Mali Soykırımı: Tarihsel Nedenler, Uygulama Yöntemleri ve Sorumlular. Sefa Yürükel

Mali’deki soykırım, 2012 yılı itibariyle başlayan iç savaş, etnik çatışmalar ve hükümetin uyguladığı şiddetle ilişkilidir. Mali’deki toplumsal yapının tarihsel olarak etnik temellere dayanan yapısı, bu tür kitlesel şiddet olaylarının ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamıştır. - sefa yurukel

Mali’deki soykırım, 2012 yılı itibariyle başlayan iç savaş, etnik çatışmalar ve hükümetin uyguladığı şiddetle ilişkilidir. Mali’deki toplumsal yapının tarihsel olarak etnik temellere dayanan yapısı, bu tür kitlesel şiddet olaylarının ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamıştır.

Tarihsel Nedenler

Mali’nin tarihi, etnik ve dini kimliklerin birbirinden ayrılmadığı, karmaşık bir sosyal yapıya sahiptir. Ülkede özellikle Tuaregler, Peuhl, Dogonlar, ve Bambara gibi çeşitli etnik gruplar arasında tarihsel olarak çatışmalar yaşanmıştır. 2012’de başlayan isyan, özellikle Tuareglerin bağımsızlık talepleri ve Mali hükümetinin bu talepleri reddetmesi sonucu patlak vermiştir. Bunun yanında, kuzeydeki Tuareg isyanına, Al-Qaeda bağlantılı grupların ve yerel milislerin müdahil olması, daha da karmaşık hale gelmiş ve şiddet dalgasını büyütmüştür.

Mali’deki soykırımın temelinde, bu bölgesel ayrımlar ve bu ayrımların sonuçları olarak görülebilecek siyasal dışlanmışlık yer almaktadır. Mali hükümetinin, kuzeydeki Tuaregleri ve diğer etnik grupları dışlaması, bu toplulukların silahlı direniş başlatmalarına neden olmuştur. Savaşın karmaşıklığı, etnik temelli şiddet olaylarını beslemiş ve kitlesel öldürme, yerinden etme gibi şiddet eylemleri halkı etkileyen büyük bir trajediye dönüşmüştür. Bu durum, Mali’deki soykırımın temelinde yatan siyasi ve etnik faktörlerin önemli bir parçasıdır.

Dünya Bankası’na göre, “Bölgede tarihsel olarak, merkezi hükümet ve kuzeydeki etnik gruplar arasındaki gerilimler, şiddet olaylarını daha da körüklemiştir” (World Bank, 2013). Ayrıca, bazı uzmanlar, “Mali’nin kuzey bölgelerindeki etnik gruplar arasındaki rekabetin, devletin müdahale eksiklikleriyle birleşerek büyük bir soykırıma yol açtığını” ifade etmektedir (McGovern, 2014).

Uygulama Yöntemleri

Mali’deki soykırım, bir dizi insan hakları ihlali ve kitlesel şiddet içermektedir. Soykırımda kullanılan temel yöntemler, kitlesel öldürme, köylerin yakılması, yerinden edilme ve cinsel şiddet gibi unsurları içermektedir.

1. Kitlesel Öldürmeler

Mali’deki soykırımda, özellikle 2012-2013 yıllarında, silahlı gruplar ve devletin güvenlik güçleri tarafından kitlesel öldürmeler gerçekleştirilmiştir. Hükümetin, isyancıları hedef alırken sivilleri de öldürmesi, etnik grupların birbirlerine yönelik şiddet uygulamalarına yol açmıştır. Bunun örneklerinden biri, Tuareg isyanı sırasında hükümetin ordu tarafından yapılan kitlesel öldürme operasyonlarıdır. Human Rights Watch (2013) raporunda, “Hükümet güçleri, kuzeydeki Tuaregler ve diğer etnik gruplara yönelik orantısız öldürmeler gerçekleştirmiştir” denilmektedir.

2. Etnik Temizlik ve Yerinden Etme

Savaşın başlarında, kuzeydeki bölgelerdeki sivillerin etnik temizlik amaçlı yerinden edilmesi, soykırımın önemli bir boyutunu oluşturmuştur. Yerinden edilme, toplu yerleşim yerlerinin hedef alınması, köylerin yakılması ve halkın zorla göç ettirilmesi gibi yöntemlerle gerçekleştirilmiştir. Savaşın sona ermesine rağmen, geri dönüş yapmaya çalışan mültecilerin maruz kaldığı şiddet, bu halkların evlerine geri dönmesini engellemiştir. Bu durum, etnik temizlik uygulamalarının bir parçası olarak görülmüştür. UNHCR (2015) raporunda, “Mali’deki yerinden edilme, ciddi insani krize yol açan ve halkın evlerine dönmesini engelleyen bir durumdur” denilmiştir.

3. Cinsel Şiddet ve Tecavüz

Mali’deki çatışmalarda, cinsel şiddet önemli bir silah olarak kullanılmıştır. Hem milis grupları hem de devlet güçleri, kadınları tecavüz ederek, bu şiddet biçimini bir savaş aracı olarak kullanmışlardır. Cinsel şiddet, bir halkı sindirmenin ve başka bir halkı etnik temizlik yoluyla yok etmenin bir aracı olarak yaygınlaşmıştır. İnsan hakları savunucuları, “Cinsel şiddetin, yalnızca fiziksel bir saldırı değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı hedef alan bir strateji olarak kullanıldığını” belirtmişlerdir (Amnesty International, 2016).

4. Savaş Suçları ve Çatışma

Mali’deki soykırımda, hem hükümet güçlerinin hem de isyancıların savaş suçları işlediği belgelenmiştir. İsyancı gruplar, özellikle Tuaregler, sahada sivillere yönelik saldırılar gerçekleştirmiştir. Ancak devletin uyguladığı şiddet, daha yaygın ve kitlesel olmuştur. Birleşmiş Milletler, hükümet güçlerinin orantısız güç kullanarak sivillere karşı savaş suçu işlediğini raporlamıştır. UN Security Council (2014) raporunda, “Mali’deki tüm taraflar, savaş suçlarına karışmıştır, ancak devletin güvenlik güçlerinin sivillere yönelik şiddet kullanma oranı çok daha fazladır” denilmektedir.

Sorumlular

Mali’deki soykırımın sorumluları, öncelikle devletin güvenlik güçleri ve çatışmalara katılan silahlı gruplardır. Bununla birlikte, uluslararası toplumun müdahalede geç kalması ve iç savaşın büyümesine engel olamaması da soykırımın yayılmasına neden olmuştur.

1. Mali Hükümeti ve Askeri Güçler

Mali hükümetinin sorumluluğu, yalnızca güvenlik güçlerinin sivillere uyguladığı orantısız şiddetle sınırlı değildir. Devletin, etnik gruplar arasındaki gerilimleri yönetme noktasındaki başarısızlığı da soykırımın sorumluluğunu artırmaktadır. Hükümetin bu krizlere yanıt olarak kullandığı orantısız güç ve etnik hedefleme, bu süreçteki en önemli sorumluluklardandır. International Crisis Group (2014), “Mali hükümeti, kendi halkına karşı şiddet uygulayarak, çatışmayı daha da körüklemiş ve soykırımın gerçekleşmesine zemin hazırlamıştır” demektedir.

2. Silahlı Gruplar ve İsyancılar

Mali’deki çatışmalara katılan silahlı gruplar, savaş suçları işlemiş ve birçok sivili hedef almıştır. Ancak bu grupların hükümetin baskıları sonucunda şiddete başvurdukları da göz önüne alındığında, bu şiddetin devletin etkisiz müdahaleleriyle birleştiği söylenebilir. Tuareg isyancılarının, bölgedeki etnik gruplara yönelik şiddet uygulamaları da savaş suçları kategorisine girmektedir.

3. Uluslararası Toplum ve Müdahale Eksiklikleri

Uluslararası toplum, özellikle Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği, Mali’deki çatışmaların hızla yayılmasını engelleme konusunda yetersiz kalmışlardır. Birleşmiş Milletler, çatışmaların başladığı ilk yıllarda, müdahale için etkin bir plan geliştirmekte gecikmiş ve şiddetin yayılmasına engel olamamıştır. Uluslararası toplumun bu konuda geç kalmış olması, soykırımın genişlemesine katkı sağlamıştır. Birleşmiş Milletler, 2014 raporunda, “Uluslararası müdahalenin geç olması, şiddet olaylarının artmasına ve daha fazla sivili etkileyen soykırım süreçlerinin başlamasına neden olmuştur” denilmektedir.

Sonuç

Mali’deki soykırım, etnik temelli ayrımlar, devletin şiddet politikaları ve silahlı çatışmaların karmaşık etkileşimiyle ortaya çıkmıştır. Soykırımın metodları, kitlesel öldürmeler, yerinden edilme, cinsel şiddet gibi insani suçları içermekte olup, sorumlular arasında hükümetin güvenlik güçleri, silahlı gruplar ve uluslararası toplum yer almaktadır. Uluslararası müdahale eksiklikleri, soykırımın daha da büyümesine yol açmış ve bu trajedi, yalnızca Mali için değil, bölgesel güvenlik açısından da önemli bir uyarı niteliği taşımaktadır.

Kaynakça

1. Amnesty International. (2016). Mali: The Impact of Armed Conflict on Women and Children.

2. Human Rights Watch. (2013). Mali: Violations by Government Forces and Armed Rebels.

3. International Crisis Group. (2014). Mali: The Crisis and its Regional Implications.

4. McGovern, M. (2014). Ethnic Conflict and Violence in Mali: A Case Study of the Tuareg Rebellions.

5. United Nations Security Council. (2014). Report of the United Nations Mission in Mali.

6. World Bank. (2013). Political and Ethnic Conflicts in Mali: A Historical Overview.

7. United Nations High Commissioner for Refugees (UNHCR). (2015). Mali: The Impact of Conflict on Refugees and Internally Displaced Persons.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir