Burkina Faso, Batı Afrika’nın Sahel bölgesinde yer alan, kültürel çeşitliliği ve karmaşık tarihi ile dikkat çeken bir ülkedir. Ancak son on yıllarda ülke, artan etnik ve dini çatışmaların neden olduğu toplu şiddet olaylarına ve kitlesel insan hakları ihlallerine sahne olmuştur. Burkina Faso’daki bu durum, tarihsel olarak köklü ayrışmalardan beslenen bir krizdir ve bu çatışmalar zamanla etnik temizlik ve soykırım boyutuna ulaşmıştır.
Tarihsel Arka Plan
1. Sömürgecilik ve Toplumsal Bölünmeler
Burkina Faso, 19. yüzyılın sonlarında Fransa tarafından işgal edilerek Fransız Batı Afrikası’nın bir parçası haline getirilmiştir. Sömürge yönetimi, ülkeyi ekonomik olarak sömürmekle kalmamış; aynı zamanda toplumsal bölünmeleri derinleştiren politikalar uygulamıştır (Kanya-Forstner, 1969). Özellikle Mossi halkı gibi dominant etnik grupların ayrıcalıklı hale getirilmesi, diğer gruplar arasında marjinalleşme hissini artırmıştır. Bu durum, ülkenin bağımsızlık sonrasında dahi devam eden bir toplumsal kırılmanın temelini oluşturmuştur.
2. Bağımsızlık Sonrası Politik Dinamikler
1960 yılında Burkina Faso (o dönemdeki adıyla Yukarı Volta) bağımsızlığını kazanmıştır. Ancak bağımsızlık dönemi, ülkede toplumsal huzur getirmek yerine siyasi istikrarsızlıklarla dolu olmuştur. Etnik gruplar arasındaki ekonomik ve politik eşitsizlikler giderek derinleşmiştir. Özellikle Sahel bölgesindeki Peulh (Fulani) halkı gibi göçebe topluluklar, yerleşik topluluklarla arasında yaşanan çatışmaların merkezinde yer almıştır (Hagberg, 2004).
3. Modern Dönemde Şiddet Döngüsü
Burkina Faso’daki şiddet olayları, 2015’ten sonra ciddi bir şekilde artmıştır. Ülkenin kuzey ve doğu bölgelerinde faaliyet gösteren radikal grupların etkisi, devlet otoritesinin zayıflamasıyla birleşmiş ve bu durum, farklı etnik gruplar arasında düşmanlığı körüklemiştir (Human Rights Watch, 2021).
Soykırımın Sebepleri
1. Etnik Gerilimler ve Kaynak Rekabeti
Burkina Faso’daki soykırımın temelinde, etnik gruplar arasındaki tarihsel gerilimler yer almaktadır. Göçebe Peulh toplulukları ile yerleşik Mossi ve Gourmantche grupları arasındaki kaynak rekabeti, özellikle tarım ve su kaynaklarının paylaşımı üzerinden yoğunlaşmıştır. Peulh halkı, çoğunlukla radikal gruplarla ilişkilendirilmiş ve bu durum, onlara karşı geniş çaplı şiddeti meşrulaştırmak için kullanılmıştır (Benjaminsen & Ba, 2019).
2. Radikal Grupların Etkisi
2015 sonrası dönemde El Kaide ve IŞİD bağlantılı radikal grupların Burkina Faso’daki faaliyetleri, toplumdaki etnik ve dini ayrışmaları daha da keskinleştirmiştir. Bu gruplar, Peulh halkını hedef alarak onları militan saflarına çekmiş; bu durum, Peulh topluluğunun diğer gruplar tarafından düşman olarak algılanmasına neden olmuştur (International Crisis Group, 2020).
3. Devletin Zayıf Yönetimi
Burkina Faso hükümeti, artan güvenlik sorunları karşısında etkili bir çözüm üretememiş ve bazı durumlarda taraflı politikalar uygulayarak belirli etnik grupları marjinalize etmiştir. Özellikle Peulh halkına yönelik yapılan güvenlik operasyonlarında, ayrımcı politikalar ve kitlesel cezalandırma yöntemleri dikkat çekmiştir.
4. İklim Değişikliği ve Çevresel Stres
Sahel bölgesindeki iklim değişikliği, doğal kaynaklara erişimi sınırlayarak topluluklar arasındaki çatışmaları daha da artırmıştır. Kuraklık ve çölleşme, göçebe ve yerleşik topluluklar arasındaki ekonomik gerilimleri körüklemiştir.
Sorumlular
1. Devlet Güçleri
Burkina Faso hükümeti ve güvenlik güçleri, Peulh topluluklarına yönelik ayrımcı politikalarıyla soykırımın önemli bir parçası olmuştur. Güvenlik operasyonlarında kitlesel infazlar ve köylerin tahrip edilmesi gibi insan hakları ihlalleri belgelenmiştir (Amnesty International, 2021).
2. Yerel Milisler
Yerel halk tarafından oluşturulan milis gruplar, Peulh halkına yönelik saldırıların başlıca failleri arasında yer almaktadır. Bu gruplar, devletin güvenlik boşluğunu doldurmak için oluşturulmuş, ancak etnik temelli şiddeti daha da derinleştirmiştir.
3. Radikal Gruplar
El Kaide ve IŞİD bağlantılı radikal gruplar, şiddetin hem bir sebebi hem de katalizörü olmuştur. Bu gruplar, topluluklar arasındaki ayrışmayı derinleştirerek, çatışmaları daha geniş bir bölgesel kriz haline getirmiştir.
4. Uluslararası Toplum
Uluslararası toplumun çatışmalara yönelik etkisiz müdahalesi, şiddetin kontrol altına alınamamasında önemli bir rol oynamıştır. Bölgedeki insani krizler, uzun süre yeterince dikkate alınmamış ve bu durum, yerel halk üzerindeki etkileri ağırlaştırmıştır.
Kullanılan Metodlar
1. Toplu Katliamlar
Soykırım sırasında Peulh köyleri hedef alınmış, yüzlerce insan katledilmiştir. Bu saldırılar, genellikle silahlı yerel milisler veya devlet destekli gruplar tarafından gerçekleştirilmiştir.
2. Yerinden Etme ve Açlık Politikaları
Birçok Peulh topluluğu, köylerinden zorla çıkarılarak yerinden edilmiştir. Gıda kaynaklarının yok edilmesi ve tarım arazilerinin yakılması, toplulukları açlığa mahkum eden bir strateji olarak kullanılmıştır.
3. Propaganda ve Nefret Söylemi
Hükümet yetkilileri ve yerel medya, Peulh topluluğunu “teröristlerle iş birliği yapan” bir grup olarak tanıtmış ve bu durum, kitlesel şiddeti meşrulaştırmak için bir araç olarak kullanılmıştır.
Uluslararası Hukuk ve Burkina Faso Soykırımı
Birleşmiş Milletler’in 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi, belirli bir grubu yok etmeye yönelik eylemleri insanlık suçu olarak tanımlamaktadır. Burkina Faso’da yaşananlar, bu tanıma büyük ölçüde uymaktadır. Ancak uluslararası toplum, Burkina Faso’daki olayları yeterince ele almamış ve bu durum, hem mağdurların adalet arayışını hem de gelecekteki suçların önlenmesini engellemiştir.
Sonuç
Burkina Faso Soykırımı, Afrika’nın Sahel bölgesinde yaşanan karmaşık çatışmaların ve etnik gerilimlerin en trajik örneklerinden biridir. Bu olaylar, tarihsel sömürgecilik döneminin mirasını ve modern dönemdeki devlet başarısızlıklarını gözler önüne sermektedir. Uluslararası toplumun ve Burkina Faso hükümetinin, mağdurların haklarını savunma ve adaleti sağlama konusunda ciddi adımlar atmaması, bu tür olayların gelecekte tekrar yaşanma riskini artırmaktadır.
Kaynakça
• Amnesty International. Burkina Faso: Conflict Dynamics and Human Rights Violations. London: Amnesty International, 2021.
• Benjaminsen, Tor A., and Ba, Boubacar. “Fulani Pastoralists and the Violence in the Sahel.” Journal of Modern African Studies 57, no. 2 (2019): 235-257.
• Hagberg, Sten. Between Peace and Justice: Dispute Settlement Between Karaboro Agriculturalists and Fulbe Agro-Pastoralists in Burkina Faso. Uppsala: Uppsala University Press, 2004.
• Human Rights Watch. “The Army is Everywhere”: Ethnic Targeting and Abuses in Burkina Faso. New York: HRW, 2021.
• International Crisis Group. Burkina Faso: Stopping the Spiral of Violence. Brussels: ICG, 2020.
• Kanya-Forstner, A. S. The Conquest of the Western Sudan: A Study in French Military Imperialism. Cambridge: Cambridge University Press, 1969.
• United Nations. Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide. New York: United Nations, 1948.
Bir yanıt yazın