Türk Sanatçılar ve Edebiyatçılar Suriye’deki Alevi Soykırımına Sessiz Kalamaz: Sanatçılar Toplumun Vicdanıdır, İnsanlık Sizi Çağırıyor!

Sanatçılar, yazarlar, sinemacılar, tiyatrocular, senaristler, karikatüristler, aydınlar, bu çağrı size!
Suriye’de insanlık tarihine kara bir leke olarak düşecek bir trajedi yaşanıyor. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, masum insanlar hedef alınıyor. ABD, İngiltere ve İsrail emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) Suriye’de ki maşası HTŞ ve türevleri terör örgütleri eliyle yapılan bu mezalim, yalnızca bir coğrafyanın değil, tüm insanlığın vicdanını yaralıyor. Evler yakılıyor, kelleler koparılıyor, işkenceler acımasızca sürüyor. Bu görüntüler tüm dünyanın gözleri önünde yaşanırken, nasıl susabilirsiniz?

Suriye’nin Alevi toplumuna yönelik bu mezhepçi soykırım girişimi yalnızca o topraklarla sınırlı kalmayacağı açık. Yangın büyürse, bu ateş Türkiye’yi de yakacak. Sınırımızın ötesinde yükselen çığlıklar, komşuluk hukukumuz ve insanlık değerlerimiz gereği bizi harekete geçmeye çağırıyor. Vicdan taşıyan herkes, bu barbarlık karşısında sessiz kalmamalı.

Sanatçılar ve edebiyatçılar İnsanlığın Sözcüsüdür

Sanat, tarihin her döneminde zulme karşı direnişin sesi olmuştur. Bugün edebiyatla, sinemayla, tiyatroyla, şarkılarınız ve deyişlerinizle bu çığlığı büyütme zamanıdır. Toplumun vicdanı olarak gördüğümüz sanatçılar, sizin bu sessizliğiniz kabul edilemez. İnsanlığa karşı bu kadar büyük bir barbarlık yaşanırken alanlarda, meydanlarda, mitinglerde sesiniz yankılanmalı.

Bugün sessiz kalmak, zalimlere güç vermek demektir. Bugün sessiz kalmak, işlenen insanlık suçlarına ortak olmak demektir. Sanatın gücünü harekete geçirerek, zulme karşı insanca bir duruş sergileyin. Bu coğrafyada barış, kardeşlik ve insan hakları değerlerini savunmak sanatçıların en temel sorumluluğudur.

“Başkasının Evi Yanarken Seyredemezsiniz”

Suriye’deki bu mezhepçi kıyım, yalnızca orada yaşayan Alevileri değil, tüm insanlığı ilgilendiriyor. Bugün sustuğumuzda, yarın bu yangının bizim evimizi sarması kaçınılmazdır. Tarih, bu suskunluğu affetmez. Bugün konuşmalıyız ki yarın geç olmasın.

Zulme Karşı Birlik Çağrısı

Türk sanatçıları ve edebiyatçıları olarak, vicdanın sesini büyütmek için hep bir ağızdan haykırmalıyız:
“Alevilere yönelik bu soykırıma dur deyin! İnsanlık suçlarına son verin! Mezhep ayrımcılığına karşıyız!”

Bu çağrı yalnızca sanatçıların değil, tüm halkın çığlığı olmalı. Bugün meydanlarda, mitinglerde bir araya gelmeli, insanlık onurunu savunmalıyız. Şarkılarınızla, tiyatro, türküleyiniz, deyişleriniz, oyunlarınızla, filmlerinizle, yazılarınızla bu zulmü ifşa edin. Elinizdeki sanatın gücüyle bu adaletsizliği dünyaya duyurun.

“Şimdi İnsan Olma Zamanı”

Eğer bugün sustuğunuzda bu ateş Türkiye’ye sıçrarsa, hepimiz suç ortağı oluruz. Bugün konuşmazsak, yarın çok geç olabilir. İnsanlık için, komşuluk için, barış için, kardeşlik için el ele vermeli, zulmün karşısında dimdik durmalıyız.

Türk sanatçıları ve edebiyatçıları olarak, insanlık sizi çağırıyor. Bu çığlığa kulak verin.

Toplumun vicdanı olun. Sesimizi birleştirerek dünyaya duyurun: Biz insanız, zulme karşıyız, kardeşliğin yanındayız!

Şimdi eylem zamanı. Şimdi insanlık zamanı. Bu yangını söndürmek için bir olma zamanı. Eyleme geçme zamanı. Vicdan zamanı!

Sanatçılar, yazarlar, sinemacılar, tiyatrocular, senaristler, karikatüristler, aydınlar, bu çağrı size!Suriye’de insanlık tarihine kara bir leke olarak düşecek bir trajedi yaşanıyor. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, masum insanlar hedef alınıyor. ABD, İngiltere ve İsrail emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) Suriye’de ki maşası HTŞ ve türevleri terör örgütleri eliyle yapılan bu mezalim, yalnızca bir coğrafyanın değil, tüm insanlığın vicdanını yaralıyor. Evler yakılıyor, kelleler koparılıyor, işkenceler acımasızca sürüyor. Bu görüntüler tüm dünyanın gözleri önünde yaşanırken, nasıl susabilirsiniz? - suriyeli multeci gocmenler

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir