Bir ülkede belirli bir zaman diliminde üretilen gelirin kişiler arasında bölüşümü “gelir dağılımı” olarak tanımlanır ve fonksiyonel, kişisel, sektörel ve bölgesel bazda ölçülür. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 27 Aralık 2024 tarihinde açıkladığı Gelir Dağılımı İstatistiklerine göre gelir dağılımında adaletsizlik devam etmektedir. Türkiye, gelir dağılımı adaletsizliğinin en yüksek olduğu OECD üyesi ülkeler arasındadır. Kosta Rika (0,49), Şili (0,46) ve Meksika’dan sonra (0,42) 4’ncü sırada yer alırken, Türkiye’ye en yakın ülke Bulgaristan’dır.
Gelir eşitsizliğinin temel nedenleri arasında ekonomik, sosyal ve coğrafi faktörler yer almaktadır. Eğitim seviyesindeki farklılıklar, gelir seviyelerini belirleyen önemli faktörlerden biridir. Bölgesel eşitsizlikler bir diğer faktördür. İşsizlik oranlarının yüksek olması ve kayıt dışı istihdam, gelir dağılımında eşitsizliğe yol açar. Dolaylı vergilerin oranının yüksek olması, gelir dağılımındaki adaletsizliği artırmaktadır. Sermaye ve mülkiyetin belirli bir kesimde yoğunlaşması, gelir eşitsizliğini derinleştirir. Emlak, tarım arazileri ve finansal varlıklar gibi sermayenin eşit olmayan dağılımı, gelirdeki eşitsizlikle doğrudan ilişkilidir.
OECD ülkeleri arasında Gini Katsayısı, 0.25-0.35 arasında değişmektedir. Bu katsayıya göre gelir adaletsizliğinin en düşük olduğu ülkeler Slovakya (0.22) ile Slovenya’dır (0.25). Katsayı İtalya’da 0.33, İspanya’da 0.32, Yunanistan’da 0.31, Fransa ve Almanya’da 0.29, Çekya’da 0.25’tir. Türkiye’nin 0,413’lük değeri, gelir eşitsizliğinin OECD ortalamasının üzerinde olduğunun işaretidir. Türkiye’de ilk yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0.6 puan azalarak yüzde 48.1 iken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik kesimin aldığı pay 0.2 puan artarak 2017 yılındaki seviye olan yüzde 6.32’e ulaşmıştır.
Bir ülkede gelir dağılımını ölçmek için kullanılan iki temel gösterge Gini Katsayısı ile P80/P20 oranıdır. Katsayı, büyüdükçe dağılımdaki eşitsizlik artar.Oran ne kadar yüksekse, gelir dağılımı o kadar eşitsizdir.
Teorik olarak ülkede eğer gelir eşit paylaşılmış ise Gini Katsayısı “0” olur. Toplumdaki gelirleri sadece bir kişi almış ise katsayısı “1” e eşittir. Gini Katsayısı, emekli ve dul yetim maaşı dahil diğer tüm sosyal transfer gelirleri dışarıda tutulduğunda 0.423’tür. P80/P20 oranı, en yüksek gelir elde eden yüzde 20’lik kesimin gelirinin, en düşük gelir elde eden yüzde 20’lik kesimin gelirine oranını gösterir. Bu oran 7.7’dir. Oran ne kadar yüksekse, gelir dağılımı o kadar eşitsizdir. Bir önceki yıla göre 0.007 puanlık azalma olmuş, dağılımda biraz iyileşme sağlanmıştır.
Ülkede yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir kişi geliri 187.728 TL’dir. En düşük yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir kişi geliri ise 91.818 TL ile, TRB2 Van, Muş, Bitlis, Hakkari bölgesindedir. En yüksek gelir grubu, en düşük gelir grubuna göre 7.7 kat daha fazla gelir elde ettiği için gelir dağılımının en dengeli olduğu bölgedir.
Türkiye, OECD üyesi 38 ülke arasında gelir dağılımının en bozuk olduğu ülkeler arasındadır. Türkiye, 0.413 değeri ile Kosta Rika (0.49), Şili (0.46) ve Meksika’dan sonra (0.42) 4’ncü sıradadır. AB ülkeleri arasında gelir eşitsizliğinde Türkiye’ye en yakın ülke Bulgaristan’dır. Katsayı, İtalya’da 0.33, İspanya’da 0.32, Yunanistan’da 0.31, Fransa’da 0.29, Almanya’da 0.29 dur. 0.413’lük değer, gelir eşitsizliğinin OECD ortalamasının üzerinde olduğunu gösterir. Türkiye’deki gelir eşitsizliğinin nedenleri arasında ekonomik, sosyal ve coğrafi faktörler yer almaktadır.
