Madagaskar’da 1947 yılında Fransız sömürge yönetimine karşı başlayan isyan, Fransız askerlerinin sert müdahalesiyle bir insanlık trajedisine dönüşmüştür. Bu isyan sırasında yerel halka karşı uygulanan aşırı şiddet ve sistematik baskılar, bazı tarihçiler ve insan hakları savunucuları tarafından soykırım olarak nitelendirilmiştir. Fransız sömürge yönetiminin bu süreçteki rolü, yalnızca bağımsızlık talebini bastırmak değil, aynı zamanda belirli bir etnik ve kültürel yapıyı hedef alarak toplumsal yapıyı yeniden şekillendirmek olmuştur.
Tarihsel Nedenler
Madagaskar’daki olayların kökeni, Fransız sömürge yönetiminin ada üzerindeki ekonomik ve siyasal tahakkümüne dayanır. Fransa, 1896’da Madagaskar’ı resmi olarak kolonisi ilan ettikten sonra, yerel halk üzerinde ağır vergiler, zorla çalıştırma ve kültürel asimilasyon politikalarını dayatmıştır. Özellikle Merina Krallığı’na yönelik baskılar, bu etnik grubun Fransız yönetimine karşı direnişini artırmıştır.
Françoise Raison-Jourde, bu süreçte Fransa’nın Madagaskar halkını ekonomik çıkarlarına hizmet edecek şekilde araçsallaştırdığını ve yerel kültürel yapıyı hedef aldığını vurgular (Raison-Jourde, 1983). Bunun yanı sıra, bağımsızlık talebinin öncüsü olan MDRM (Mouvement Démocratique de la Rénovation Malgache), halkın siyasi bilincini artırmış ve Fransız yönetiminin baskılarına karşı örgütlenmesine olanak sağlamıştır.
1947 yılında başlayan isyan, geniş halk desteğiyle büyümüş, ancak Fransız ordusu tarafından aşırı şiddetle bastırılmıştır. Bruce Vandervort, bu isyanı “koloniyal yönetimin baskıcı politikalarına karşı bir halk patlaması” olarak tanımlar (Vandervort, 1998).
Uygulama Yöntemleri
Fransız yönetimi, isyanı bastırmak için insan haklarına aykırı birçok yönteme başvurmuştur. Bu süreçte kullanılan yöntemler şunlardır:
1. Toplu Katliamlar
Fransız askerleri, isyanın merkezi kabul edilen köy ve yerleşim yerlerinde toplu katliamlar gerçekleştirmiştir. Jacques Tronchon, bu dönemde 30.000 ila 100.000 arasında Madagaskarlının öldürüldüğünü ve bu katliamların halk üzerinde korku yaratmayı amaçladığını belirtir (Tronchon, 1974).
2. Zorla Yerinden Etme
Askeri operasyonlar sırasında birçok köy boşaltılmış, binlerce kişi evsiz bırakılmıştır. Bu zorla yerinden etme politikası, isyancı grupların destek bulmasını engellemeye yönelikti. Ancak açlık ve hastalık gibi dolaylı sonuçları, ölümleri artırmıştır.
3. İşkence ve Toplu Tutuklamalar
Fransız yönetimi, MDRM üyelerini ve destekçilerini hedef alarak geniş çaplı tutuklamalar yapmış ve işkence yöntemlerini sistematik hale getirmiştir. Thompson ve Adloff, bu dönemde “işkencenin bir baskı aracı olarak yaygın şekilde kullanıldığını” vurgulamaktadır (Thompson & Adloff, 1965).
4. Etnik Ayrımcılık ve Temizlik
Fransız askerleri, özellikle Merina halkını hedef alarak bu etnik grubun liderlik rolünü kırmayı amaçlamıştır. Bruce Vandervort, bu politikayı “koloniyal stratejinin bir parçası” olarak tanımlar (Vandervort, 1998).
Sorumlular
Madagaskar soykırımının sorumluları birkaç farklı grupta değerlendirilebilir:
1. Fransız Hükümeti ve Sömürge Yönetimi
Fransız hükümeti, Madagaskar’daki isyanı bastırmak için aşırı şiddet içeren politikalar uygulamış ve sivillere yönelik saldırıları desteklemiştir. Françoise Vergès, bu olayların Fransız sömürge yönetiminin “insan haklarına aykırı baskıcı bir yapıya sahip olduğunun en açık göstergesi” olduğunu ifade etmektedir (Vergès, 1999).
2. Fransız Ordusu ve Askeri Liderler
Fransız ordusunun komutanları, isyanı bastırırken savaş hukukunu hiçe saymış ve sivilleri doğrudan hedef almıştır. Bu liderler, operasyonların doğrudan sorumlusu olarak büyük rol oynamışlardır.
3. Uluslararası Sessizlik
Dönemin uluslararası toplumunun, Madagaskar’daki olaylara sessiz kalması ve bu insan hakları ihlallerini gündeme getirmemesi, trajedinin büyümesine zemin hazırlamıştır.
Olayların Uluslararası Hukuk Açısından Değerlendirilmesi
Madagaskar’da yaşanan bu trajedi, uluslararası hukukun temel ilkelerini ihlal etmiştir. Soykırım Sözleşmesi’ne göre, bir grup insanı yok etme amacı taşıyan eylemler soykırım olarak tanımlanmaktadır. Fransız yönetiminin, Merina halkı başta olmak üzere belirli etnik gruplara yönelik sistematik saldırıları, bu kapsamda değerlendirilebilir. İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), Madagaskar İsyanı’nı “koloniyal baskının en kanlı örneklerinden biri” olarak nitelendirmiştir.
Sonuç
Madagaskar soykırımı, Fransız sömürge yönetiminin baskıcı politikaları ve uluslararası toplumun ilgisizliği nedeniyle gerçekleşmiştir. Bu trajedi, yalnızca Madagaskar halkının bağımsızlık mücadelesini değil, aynı zamanda sömürgecilik dönemindeki insan hakları ihlallerinin boyutlarını da gözler önüne sermektedir. Tarihi ve hukuki olarak bu olayların daha fazla araştırılması, sorumluların belirlenmesi ve benzer trajedilerin önlenmesi açısından önemlidir.
Kaynakça
1. Raison-Jourde, F. (1983). Colonisation et Révolte à Madagascar. Paris: Karthala.
2. Tronchon, J. (1974). L’Insurrection Malgache de 1947. Paris: Editions Maspero.
3. Vandervort, B. (1998). Wars of Imperial Conquest in Africa, 1830–1914. Indiana University Press.
4. Thompson, V. B., & Adloff, R. (1965). The Malagasy Republic: Madagascar Today. Stanford University Press.
5. Vergès, F. (1999). Monsters and Revolutionaries: Colonial Family Romance and Métissage. Duke University Press.
6. Human Rights Watch. (2001). Colonial Violence and Its Legacy: Madagascar 1947.
7. Oliver, S. (1991). The African Experience: From Old Kingdoms to Modern States. Harper Collins.
8. Anderson, D. M. (2005). Histories of the Hanged: The Dirty War in Kenya and the End of Empire. W.W. Norton & Company.
Bir yanıt yazın