Sandığa nasıl girdiği “aut ” çıktığı “in” olan Amerikan demokrasinin vardığı yere dikkat!!
Gazete haberine göre İstanbul Bahçelievler’in AKP’li belediye başkanı kızdığı CHP’li belediye meclis üyelerine ‘Size su bile yok’ demiş!
Ne olmuş da ne olmuş?
Bireh bireh! Teee 2004 yılından beri Bahçelievler Belediyesi seçimlerinde sandıktan hep AKP ’li başkanlar çıkmış.
Belediye meclis üyelerine ve meclisi ziyaret eden vatandaşlara bedava çay ve su ikram etmekteymiş!
Kızan başkan bedava içecek verilmesi işini kaldırmış.
İşin kökeninde, 2024 Kasımında Bahçelievler’deki bir otopark sorunu varmış.
Oy kaygısı ile 14 yıl önce apartmanlardan oluşan bir siteye ücretsiz araba park yeri tahsisi edilmiş.
Mahkeme kararı olmadan Belediye bu otoparka el koymuş devralınmış ve ücretli hale getirmiş.
Bu uygulamaya karşı çıkan site sakinleri ile belediye zabıtaları arasında arbede çıkmış.
Vatandaşla belediye karşı karşıya gelmesin diye olayı sakinleştirmek, arabuluculuk yapmak için CHP’li üyeler olay yerine gitmişler.
2024 Aralık ayında yapılan Meclis toplantısında Başkan Hakan Bahadır, CHP’li üyelere “Siz ne biçim meclis üyesisiniz? Belediyenin çıkarına değil aleyhine hareket ediyorsunuz. Ben Bahçelievler’deki pavyonları da kapatıyorum. Gidin otoparkta beklediğiniz gibi pavyonların da başında bekleyin “ diye çıkışmış.
Yeni yıl yaklaşırken Bahadır’ın Meclis üyelerine hediye olarak gönderdiği lokumları CHP’li meclis üyeleri kabul etmemiş.
Öfkelenen Başkan “Siz site otoparkında belediye aleyhine nöbet tutup daha sonra alınganlık içinde meclisi terkedip lokum hediyesini de kabul etmezseniz ben de çayı ve kahveyi kaldırırım” demiş
Sandığa nasıl girdiği “aut ” çıktığı “in” olan Amerikan demokrasinin(*) vardığı yere dikkat!!
(BU YAZI DERLEMEDİR)
(*)İsmail Hakkı Tonguç’un Amerikan sandıksal demokrasi tarifi şöyledir: Okuma yazma bilsin bilmesin; toprağı, işi olsun olmasın, demagojiyle serseme çevrilen halk, bir sandığa elindeki kâğıdı atar. Böylece kendi kendini yönetmiş sayılır. Bu oyundur, kolaydır. Amerika bu demokrasiyi yayıyor işte. Biz demokrasinin kolayını seçtik, çok şeyler göreceğiz daha…”(1954)
Bir yanıt yazın