Avrupa Siyasetinde Yeni Dalgalar
Avrupa’da son yıllarda, egemenlik ve bağımsızlık temalarını merkeze alan yeni bir siyasi söylem yükselişe geçmiştir. Bu söylem, özellikle aşırı sağ liderler tarafından dile getirilmekte ve Avrupa Birliği’nin mevcut yapısına karşı eleştiriler içermektedir. İtalya’da Giorgia Meloni, Fransa’da Marine Le Pen ve Almanya’da Almanya için Alternatif (AfD) partisi, bu hareketin önde gelen temsilcileri olarak dikkat çekmektedir.
- Aşırı Sağ Liderlerin Egemenlik Söylemleri
Giorgia Meloni: İtalya’nın Köklerine Dönüş
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, İtalya’nın ulusal egemenliğini ve kültürel kimliğini vurgulayan bir söylem benimsemiştir. Meloni, Avrupa Birliği’nin mevcut yapısını eleştirerek, İtalya’nın kendi çıkarlarını ön planda tutması gerektiğini savunmaktadır. Ayrıca, Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde Marine Le Pen’e birlikte hareket etme çağrısında bulunarak, Avrupa’da sağcı bir blok oluşturma çabalarına öncülük etmektedir. 
Marine Le Pen: Avrupa Birliği’ne Karşı Eleştiriler
Fransa’da Ulusal Birlik Partisi lideri Marine Le Pen, Avrupa Birliği’ni “antidemokratik ve ulus karşıtı” olarak nitelendirmektedir. Le Pen, Fransa’nın ulusal egemenliğini yeniden kazanması gerektiğini savunarak, AB’nin mevcut işleyişine karşı sert eleştiriler yöneltmektedir. Ayrıca, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile işbirliği yaparak, Avrupa Parlamentosu’nda sağcı bir süper grup oluşturma hedefini dile getirmiştir. 
AfD: Almanya’da Egemenlik ve Kimlik Vurgusu
Almanya için Alternatif (AfD) partisi, Almanya’nın ulusal egemenliğini ve kültürel kimliğini koruma söylemiyle öne çıkmaktadır. AfD, Avrupa Birliği’nin mevcut yapısını eleştirerek, Almanya’nın kendi çıkarlarını savunması gerektiğini savunmaktadır. Ancak, parti içindeki radikal unsurlar ve söylemler nedeniyle Avrupa Parlamentosu’ndaki Kimlik ve Demokrasi (ID) grubundan ihraç edilmiştir. 
- Filozofların Egemenlik Üzerine Görüşleri
Jean-Jacques Rousseau: Halk Egemenliği
18. yüzyıl filozofu Jean-Jacques Rousseau, “Toplum Sözleşmesi” eserinde halk egemenliği kavramını savunmuştur. Rousseau’ya göre, egemenlik kayıtsız şartsız halka aittir ve doğrudan demokrasi en ideal yönetim biçimidir. Bu görüş, modern demokratik düşüncenin temel taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. 
Thomas Hobbes: Toplumsal Sözleşme ve Egemenlik
Thomas Hobbes, “Leviathan” eserinde, insanların doğal durumda kaos içinde olduğunu ve bu nedenle bir toplumsal sözleşme ile egemenliği devlete devrettiklerini savunur. Hobbes’a göre, güçlü bir merkezi otorite, toplumda düzeni ve güvenliği sağlar. 
- Yeni Avrupacılık ve Egemenlik Tartışmaları
Yeni Avrupacılık söylemi, Avrupa Birliği’nin mevcut yapısına karşı çıkan ve ulusal egemenliği vurgulayan bir hareket olarak ortaya çıkmaktadır. Aşırı sağ liderler, ulusal kimlik ve egemenlik temalarını ön plana çıkararak, Avrupa’da siyasi dengeleri değiştirmeyi hedeflemektedir. Bu hareket, Avrupa’da federalizm ve entegrasyon yanlısı politikalarla ters düşmekte ve kıtanın geleceği üzerine yeni tartışmalar başlatmaktadır.
Sonuç: Avrupa’nın Geleceği Üzerine Düşünceler
Avrupa’da yükselen egemenlik söylemleri ve aşırı sağ liderlerin etkisi, kıtanın siyasi geleceği üzerinde derin etkiler yaratmaktadır. Ulusal egemenlik ve kimlik vurgusu, Avrupa Birliği’nin gelecekteki yapısı ve işleyişi konusunda önemli tartışmalara yol açmaktadır. Bu süreçte, filozofların egemenlik üzerine düşünceleri, modern siyasi hareketlerin söylemleriyle yeniden yorumlanmakta ve Avrupa’nın geleceği üzerine yeni perspektifler sunmaktadır.
Kaynakça:
• “Marine Le Pen: ‘Soy profundamente euroescéptica; el funcionamiento de la UE es antidemocrático y antinacional’”. El País.
• “Meloni and Le Pen: the relationship at the heart of European politics”. Financial Times.
• “AfD: Almanya’nın aşırı sağcı partisi, Avrupa Parlamentosu’ndan ihraç edildi”. BBC Türkçe.
• “Siyaset felsefesi”. Vikipedi.
• “THOMAS HOBBES ve JOHN LOCKE’TA SİYASET FELSEFESİ”.