CAHİLİYE DEVRİ…

CEHALET HASTALIĞI… - cehalet egitim

CEHALET HASTALIĞI…

Türkiye’ de yediden yetmişe herkes, sanki bir “hükümet” varmış, sanki TBMM çok etkili ve yetkiliymiş gibi davranıyor…

Çok daha acısı tek adam sistemine ya da Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra “muhalefetin”

Özellikle de ana muhalefet partisi CHP’ nin “yasal” ölçülerde bir gücünün, karar yetkisinin olduğunu sanıyor…

Diyeceksiniz ki “cahiller” böyle düşünüyorlar…

Değil…

Sadece cahil kesim değil, aydını yazarı sanatçısı, akademisyenleri, iş adamları da öyle sanıyor…

***

Görünen köy kılavuz istemez…

Türkiye Cumhuriyeti millet iradesi ile seçilmiş bürokrat ve vekillerle yönetilmiyor, atanmış, tamamının yüzü Kaç’Ak Saray’a dönük atanmışlarla yönetiliyor…

Çoğu ehil değil…

Liyakatli hatta salt TC vatandaşı değil…

O yüzden bu ülkede adam akıllı yapıcı ve kalıcı “planlar” yapılamıyor…

Çünkü!..

Son 22 yılda yetişen ve ülkeyi bu duruma getiren toplumda kültür yok…

***

Dünya da, özellikle üç aşağı beş yukarı bizimle aynı nüfusa sahip ülkelerde bir örneği daha yok….

Türkiye’de ki yüzü aşkın üniversite var…

Ama “hoca” yok…

Varsa bile;

Verdikleri derslerin, diplomaların değeri yok…

Kısaca;

Adeta cahiliye devrinde cehalet kurbanları olarak yaşıyoruz, vasatlık, siyasi-sosyal ahlaksızlık her yerde…

Kaldı ki Türk kültürüne-ahlakına sahip olmak bakkaldan mal almaya benzemez…

***  

Bunlar her fırsatta Türkiye eski Türkiye değil diye üfürüyorlar…

Size bir şey diyeyim mi?

Eski Türkiye daha ahlaklı daha namusluydu, ayıbı günahı biliyordu…

Utanıyordu…

Elbette bu sözlerim herkesi bağlamıyor, herkese ahlaksız namussuz demiyorum; ama ülkeyi yönetenler “cehaletten” beslendikleri için..

Oy verenler veya peşlerinden gidenler de bir gün sonrasını düşünmedikleri, ekmek elden su gölden beslendikleri için;

Çok daha kolay “kötülük” yapabiliyorlar, haksızlık, hukuksuzluk yapabiliyorlar…

Adalet etik bir kavram değil onlar için…

***  

Her yer inşaat şantiyesine dönmüş vaziyette; büyük şehirlerin dışında kıt kanaat ve hayal etmeden geçinenler bununla övünüyorlar…

Yol köprü, tünel, havaalanı hızlı tren, yapılmadığı halde yerli milli savaş uçağı, otomobil yaptı diye oy veriyorlar…

Oysa bir ülke için en tehlikeli şey inşaatçılıktır…

Çünkü inşaatçı aslında bir şey üretmez, arkasında entelektüel bir gelişme yoktur. AKMHP iktidarı, eğitime-sanayiye para harcayacağına, ekonomiyi ‘inşaat sektörüne’ indirgiyor…

Halkı istismar ediyor…

Sayelerinde görgüsüz- cahil bir kitle para kazanmış oluyor, bu kadar, inşaatçılık ülkeyi batıracak emin olun…

***  

Son 17 yıla dikkatle bakın lütfen…

***

Birkaç oy ve daha fazla para kazanmak için;  hayvan, doğa-ağaç ve orman katliamları yapılıyor, sular kirleniyor, su kaynakları yok ediliyor…

Peşkeş çekiliyor…

Yandaş firmaların ve Batılı egemenlerin yağmalamasına göz yumuluyor…

İnşaat uğruna;

Kent yaşamı cehenneme döndü…

Yoksulluk, geri kalmışlık, vurgun soygun, hırsızlık, dolandırıcılık diz boyu…

Her gün en az bir kadın öldürülüyor…

Gelen zamlarla vergi ve harç artışları cezalarla ve enflasyon canavarı sayesinde hepimiz kendimizi adeta açık hava hapishanelerine tıktık, çile çekiyoruz…

***

İstanbul’da mesela; işe veya okula gitmek için her gün yolda üç-dört saat kaybediyorsanız, geri kalmış, kokuşmuş bir şehirde yaşıyorsunuz demektir…

***

Türkiye NE YAZIK Kİ cehaletiyle ve yoksulluğu ile övünen bir ülke haline geldi, toplum cehaletten ve ahlaksızlıktan utanmıyor artık…

Savaşmıyor…

Mücadele etmiyor, bunu asla hak etmedim diyemiyor, sebep olanları eleştiremiyor, korkuyor…

Dini istismarlara itiraz edemiyor…

Türk milleti Cumhuriyet ve Türk Tarihi boyunca görülmemiş bir cehalet hastalığına yakalanmış gibi, sallanıp duruyor…

Kendi kolunu kesiyor, kendi bacağına sıkıyor, kendiyle savaşıyor…

Neden?

Cehaletin ve istismarcı din adamlarının, dinden beslenen partilerin-siyasetçilerin, tarikatların kucağına oturtulduğuna itiraz edeceğine biat ediyor…

***

Kamu kurum ve kuruluşları hatta TSK ve Emniyet teşkilatları, MİT cahillerin, dinci gerici yobazların eline geçti ve oyuncak gibi kullanılıyorlar…

Ülkemizin başat hastalığı budur. Dünyadaki gelişmiş-çağdaş ülkelerinin hiçbirinde ülke “cahil-yobaz” kadrolarla yönetilmiyor…

Yönetilemez…

Ve bu ülkelerde yaşayanlar AVM’leri, gökdelenleri, camileri, yolları sarayları, otomobilleri gelişme büyüme “çağdaşlaşma” saymazlar…

Plansızlığa, çok daha önemlisi “denetimsizliğe” izin vermezler…

***

Bizde maalesef bu olguların ve ahlaki değerlerin tamamı “iflas” etmiş vaziyettedir…

Yine de enseyi karartmıyoruz…

Bu ülkeyi ve toplumu hala düşünenler var, geleceğe hazırlamaya çalışanlar var. Düşünceleri bulanık olabilir, sesleri az çıkabilir…

Ama en azından “cehalet hastalığına” yenik değiller, hala umutları, hala mücadele etme ve savaşma güçleri var…

Bunca ihanete, bunca saldırıya, dışlanmaya, engellere rağmen yıkılmadılar, hala ayaktalar…

Yaşanabilir bir hafta olması dileklerimle; saygılar sevgiler…

Erdoğan ÖZGENÇ

İstanbul 13.01.2025 03.30

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir