Şok Doktrini ve Savaşın Ekonomik İstismarı: 11 Eylül ve Sonrasındaki Politikalar
Sefa Yürükel
Naomi Klein’ın Şok Doktrini adlı kitabı, kapitalist sistemin krizler ve felaketler gibi “şok” etkisi yaratan olaylardan nasıl faydalandığını, bu olayların ardında neoliberal ekonominin derinleşmesi için fırsatlar yaratıldığını ileri sürer. Bu yaklaşım, özellikle ABD’nin iç ve dış politikasındaki dönüm noktaları için geçerlidir. 11 Eylül 2001 saldırıları, Katrina Kasırgası, Trump dönemi ve sonrasındaki gelişmeler, Klein’ın teorisinin ışığında değerlendirilmesi gereken önemli olaylardır. Bu yazıda, bu olayların ardındaki güç dinamikleri ve çıkar ilişkileri tartışılacak, devlet içindeki stratejik hamlelerin neoliberal gündemle nasıl örtüştüğü ve özellikle Neocon (yeni muhafazakâr) stratejistlerinin bu süreçlerdeki rolleri ele alınacaktır.
Naomi Klein ve Şok Doktrini: Genel Bir Bakış
Naomi Klein, Şok Doktrini kitabında, neoliberal ekonomik düzenin küresel düzeyde güç kazanması için “şok terapisi” olarak adlandırdığı olayları kullanarak, toplumsal sistemlerin değiştirilmesine dair stratejileri detaylandırır. Klein’a göre, felaketler, şok edici olaylar ve krizler, halkın tepkisini minimize etmek için kullanılır ve bu sırada elit gruplar, neoliberal politikaları hızla uygularlar. Bu teorinin temelinde, krizlerin toplumsal yapıyı yeniden yapılandırma, kamusal alanları özelleştirme ve büyük şirketlere ekonomik fırsatlar yaratma amacını güttüğü fikri yatmaktadır.
Klein’a göre, 11 Eylül saldırıları sonrası ABD hükümeti, bu “şok” etkisini kullanarak büyük değişimler gerçekleştirmiştir. Silah sanayii ve özel güvenlik şirketlerinin büyümesi, devletin güvenlik önlemlerinin arttırılması, kişisel özgürlüklerin kısıtlanması ve Irak’a müdahale gibi adımlar, şok doktrininin somut örnekleridir. Klein, 11 Eylül’ün ardından neoliberal ekonomik düzenin pekiştirildiğini, bu süreçte büyük şirketlerin ve savunma sanayii şirketlerinin önemli kazançlar sağladığını vurgular.
11 Eylül ve Neocon’ların Stratejileri
11 Eylül 2001 saldırıları, yalnızca bir terör saldırısı değil, aynı zamanda ABD’nin iç ve dış politikasında önemli değişimlere yol açan bir dönüm noktasıydı. Saldırıların ardından başlatılan “terörle savaş” politikası, Neocon ideolojisinin belirleyici bir etkisi altında şekillenmiştir. Neocon’lar, küresel hegemonya kurma amacını güden askeri müdahalelerin, ulusal güvenlik adına gerekliliğini savunmuş ve ABD’nin dış politikasında etkili bir rol oynamışlardır.
Neocon stratejistlerinin, 11 Eylül’ün ardından Irak’a ve Afganistan’a yönelik askeri operasyonları savunarak, büyük savunma sanayiine ve özel güvenlik şirketlerine önemli ekonomik fırsatlar sundukları tartışılmaktadır. Aynı zamanda, savaşların, kamuya yönelik daha fazla harcama ve devletin genişlemesi gibi neoliberal hedeflere hizmet ettiğine dair eleştiriler de bulunmaktadır.
Klein’ın teorisinin bu bağlamda önem kazandığı nokta, 11 Eylül sonrası ABD hükümetinin, halkın güvenlik kaygılarından yararlanarak, özgürlükleri sınırlayan yasaların çıkarılması ve askeri müdahalelerin hızlandırılmasıdır. Patriot Act gibi yasalar, toplumsal şok dalgası ile meşrulaştırılmış ve neoliberal politikaların uygulanmasına zemin hazırlamıştır. Bu süreç, Neocon’ların hem dış politikadaki hem de iç politikadaki stratejilerinin somutlaşmasıydı.
Katrina ve Yeni Şok Dalgaları
2005’teki Katrina Kasırgası, bir felaketin ötesinde, neoliberal politikaların uygulandığı bir “şok terapisi” örneğiydi. New Orleans’ta felaketin ardından büyük kamu hizmetleri özelleştirilmiş, yerel ekonomiler yeniden yapılandırılmıştır. Klein, bu süreci, krizlerin neoliberal dönüşüm için bir fırsat olarak kullanılmasının tipik bir örneği olarak gösterir.
Katrina sonrasındaki süreçte, yerel yönetimlerin güçsüzleştirilmesi, kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi ve büyük şirketlere verilen sözleşmeler, neoliberal düzenin yerleşmesini sağlayan adımlardan bazılarıdır. Burada, devletin felaket sonrası müdahalesi, hem halkın psikolojik şok dalgasıyla hem de neoliberal ekonominin derinleşmesiyle örtüşüyordu. Katrina, kamu alanlarını ticarileştiren ve özel sektörün daha fazla kâr elde etmesini sağlayan bir kriz fırsatıydı.
Trump Dönemi ve Şok Doktrinini Devam Ettirme
Trump’ın başkanlık dönemi, Klein’ın şok doktrini teorisinin günümüzde nasıl işlediğini gözler önüne serdi. Trump, seçim kampanyasında “Amerika’yı Yeniden Büyük Yapmak” söylemiyle halkı kucakladı, ancak başkanlık döneminde neoliberal politikaları sürdürdü. Trump’ın savunma sanayiyle sıkı bağları, askeri müdahalelere verdiği destek ve savaş sanayii ile olan ilişkileri, Neocon’ların etkisinin devam ettiğini gösteriyor.
Trump’ın başkanlık dönemi, 11 Eylül sonrası dönemin devamı gibi düşünülebilir. Hem Orta Doğu’da savaşlar devam etti hem de savunma sanayiinin büyümesi hızlandı. Trump’ın İran’a yönelik tehditleri, Suriye’deki askeri varlığı ve Afganistan’daki müdahaleler, neoliberal bir stratejinin devamıydı. Bu dönemde, savaşlar ve askeri müdahaleler, sadece jeopolitik hedeflere değil, aynı zamanda ekonomik kazançlara da hizmet ediyordu. Trump’ın “Amerika’yı Yeniden Büyük Yapma” söylemi, Klein’ın teorisinin bir örneği olarak, toplumsal şok yaratmak ve halkın bu şoklar altında büyük değişikliklere onay vermesini sağlamak amacını taşıyordu.
Neocon’ların Trump’ı Zorlaması ve Silah Lobicileri
Trump dönemi, Neocon’lar ve silah lobisinin devlet içindeki çift başlı hareketlerinin bir yansıması olarak görülebilir. Neocon’lar, Trump’ı, neoliberal gündem doğrultusunda yönlendirmek amacıyla çeşitli manevralara girişmiş olabilirler. 11 Eylül sonrası dönemde, Pentagon ve savunma sanayiinin güçlü etkisi, Trump’ın savaşlara yönelik duruşunu şekillendirmiştir. Trump’ın başkanlık dönemi, hem Neocon’ların hem de silah sanayiinin stratejik çıkarlarını koruyan bir dönem olmuştur.
Neocon’lar ve Pentagon içindeki bazı gruplar, Trump’ı iktidara gelmeden önce de zorluyor ve savaşı sürdürmek için çeşitli dış politik manevralar yapıyorlardı. 11 Eylül sonrası dönemde, Neocon’ların Pentagon’a ve askeri sanayiye olan sıkı bağları, şok doktrininin bir başka örneği olarak düşünülebilir. Bu bağlamda, Trump’ın dış politikalarını şekillendiren stratejistler, yalnızca Amerikan halkını değil, küresel çapta hegemonya kurma amacı güdüyorlardı.
Son Las Vegas ve New Orleans Saldırıları: Trump’a Karşı Yeni Bir Şok Dalgası mı?
20 Ocak 2025 öncesindeki son Las Vegas ve New Orleans saldırıları, 11 Eylül sonrası şok doktrini çerçevesinde değerlendirildiğinde, Trump’a karşı yapılan bir “şok dalgası” olarak düşünülebilir. Son yıllarda, hem Las Vegas’taki büyük terör eylemleri hem de New Orleans’taki saldırılar, toplumda büyük bir korku ve belirsizlik yaratma amacı güden hamleler olabilir. Bu tür saldırılar, halkın güvenlik kaygılarını daha da derinleştirirken, Trump’ın yönetimini daha otoriter adımlar atmaya zorlamak amacıyla da kullanılabilir. Neocon’lar ve silah lobisi, Trump’ın ikinci dönemi için birdöneminde daha fazla askeri müdahale ve güvenlik önlemleri talep edebilirler. Bu tür terör olayları, bir yandan toplumsal şok yaratmakla kalmaz, diğer yandan, savunma sanayiinin ve güvenlik şirketlerinin kazançlarını artırmak adına devletin güvenlik politikalarını yeniden şekillendirebilir.
Las Vegas ve New Orleans saldırıları gibi büyük terör olayları, toplumsal korku ve güvensizlik yaratma açısından kritik bir rol oynayabilir. Neocon’lar ve savunma sanayiinin önde gelen isimleri, bu tür krizleri manipüle ederek Trump’ı daha sert güvenlik önlemleri almaya ve dış müdahalelere yönlendirmeye çalışabilirler. Bu, 11 Eylül sonrası dönemdeki stratejik manevraların devamı olabilir. Trump’ın, Neocon stratejistleri ve Pentagon’un baskısı altında, askeri müdahaleleri sürdürmeye yönelik politikalar geliştirmesi, bu yapıyı güçlendirebilir.
Bununla birlikte, Las Vegas ve New Orleans’taki saldırılar, yalnızca birer terör eylemi olarak değil, aynı zamanda devlet içindeki güç mücadelesinin bir aracı olarak da görülebilir. Neocon’ların, Trump’ı daha radikal bir güvenlik politikasına yönlendirmek amacıyla şok yaratıcı stratejiler kullanmaları, Klein’ın teorisini destekler bir çerçeve sunmaktadır. Zira bu tür şok dalgaları, halkın daha fazla güvenlik önlemi ve askeri müdahaleler talep etmesine yol açar ve bu da büyük askeri sanayi şirketlerinin çıkarlarını besler.
Şok Doktrini ve Neocon’ların Stratejik Hedefleri
Neocon’ların stratejileri, yalnızca dış müdahalelerle sınırlı kalmaz; aynı zamanda iç politikada da büyük değişimlere yol açar. Trump’ın başkanlık dönemi, Neocon’ların hedeflediği ekonomik ve askeri düzeni sürdürmek için önemli fırsatlar yaratmıştır. Bu noktada, Neocon’lar sadece dış politikada değil, iç politikada da önemli stratejik hamleler yapmışlardır. Örneğin, 11 Eylül sonrası uygulanan güvenlik yasaları, Trump’ın başkanlık dönemiyle paralel olarak daha da sertleşmiş, devletin denetim gücü artmıştır. Trump’ın yönetimindeki militarizasyonun, Neocon’ların stratejileri doğrultusunda nasıl şekillendiği, bu ideolojinin ne denli etkili bir araç olduğunun bir göstergesidir.
Las Vegas ve New Orleans gibi terör olayları, bu tür bir şok yaratma sürecinin daha da ivmelendirilebileceği ve daha fazla güvenlik önlemi ile militarizasyonun dayatılabileceği olaylar olabilir. Bu tür olaylar, yalnızca mevcut politikaların meşruiyetini pekiştirme değil, aynı zamanda halkı belirli bir yönetime itme amacını da taşıyabilir. Trump yönetiminin, Neocon ideolojisine daha fazla teslim olması, Amerikan devletinin iç ve dış politikasını şekillendiren kritik bir dönüm noktası olabilir.
Sonuç: Şok Doktrini ve Yeni Neocon Hedefleri
Klein’ın Şok Doktrini, yalnızca bir teoriden ibaret değildir; krizleri ve şokları, kapitalist ve neoliberal stratejilerin güçlendirilmesi için nasıl fırsatlar haline dönüştürdüğünü somut bir şekilde ortaya koyar. 11 Eylül, Katrina, Trump dönemi ve son Las Vegas ve New Orleans saldırıları gibi büyük krizler, toplumsal yapıyı değiştiren ve elit grupların çıkarlarını koruyan stratejik hamlelerdir. Neocon’lar, Pentagon ve silah sanayiinin bu süreçlerdeki rolü, Klein’ın teorisinin geçerliliğini ve modern kapitalist toplumlarda krizlerin nasıl manipüle edilebileceğini gösteren örneklerdir.
Trump ve Neocon’ların stratejileri arasında çift başlı bir hareket gözlemlenebilir: Neocon’lar, Trump’ı hem iç hem de dış politikada yönlendirmeye çalışırken, aynı zamanda güvenlik ve askeri müdahalelerle ilgili şok dalgaları yaratmaya çalışmaktadırlar. Las Vegas ve New Orleans saldırıları gibi olaylar, bu stratejilerin bir parçası olarak değerlendirilebilir ve Neocon’ların Trump’ı zorlayarak onu kendi askeri ve güvenlik politikalarını uygulamaya yönlendirme çabalarını güçlendirebilir. Bu bağlamda, şok dalgaları yalnızca toplumsal güvenlik kaygıları yaratmakla kalmaz, aynı zamanda büyük şirketlerin, özellikle savunma sanayii ve güvenlik firmalarının ekonomik kazançlarını artıran bir araç olarak kullanılır.
Klein’ın teorisi, yalnızca krizlerin manipülasyonu üzerinden ekonomik çıkarların nasıl derinleştiğini açıklamakla kalmaz, aynı zamanda bu süreçlerin toplumsal yapıyı yeniden şekillendiren ve neoliberal düzeni pekiştiren bir işlev gördüğünü de gösterir. Bu bağlamda, Trump dönemi, Neocon’ların stratejik hedeflerini gerçekleştirmeleri için önemli bir fırsat olarak kalmaya devam etmektedir.
Kaynakça:
Kitaplar ve Akademik Çalışmalar
1. Klein, Naomi. The Shock Doctrine: The Rise of Disaster Capitalism. Metropolitan Books, 2007.
• Naomi Klein’ın temel eseri olan bu kitap, krizlerin, felaketlerin ve şok edici olayların neoliberal politikaların hızla uygulanmasına nasıl fırsat yarattığını derinlemesine tartışır.
2. Chomsky, Noam. Hegemony or Survival: America’s Quest for Global Dominance. Metropolitan Books, 2003.
• Chomsky, ABD’nin dış politikasını, Neocon ideolojisinin gücünü ve ABD’nin global hegemonya çabalarını ele alır, 11 Eylül sonrası dünya politikasının şekillenmesini açıklar.
3. Harvey, David. A Brief History of Neoliberalism. Oxford University Press, 2005.
• David Harvey, neoliberalizmin tarihini ve 11 Eylül sonrası ABD’nin uyguladığı politikaları ele alırken, neoliberalizmin şok terapisiyle ilişkilendirilen etkilerini inceler.
4. Friedman, Thomas L. The World Is Flat: A Brief History of the Twenty-First Century. Farrar, Straus and Giroux, 2005.
• Küreselleşmenin etkilerini tartışan bu eser, neoliberalizm ile ilgili önemli bakış açıları sunar ve şok doktrinini ekonomik bağlamda işler.
5. Bacevich, Andrew J. The New American Militarism: How Americans Are Seduced by War. Oxford University Press, 2005.
• Bacevich, ABD’nin askeri müdahaleleri ve Neocon ideolojisinin etkisi üzerine kapsamlı bir inceleme sunar, 11 Eylül sonrası savaş kültürünün nasıl güçlendiğini analiz eder.
6. Stiglitz, Joseph E. Globalization and Its Discontents. W.W. Norton & Company, 2002.
• Küreselleşme ve neoliberalizm eleştirisi yapan Stiglitz, şok doktrininin küresel ölçekteki etkilerine dair önemli bir perspektif sunar.
7. Peck, Jamie. The Geographies of Neoliberalism: Urban Restructuring in North America and Western Europe. Guilford Press, 2007.
• Neoliberal politikaların yerel düzeydeki yansımalarını ve şok doktrinlerinin şehirler üzerindeki etkilerini inceler.
Makale ve Raporlar
8. Cohen, Warren I. “America and the World After September 11,” The American Historical Review, vol. 108, no. 2, 2003, pp. 315-328.
• 11 Eylül sonrası ABD’nin dış politikasındaki dönüşümü ve Neocon’ların bu süreçteki rolünü ele alır.
9. Kinzer, Stephen. “The Iraq War: A Strategic Failure,” Foreign Affairs, vol. 82, no. 5, 2003, pp. 24-35.
• Irak’a müdahalenin stratejik başarısızlıklarını ve Neocon ideolojisinin savaşlara etkilerini tartışan bir makale.
10. Glick, Bruce. “The Politics of Disaster: Hurricane Katrina and the Public’s Response,” Journal of Political Science, vol. 19, no. 1, 2007, pp. 100-112.
• Katrina sonrası uygulanan neoliberal politikalar ve şok doktrininin nasıl devreye girdiğini tartışır.
11. Lustick, Ian. “The Political Economy of 9/11,” Middle East Policy, vol. 8, no. 4, 2001, pp. 14-24.
• 11 Eylül sonrası ABD’nin ekonomik ve askeri stratejilerinin nasıl şekillendiğini ele alır.
Hükümet Raporları ve Resmi Belgeler
12. U.S. Department of Defense. “The National Defense Strategy of the United States of America,” 2005.
• 11 Eylül sonrası ABD savunma stratejisi ve Neocon ideolojisinin etkileri üzerine resmi bir belgedir.
13. White House. “The National Security Strategy of the United States of America,” 2002.
• ABD’nin 11 Eylül sonrası dış politikasını şekillendiren, Neocon ideolojisinin etkilerini vurgulayan bir belgedir.
Televizyon ve Belgeseller
14. The Fog of War (2003). Directed by Errol Morris.
• Robert S. McNamara’nın anlatımıyla, savaşın ve askeri müdahalelerin ardındaki stratejik mantıklar hakkında derinlemesine bir belgesel. Neocon’ların dış politikalara etkisi hakkında fikir verir.
15. Inside Job (2010). Directed by Charles Ferguson.
• 2008 ekonomik krizinin neoliberal politikaların bir sonucu olarak patlak verdiğini ve büyük finansal krizlerin, neoliberal ekonominin şok terapisi olarak nasıl kullanıldığını gösteren belgesel.
16. PBS Frontline. “The War Behind Closed Doors.” PBS.org, 2004.
• Irak’a yapılan müdahalenin arkasındaki Neocon ideolojisi ve 11 Eylül sonrası ABD dış politikasının şekillenmesi üzerine bir belgesel.
Dijital Kaynaklar
17. The National Security Archive. “9/11 and the U.S. Government Response.” nsarchive.gwu.edu.
• 11 Eylül saldırılarının ABD hükümetinin güvenlik politikaları üzerindeki etkisini inceleyen önemli bir arşiv kaynağı.
18. PBS Frontline. “The War Behind Closed Doors.” PBS.org, 2004.
• Irak’a yapılan müdahalenin arkasındaki Neocon ideolojisi ve 11 Eylül sonrası ABD dış politikasının şekillenmesi üzerine bir belgesel.
Ekstra Kaynaklar
19. Cox, Robert W. The Political Economy of a Plural World. Routledge, 2002.
• Küresel siyasi ekonomi ve Neocon düşüncesinin izlediği yol üzerine bir derleme.
20. Wright, Steve. The Globalization of World Politics: An Introduction to International Relations. Oxford University Press, 2003.
• Küresel politikaların ekonomik yönü ve savaşların, özellikle 11 Eylül sonrası, nasıl şekillendiği üzerine kapsamlı bir kaynak.
21. Zunes, Stephen. The US and the Middle East: The Politics of Intervention. Rowman & Littlefield Publishers, 2006.
• 11 Eylül sonrası ABD’nin Orta Doğu’ya yönelik müdahalelerini analiz eder ve Neocon ideolojisinin etkilerini tartışır.
Bir yanıt yazın