslararası Güçler

ABD ve Sovyetler Birliği gibi uluslararası aktörler, Soğuk Savaş bağlamında Etiyopya’yı desteklemiş ve Eritre halkının maruz kaldığı insan hakları ihlallerine göz yummuştur.

Uzman Görüşleri ve Literatür Taraması

Abbink (2003)

Abbink, Eritre’de yaşanan insan hakları ihlallerinin, uluslararası toplumun ilgisizliği nedeniyle daha da derinleştiğini vurgulamaktadır. Özellikle Derg rejiminin sistematik şiddet politikalarını soykırım olarak nitelendirir.

Trevaskis (1960)

Trevaskis, Eritre’nin Etiyopya tarafından ilhak edilmesini ve bu süreçte Eritre halkının kimliğinin yok edilmesini, kültürel bir soykırım olarak değerlendirir.

Amnesty International (1990)

Amnesty International, Eritre’de Derg rejimi sırasında yaşanan katliamları detaylandırarak, bu olayların uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve soykırım kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Sonuç

Eritre’de yaşanan soykırım iddiaları, tarihsel olarak merkeziyetçi politikaların ve uluslararası toplumun ilgisizliğinin bir sonucudur. Etiyopya hükümetinin Eritre halkına yönelik uyguladığı baskıcı politikalar, yalnızca siyasi bir mesele değil, aynı zamanda insanlığa karşı işlenmiş ciddi suçlar olarak değerlendirilmelidir. Bugün, bu tarihsel trajedilerden ders alınarak, Eritre ve Etiyopya arasında barış ve uzlaşının sağlanması için uluslararası toplumun aktif bir rol üstlenmesi gerekmektedir.

Kaynakça

1. Abbink, J. (2003). *Badme and the Ethio-Eritrean Border: The Challengeof Demarcation and the Quest for Lasting Peace*. Journal of Modern African Studies, 41(3), 441-464.

2. Trevaskis, G. K. N. (1960). Eritrea: A Colony in Transition. Oxford University Press.

3. Amnesty International. (1990). Human Rights Violations in Eritrea: Systematic Repression under Ethiopian Rule. Amnesty International Publications.

4. Gebru, T. (1991). Ethiopia: Power and Protest – Peasant Revolts in the Twentieth Century. Cambridge University Press.

5. Negash, T. (1997). Eritrea and Ethiopia: The Federal Experience. Scandinavian Institute of African Studies.

6. Keller, E. J. (1995). Ethiopia: Revolution, Class, and the National Question. Africa World Press.

7. Human Rights Watch. (1991). Evil Days: Thirty Years of War and Famine in Ethiopia.

8. Tekeste, N. (1997). The Eritrean War: Roots and the Prospects of Peace. The Journal of Modern African Studies, 35(4), 655-682.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir