1994 yılında Rwanda’da meydana gelen soykırım, yaklaşık 800.000 Tutsi ve ılımlı Hutu’nun katledilmesiyle tarihe geçen, insanlık vicdanını derinden yaralayan bir insanlık trajedisidir.
Tarihsel Arka Plan
Rwanda, sömürgecilik öncesinde Hutu ve Tutsi etnik gruplarının görece barış içinde yaşadığı bir topluma sahipti. Ancak Avrupalı sömürgeciler, bu dengeli yapıyı bozarak etnik ayrışmayı kurumsallaştırdı.
• Kolonyalizm ve Etnik Ayrışma:
Rwanda, 19. yüzyılın sonlarında Alman sömürgesi oldu. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Belçika yönetimine geçen ülke, “böl ve yönet” politikalarının sahnesi haline geldi. Belçikalılar, Tutsileri üstün bir ırk olarak tanımladı ve Hutuları sistematik olarak dışladı. 1933’te kimlik kartlarına etnik aidiyetlerin yazılmasıyla bu ayrım daha da derinleşti.
• Bağımsızlık ve Siyasi Değişim:
1962’de bağımsızlık sonrası kurulan Hutu yönetimi, Tutsilere karşı ayrımcı politikalar uygulamaya başladı. 1973’te Juvénal Habyarimana’nın darbeyle iktidara gelmesiyle Hutu çoğunluğunun kontrolü pekişti. Bu dönem, Tutsilere yönelik sistematik ayrımcılık ve baskının kurumsallaştığı yıllar oldu.
Soykırımın Sebepleri
1. Kolonyal Miras:
Belçika’nın Tutsileri üstün bir sınıf olarak belirlemesi ve bağımsızlık sonrası Hutuları desteklemesi, etnik gruplar arasındaki gerilimi artırmıştır.
2. Siyasi ve Ekonomik Çalkantılar:
1980’lerde yaşanan ekonomik krizler ve yoksulluk, toplumsal huzursuzluğu artırmış, Tutsiler ise iktidarın suçlayıcı politikalarının hedefi olmuştur.
3. Rwandan Patriotic Front’un (RPF) Yükselişi:
Uganda merkezli Tutsi ağırlıklı bir grup olan RPF, 1990’da Habyarimana rejimine karşı bir isyan başlattı. Bu süreç, Hutu liderler tarafından Tutsilere yönelik düşmanlığın araçsallaştırılmasına neden oldu.
4. Habyarimana’nın Ölümü:
6 Nisan 1994’te Habyarimana’nın uçağı bir saldırıyla düşürüldü. Bu olay, Hutu liderlerin Tutsilere karşı bir soykırım başlatmasına bahane oldu.
Soykırımın Gerçekleşme Süreci
Habyarimana’nın ölümünden sonra, Hutu liderler tarafından planlanmış olan soykırım derhal uygulamaya kondu.
• Milis Gruplarının Rolü:
Hutu milisleri olan Interahamwe ve Impuzamugambi, machete gibi geleneksel silahlarla köylere saldırarak binlerce insanı katletti.
• Medyanın Katkısı:
RTLM (Radio Télévision Libre des Mille Collines), Tutsilere karşı nefret propagandası yayan bir araç olarak kullanıldı. Medya, Tutsileri “hamamböceği” olarak niteleyerek öldürülmelerini teşvik etti.
• Sistematik Şiddet:
Kiliseler, okullar ve hastaneler gibi sığınaklar, toplu katliamların yapıldığı yerler haline geldi. Kadınlara yönelik cinsel şiddet, soykırımın bir başka boyutuydu; binlerce kadın tecavüze uğradı.
Fransa ve Operasyon Turkuaz
Fransa’nın Rwanda’daki soykırımdaki rolü tartışmalı bir konudur. Fransa, soykırımdan önce ve sırasında Habyarimana rejimini desteklemiş ve askeri yardımlarda bulunmuştur.
1. Fransa’nın Desteği:
Habyarimana hükümetine verilen askeri ve lojistik destek, Hutu rejiminin silahlanmasını ve soykırımın sistematik şekilde uygulanmasını kolaylaştırmıştır.
2. Operasyon Turkuaz:
1994’te Fransa, Birleşmiş Milletler’in izniyle bir “insani yardım operasyonu” olarak tanıttığı Turkuaz Operasyonu’nu başlattı. Ancak bu operasyon, eleştirmenlere göre asıl amacından saparak Hutu milislerini koruyan bir girişime dönüştü.
• Güvenli Bölge İlanı: Operasyonun sonucunda, soykırım faillerinin bir kısmı güvenli bölgelere sığındı. Fransa’nın bu süreçte, Tutsi karşıtı gruplara dolaylı destek verdiği iddia edilmektedir.
• Sonuçlar: Operasyon, soykırımın sonlandırılmasında etkili olmamış ve Fransa’nın rolü uzun yıllar boyunca tartışmalara neden olmuştur.
Sonuçlar
• İnsan Kaybı ve Travma:
100 gün içinde yaklaşık 800.000 insan hayatını kaybetmiş, milyonlarca kişi yerinden edilmiştir. Kadınlar, cinsel şiddetin travmatik etkileriyle yıllarca mücadele etmek zorunda kalmıştır.
• Adalet ve Yargılama Süreçleri:
• Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTR): Birleşmiş Milletler, soykırım faillerini yargılamak üzere Tanzanya’nın Arusha kentinde bir mahkeme kurdu. Mahkeme, önemli liderleri mahkûm etse de sürecin yavaş ilerlemesi eleştiri konusu olmuştur.
• Gacaca Mahkemeleri: Rwanda’da yerel düzeyde kurulan bu toplumsal mahkemeler, adalet ve uzlaşı süreçlerine katkı sağlamıştır.
• Uluslararası İtibar ve Sorumluluk:
Fransa ve Belçika, soykırım sürecindeki rollerinden dolayı eleştirilmektedir. Özellikle Fransa’nın Habyarimana rejimine verdiği destek ve Operasyon Turkuaz’daki başarısızlığı, uluslararası alanda tartışmalara yol açmıştır.
Değerlendirme ve Akademik Çıkarımlar
Rwanda Soykırımı, etnik kimliklerin siyasi bir araç olarak nasıl manipüle edilebileceğini ve uluslararası toplumun ihmalkârlığının nelere mal olabileceğini göstermektedir. Fransa’nın ve Belçika’nın rolü, soykırımın sadece yerel bir trajedi olmadığını, uluslararası güçlerin bu süreçteki etkisinin ne kadar büyük olduğunu kanıtlamaktadır.
Kaynakça
1. Romeo Dallaire, Shake Hands with the Devil: The Failure of Humanity in Rwanda.
2. Linda Melvern, Conspiracy to Murder: The Rwandan Genocide.
3. Alison Des Forges, Leave None to Tell the Story: Genocide in Rwanda.
4. Philip Gourevitch, We Wish to Inform You That Tomorrow We Will Be Killed With Our Families.
5. Birleşmiş Milletler Arşivleri, Rwanda Soykırımı Raporları.
6. Mahmood Mamdani, When Victims Become Killers: Colonialism, Nativism, and the Genocide in Rwanda.
7. Gérard Prunier, The Rwanda Crisis: History of a Genocide.
8. Jean-Paul Kimonyo, Rwanda’s Popular Genocide: A Perfect Storm.