Sefa Yürükel
Emperyalizm, tarih boyunca küresel güçlerin zayıf devletler üzerinde siyasi, ekonomik ve askeri nüfuz kurma stratejileri ile varlık göstermiştir. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), ABD, İsrail ve İngiltere gibi küresel güçlerin Orta Doğu’yu yeniden yapılandırma ve enerji kaynaklarını kontrol altına alma stratejilerinin bir yansımasıdır. Türkiye, bu projenin merkezinde yer almakta ve BOP’un bölgesel hedeflerine hizmet eden çeşitli iç ve dış aktörlerin faaliyetleri ile karşı karşıya kalmaktadır. Mevcut iktidarın BOP planları doğrultusunda hareket ettiği yönündeki iddialar, bu gerçeği desteklemektedir. Bu bağlamda BOP’un Türkiye şubesi olarak adlandırılan yapı, Erdoğan, Bahçeli, Hakan Fidan, İbrahim Kalın ve (gizli üye olarak gösterilen CHP üst düzey kadroları) Özel gibi isimlerden oluşan bir kurmay kadro oluşmuştur. Bu duruma Abdullah Öcalan gibi terör örgütü liderlerinin de katkı sağladığı kesindir.
Büyük Ortadoğu Projesi ve Hedefleri
BOP’un temel hedefi, Türkiye, Irak, Suriye ve İran’ın mevcut sınırlarını parçalayarak “Büyük Kürdistan” adı altında yapay bir devlet kurmaktır. Bu devletin kurulması, bölgedeki etnik ve mezhepsel çatışmaları derinleştirerek sürekli bir kaos ortamı yaratmayı amaçlamaktadır. ABD’nin himayesinde ve İsrail modelinde tasarlanan bu yapı, yalnızca bölgesel barış ve güvenliği tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda bölge halklarının uzun vadeli huzursuzluk içinde yaşamasını hedeflemektedir . Bu proje artık teorik bir tasarım değil, pratiğe dökülmekte olan somut bir gerçektir.
BOP Türkiye Şubesi ve İç Politika
Türkiye’de BOP’un içerdeki uygulayıcıları olarak görülen siyasi unsurlar, bu projeyi adım adım hayata geçirmektedir. Erdoğan ve Bahçeli’nin siyasi ortaklığı ile İbrahim Kalın ve Hakan Fidan’ın devletin stratejik noktalarındaki ve Özel’in de muhalefetteki stratejik konumları, bu yapının operasyonel gücünü temsil etmektedir. Abdullah Öcalan gibi terör örgütü liderlerinin BOP planında rol üstlendiği ve bu yapının bir uzantısı olarak konumlandırıldığı ortadadır.
Bu bağlamda, Türkiye’de iktidar ve muhalefette yer alan BOP Türkiye şubesinin, ülkenin stratejik ve siyasi konumlarını kullanarak “Büyük Kürdistan” projesine taşıyıcı annelik yaptığı görülmektedir. Bu rolün, ABD tarafından çizilen bir çizelge doğrultusunda BOP Türkiye şubesine verildiğide bölgedeki olaylardan bellidir. BOP Türkiye şubesi, Türkiye ve Orta Doğu’daki faaliyetlerini bu çizelgeye uygun olarak sürdürmekte ve ülke politikalarını bu doğrultuda şekillendirmektedir. Bu durum Türkiye’nin bağımsız politikalar üretmesini engellemekte ve milli egemenliğine yönelik ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
Büyük Kürdistan Planı ve Bölgeye Etkileri
Büyük Kürdistan planı, Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgelerinden başlayarak Irak, İran ve Suriye topraklarının bir kısmını kapsayan geniş bir coğrafyayı içermektedir. Bu planın hayata geçirilmesiyle birlikte BOP patronları olan ABD, İsrail ve İngiltere, bölgeyi yüz yıllar sürecek etnik ve mezhepsel çatışmaların içine çekmeyi hedeflemektedir. Emperyalist güçlerin nihai amacı, enerji hatlarının ve su kaynaklarının kontrol altına alınması ve bölgenin stratejik dengelerinin kendi çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirilmesidir. Türkiye’nin toprak bütünlüğü ve milli egemenliği bu plana doğrudan hedef olmuştur. Bu bir spekülasyon değil, açık bir emperyalist müdahale girişimidir.
Millî Direniş ve Kolektif Mücadele İhtiyacı
Türk milletinin bu planlara karşı milli bir direniş geliştirmesi kaçınılmazdır. BOP Türkiye şubesinin siyasi ve toplumsal alandaki etkilerinin ortadan kaldırılması, ülkenin bağımsızlığı için şarttır. Bu süreçte Heyet-i Temsiliye benzeri bir milli liderlik yapısı oluşturularak halkın vatansever bir ruhla harekete geçirilmesi zorunludur. Türk milleti, vatanına ve devletine sahip çıkmak için kolektif bir irade ortaya koymalıdır. Bu mücadelede izlenecek yol açıktır: BOP planına hizmet eden unsurlar siyasi ve toplumsal hayattan tamamen tasfiye edilmelidir.
Sonuç
Büyük Ortadoğu Projesi ve onun Türkiye üzerindeki etkileri, emperyalizmin günümüzdeki en somut tezahürüdür. Türk milletinin uyanışı ve milli bir duruş sergilemesi, bu planları boşa çıkaracak tek güçtür. Vatanın korunması ve Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi, tarihsel bir sorumluluktur ve bu sorumluluk geciktirilemez. Türk milleti bu tehdide karşı birleşmeli ve emperyalist projeleri tarihin çöplüğüne göndermelidir. Bu mücadele, kesinlikle verilmek zorundadır.