Yüzyıllar boyunca Oğuz Kağan’dan Alparslan’a, Timur’dan Atatürk’e kadar nice büyük liderler milletimizin kaderine mühür vurdu. Tarihin her döneminde Türk milletinin alnında cesaret, azim ve onur yazılıydı. Ancak bugün bu şanlı tarihin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Yabancı çıkarlar uğruna, küresel projelerin taşeronluğuna soyunan siyaset bezirganları, bu milletin damarlarındaki asil kanı hiçe sayarak ülkeyi bir girdaba sürüklüyor.
Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) kuklası olmuş emperyalizmin hareminde ki siyasi fahişeler, milletin iradesini emperyalizmin piyonları olarak efendilerine peşkeş çekmekte beis görmüyor. Bu çarpık düzenin en acı göstergesi, yüce ordumuzun ve teğmenlerimizin onurunu lekelemeye çalışan zihniyetin cesaret bulabilmesidir. Şimdi bu kara sahneye karşı ses vermenin vakti gelmiştir. Çünkü susmak, boyun eğmek, kaderine razı olmak Türk milletinin şanlı geçmişine ihanetle eşdeğerdir.
Bir Fedai Ruhu Gerek
Her büyük ulusun tarihinde kritik eşikler vardır; o eşiklerin bir tarafında onur, diğer tarafında esaret yatar. Bugün, millet olarak önümüzde duran eşik tam da budur. Eğer bu siyaset çakallarına dur demezsek, tarih bize “boyun eğen millet” demekten çekinmeyecektir. Ama biz biliriz ki Türk milletinin genlerinde bu tür alçaklığa geçit vermemek yatar. Biz direniriz, gerektiğinde yeniden doğarız.
Emperyalizmin taşeronluğunu yapan bu siyasi çakallar, demokrasinin adıyla milletin iradesine pranga vurmaya çalışıyor. Oysa gerçek demokrasi, halkın onuru ve bağımsızlığı için mücadele verenlerin elinde yeşerir. Demokrasi, siyaseti alçakların tekelinden kurtaracak bir direnişle anlam bulur.
Tribünden Meydana
Artık tribünlerde oturup olan biteni izlemek bize yakışmaz. Çünkü biz Türk’üz; suskunluk ve boyun eğme, bizim kitabımızda yazmaz. Hangi küresel proje önümüze konulursa konulsun, hangi alçak düzen dayatılırsa dayatılsın, bu milletin iradesi her türlü prangayı kırar.
Bugün vatanseverliğin, fedai ruhunun ve direnişin yeniden dirileceği gündür. Bu siyasetin çürümüş ve bozuk düzenine “hayır” deme vaktidir. Tarih bize, dik durmanın, onurlu mücadelenin yolunu göstermiştir. Oğuz Kağan’dan Bumin Kağan’a , Mete Han’dan. Cengiz Han’a, Şah İsmail’den Atatürk’e kadar gelen bu yol, emperyalizmin dayatmalarına karşı başkaldırının kutsal yoludur.
Milletin Fedai Ruhu Kazanacak
Unutma ey millet! Senin boynuna vurulmak istenen prangalar, yalnızca sen sessiz kaldığında başarılı olabilir. Dik dur, ses ver, mücadele et! Bu ülkenin kaderi satılık siyasetçilerin değil, bu toprakların gerçek sahiplerinin ellerindedir. Ve bu millet, gerektiğinde her türlü ihaneti sırtından atacak kudrete sahiptir.
Gün, fedai ruhuyla ayağa kalkma günüdür!
Milli Mücadele Ruhu: Geri Dönüş Yok
Tarihimiz bize gösterdi ki hiçbir ihanet uzun ömürlü olmadı, hiçbir zulüm bu milletin direncine dayanamadı. Hangi oyun kurulursa kurulsun, hangi ihanet ittifakları milletin sırtına çökmek isterse istesin, Türk milletinin iradesi tarihin sayfalarına her zaman zaferle yazılmıştır. Bugün de bu şerefli sayfaya yeni bir destan eklemenin vakti gelmiştir.
Bu topraklar, emperyalizmin oyuncağı olanların çöplüğü değil; bağımsızlık uğruna can verenlerin kanıyla sulanmış kutsal bir emanettir. Her karışı Mehmetçiğin kanıyla mühürlenmiş bu vatan, siyasi hokkabazların cirit attığı bir sahne olamaz! Şimdi şerefli Türk milletinin ferasetini kuşanması, yeniden diriliş meşalesini yakması gerekmektedir.
Emperyalizmin Kerhanesine Karşı Milli Direniş
Bu toprakları köleleştirmeye ant içmiş güçlerin önünde eğilen BOP Türkiye şubesindeki kurmaylık yapan siyaset fahişeleri olan; Erdoğan, Bahçeli, Kalın ve Fidanlar, sarı muhalefetin temsilcileri olan yeni CHP kurmayları, milletin iradesine haince ve 5. Kol olarak zincir vuracağını sanıyor. Oysa bu milletin özünde boyun eğmek yoktur. Siyaseti, emperyalizmin kerhanesine çevirenler bilmelidir ki, Türk milletinin direnişi karşısında hiçbir ihanet ayakta kalamaz.
Ey millet! Geleceğini kendi ellerinle inşa edeceksen şimdi harekete geç. Ölü toprağını üzerinden silkeleyip, tribünden meydana in! Milli iradeyi, fedai ruhunu ve özgürlük aşkını kuşan. Alçak düzeni alaşağı edecek kudret damarlarında akıyor.
Milli İktidarın Yolunu Aç
Şimdi yapılması gereken bellidir: Dik durmak, baş eğmemek, milli bir iktidarın yolunu açmaktır. BOP Türkiye şubesinin, Terör örgütü PKK’ya alan açıp Öcalan güzellemeleri yapan, kürsüde doğru dürüst bir satır bile okumaktan aciz görevli sözde milliyetçi zata, MiT Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı ve Ana muhalefet ( sarı muhalefet) makamını kirleten bu Siyaset çakallarının oyunlarına “dur” deme vakti gelmiştir. Türk milleti; birliği, beraberliği ve fedakârlığı ile yeniden şahlanacak, emperyalizmin kirli oyunlarını tarihin çöplüğüne gömecektir.
Atatürk’ün dediği gibi: “Bağımsızlık benim karakterimdir!” Bu karakteri taşıyan her Türk evladı, vatanın selameti için ayağa kalkmalıdır. Çünkü bu topraklar bedel ödeyenlerin; bu bayrak, kan verenlerin; bu millet, boyun eğmeyenlerin mirasıdır.
Haydi Türk Milleti!
Kendi geleceğine sahip çıkmanın zamanı şimdi. Tarih seni izliyor, atalarının şanlı ruhu seninle. Yüreğinde fedai ruhu, gözlerinde istikbalin aydınlığıyla; bu vatanı hak edenlere, milletin sesine kulak verenlere teslim et. Unutma, bağımsızlık senin kanında, onurunda ve karakterinde saklıdır.
Vakit tamamdır.
Dik dur, diren ve geleceği inşa et!
Milletin Uyanışı: Tarihi Yeniden Yazma Vakti
Ey millet! Ses ver artık. Siyaset oyunlarıyla seni zayıf düşürmeye çalışanların hesap edemediği şey, bu milletin damarlarında dolaşan kudret ve asla bitmeyen bağımsızlık sevdasıdır. Ne kadar karanlık olursa olsun ufuktaki ışık her zaman Türk’ün -milletin iradesidir. O irade şimdi yeniden şahlanmak zorunda. Çünkü bu vatanın geleceği, bu milletin ellerindedir.
Yeter artık! İhanet çarkına su taşıyan emperyalizmin haremindeki siyasetçilerin yüzsüzlüğüne sessiz kalamayız. Tarihimiz bize omuz omuza verip, fedakârlıkla yükselmenin mümkün olduğunu gösterdi. Bugün o ruhu yeniden canlandırmalıyız. Biz bu toprakların emanetçileri değil, asıl sahipleriyiz. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlar bilsin ki, Türk milleti düşmanını tanır, ihaneti asla affetmez.
Onur Mücadelesi ve Milletin Zaferi
Her büyük destan Ergenekon’da olduğu gibi bir kıvılcımla başlar. Bugün o kıvılcımı çakma günüdür. Milletin kendi kaderini tayin ettiği, alçak siyaset cambazlarına gereken cevabı verdiği an kapıdadır. Bu vatanın evlatları tarihin hiçbir döneminde zilletten beslenmedi. Şimdi de beslenmeyecek!
Ey gençlik! Gözlerin geleceğe çevrilsin. Elindeki bayrak yere düşmesin. Ey kadınlar! Bu toprağı ana sevgisiyle kucaklayın. Ey işçiler, çiftçiler, memurlar! Vatanın selameti için emeğinizi ve yüreğinizi ortaya koyun. Bu mücadele hepimizin, bu zafer milletindir.
Son Söz: Bağımsızlık ve Direniş
Atatürk’ün de dediği gibi, “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” O kudret, bu milletin kurtuluş reçetesidir. Bugün ses vererek, birlik olup yeniden ayağa kalkarak, bu siyaset oyunlarına ve emperyalizmin dayatmalarına karşı durmak boynumuzun borcudur.
Bu toprakların havasını soluyan, bu bayrağın gölgesinde huzur bulan herkes bilsin ki: Türk milleti asla diz çökmez, teslim olmaz, susmaz! Emperyalizmin kerhanesinde görev alıp ve gölgesinde siyaset yapanlara, bu milleti bölenlere, anayasadan Türklüğü , üniter yapıyı, hukukun üstünlüğünü, laikliği, devletçiliği, devrimciliği, milliyetçiliği, cumhuriyetçiliği çıkartmak isteyenlere, BOP planında emperyalizmin hareminde eş başkanlık yapanlara, Türk Silahlı Kuvvetlerini ucuz ihraç malı yapmak isteyenlere, Türk MİT’ini bir islamcı yobaza, CİA ajanına emanet edip emperyalizmin emrine verenlere, Türk diplomasisini kurtlar sofrasında boğduranlara, terörist başı Öcalan’a alan açıp af çıkartmak isteyen ama höt desen kalp krizi geçirecek bunamış hödüklere karşı bir fedai ruhuyla dik durmanın tam zamanıdır.
Bu vatan bizim! Şimdi örgütlü olarak hep beraber ve birlikte hareket ederek, kollektif bir liderlikte birleşerek, doğru program ve eylemle gereğini yapma zamanı.
Dik dur, vakit tamamdır! onurlu kal ve kazanan ol ey büyük millet! Sen tarihin derinliklerinden fışkıran, çağlayan asil ve tertemiz bir akar susun. Ezelden beri kendi yolunu kendisi bulan , uzak Asyadan Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan coğrafyanın ta kendisisin. Başka bir güce ihtiyacın yok. Çünkü güç sensin. Çünkü sen Türksün. Artık kendine gel ey büyük millet.
Bir yanıt yazın