27 Aralık 2024 tarihinde açıklanan Gelir Dağılımı İstatistiklerine göre gelir dağılımında iyileşme olsa da, eşitsizlik önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik artarsa, ülkede yoksulluk da artacağı için bu durum ülkede siyasi istikrarsızlıklara yol açabilir. Gelir dağılımı adaletsizliği, ekonomik ve sosyal politikaların etkinliğini değerlendirmek açısından kritik bir öneme sahiptir.
Türkiye’den yüksek eşdeğer hane halkı kullanılabilir kişi gelirine sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0.6 puan azalarak yüzde 48.1 olurken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay 0.2 puan artarak 2017 yılındaki seviye olan yüzde 6.3 olarak gerçekleşmiştir.
Bir ülkedeki nüfus, gelir seviyesine göre belli gruplara ayrılarak toplam gelirden aldıkları paylar bulunarak, o ülkedeki gelirin adil dağılıp dağılmadığı araştırılır. Gelir dağılımı gelir eşitsizlikleri ile sosyal ve ekonomik kurumlar arasında ilişkinin seviyesini, zenginlerle yoksullar arasındaki gelir farklılığının nasıl değiştiğini belirler.
Gelir dağılımı eşitsizliğini ölçmek için kullanılan iki temel gösterge Gini Katsayısı ve P80/P20 oranıdır. Gini katsayısı, 0 ile 1 arasında bir değer alır; bu oran büyüdükçe dağılımdaki eşitsizlik artar. Bir toplumda, gelir herkes tarafından eşit şekilde paylaşılmış ise katsayı “0” dır. Toplumdaki gelirleri sadece bir kişi almışsa, Gini Katsayısı “1” e eşittir. P80/P20 oranı, en yüksek gelir elde eden yüzde 20’lik kesimin gelirinin, en düşük gelir elde eden yüzde 20’lik kesimin gelirine oranını gösterir. Bu oran ne kadar yüksekse, gelir dağılımı o kadar eşitsizdir.
TÜİK’e göre; en yüksek eşdeğer hane halkı kullanılabilir kişi gelirine sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0.6 puan azalarak yüzde 48.1 olurken, en düşük eşdeğer hane halkı kullanılabilir kişi gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0.2 puan artarak yüzde 6.3 olmuştur. 2024 yılında Gini Katsayısı 0.4132’dir. Bu değer, bir önceki yıla göre 0.007 puanlık azalmayı ve gelir dağılımında bir miktar iyileşmeyi işaret etmektedir.
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de yıllık ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir kişi geliri 2024 yılında 187.728 TL iken, bölgesel dağılımda 257.891 TL ile TR10 (İstanbul) bölgesi en yüksek bölge olmuştur. Bu bölgeyi Ankara, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli bölgeleri izlemiştir. P80/P20 oranı 7.72dir. En yüksek P80/P20 oranı 7.7 ile İstanbul, 7.6 ile Ankara’dır.
1985-1990 yılları arasında Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) nezdindeki Türk Büyükelçiliği’nde görev yaptığım Örgüt’ün 38 üyesi arasında Türkiye, gelir dağılımı adaletsizliğinin en yüksek olduğu ülkeler arasındadır. Türkiye, Kosta Rika (0.49), Şili (0.46) ve Meksika’dan sonra (0.42) 4’ncü sırada yer alırken, Avrupa Birliği ülkeleri içinde gelir eşitsizliğinde Türkiye’ye en yakın ülke Bulgaristan’dır. S. Rıdvan Karluk, Türkiye Ekonomisi, 13. Baskı, İstanbul, s.79-91.
OECD ülkeleri arasında Gini Katsayısı 0.25 ile 0.35 arasında değişmektedir. Gini Katsayısına göre gelir adaletsizliğinin en düşük olduğu ülkeler Slovakya (0.22) ve Slovenya’dır (0.25). Bu katsayı İtalya’da 0.33, İspanya’da 0.32, Yunanistan’da 0.31, Fransa’da 0.29, Almanya’da 0.29, Çekya’da 0.25’tir. Türkiye’nin 0.413’lük değeri, gelir eşitsizliğinin OECD ortalamasının üzerinde olduğunu göstermektedir. İsveç, Norveç ve Danimarka gibi ülkelerde uygulanan kapsamlı sosyal devlet politikaları, gelir eşitsizliğini azaltmada etkili olmuştur.
Gini Katsayısı ve P80/P20 oranı gibi göstergeler, Türkiye’nin OECD ortalamasının üzerinde gelir eşitsizliğine sahip olduğunu göstermektedir. Bu durum, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği açısından risk oluşturmaktadır. Gelir eşitsizliği, toplumsal huzursuzluklara ve ekonomik istikrarsızlıklara yol açar. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin azaltılması için eğitim, istihdam ve sosyal politikaların etkin bir şekilde uygulanması gerekir. Türkiye’de nitelikli eğitim imkanlarının artırılması, istihdam fırsatlarının genişletilmesi, sosyal destek mekanizmalarının güçlendirilmesi, gelir eşitsizliğinin azaltılmasında önemli adımlar olabilir.