Yargılanması Gereken Yerel ve uluslararası Suçlar

Türkiye’nin BOP Şubesi: Erdoğan’ın ( Bahçeli) Liderliğindeki Rejim Değişikliği, Bölgesel Kaos ve Yargılanması Gereken İşlenen Yerel ve uluslararası Suçlar

Türkiye’nin son 23 yılldır, iç ve dış politikasında yaptığı dönüşümler, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde şekillenen stratejilerin bir sonucu olarak derinlemesine analiz edilmesi gereken bir konudur. 2000’li yılların başında ABD’nin öncülüğünde somut olarak ortaya atılan BOP, Orta Doğu’yu yeniden şekillendirmeyi hedefleyen bir plan olarak tanımlanabilir. Türkiye, coğrafi ve stratejik konumu itibarıyla, BOP’un en aktif ve en kritik taşeronlarından biri haline gelmiştir. Bu taşeronluk, Türkiye’nin iç politikasını derinden etkilemiş ve bölgesel bir jeopolitik dönüşüme yol açmıştır. Erdoğan’ın liderliğindeki AKP ve MHP, Yeni CHP, Hüda Par ( Hizbullah) ve DEM ( PKK) gibi taşaronların birleşimi, BOP Türkiye şubesinin ana yapı taşlarını oluşturmuş, Türkiye’nin demokratik yapısını tehdit eden bir rejim değişikliğine zemin hazırlamıştır.

  1. BOP Türkiye Şubesinin Yapısı ve Erdoğan’ın Liderliği

BOP, ABD, İsrail ve İngiltere’nin çıkarları doğrultusunda Orta Doğu’yu şekillendirmeyi amaçlayan bir stratejidir. Emperyalist; Yeni bir düzendir. Türkiye, coğrafi olarak kritik bir konumda olduğundan, bu projenin başlıca taşeronlarından biri olmuştur. Erdoğan liderliğindeki AKP ve Türkiye’de ki küçük ortağı olan Bahçeli liderliğindeki MHP, Türkiye’deki mevcut rejimi değiştirmiş ve BOP’un taşeronluğu için bir piyon haline gelmiştir. AKP, ilk olarak 2002’de iktidara geldikten sonra, ülkenin sosyal, ekonomik ve politik yapısını temelden değiştirmeyi başarmıştır. Erdoğan’ın iktidara geliş şekli, Türkiye’deki mevcut demokratik yapıyı sarsmış ve kısa süre içinde dünyada ilk olarak gerçekleşmiş ve “truncu devrim” adı verilen, demokratik olmayan bir dönemin başlangıcını işaret etmiştir. Bu dönemde, Türk Cumhuriyeti’nin kurucu ilkeleri çiğnenmiş, laiklik, hukukun üstünlüğü ve insan hakları ihlalleri derinleşmiştir.

Kaynakça:
• Yavuz, M. H. (2003). Islamic Political Identity in Turkey. Oxford University Press.
• Öniş, Z. (2014). Turkey’s Political Economy in a Changing World Order. Palgrave Macmillan.

  1. Türkiye’nin Yeni Rejimi: BOP’un Ortaya Çıkardığı Otoriter Yapı

Erdoğan, BOP Türkiye şubesinin lideri olarak, sadece bölgesel ve uluslararası politikalarda değil, aynı zamanda Türkiye’nin iç yapısında da büyük değişimlere yol açmıştır. Türkiye’de demokrasi, özgürlükler ve hukukun üstünlüğü zayıflamış, yerine istibdatçı ve dinci otoriter bir rejim inşa edilmiştir. Erdoğan’ın iktidarını pekiştirmek için gerçekleştirdiği hamleler, Türkiye’deki siyasal yapıyı derinden sarsmış, farklı ideolojik grupların birleşiminden oluşan AKP-MHP koalisyonu, ülkedeki toplumsal yapıyı yeniden şekillendirmiştir. Erdoğan, 2016’daki darbe girişiminin ardından Türkiye’deki tüm muhalefeti baskı altına almış, demokratik seçimlerin ve halk iradesinin gücünü silmiştir. Bu süreçte, siyasi muhalifler hapsedilmiş, medya üzerindeki baskılar artırılmış ve toplumsal özgürlükler tamamen yok edilmiştir.

BOP şubesinin Türkiye ayağı, sadece iç politikada değil, aynı zamanda bölgesel politikada da büyük bir etki yaratmıştır. Türkiye, özellikle Suriye’deki iç savaşa müdahale etmiş, halkın katledilmesine ve bölgedeki kaosa doğrudan katkı sağlamıştır. Türkiye’nin, Suriyeli muhalif grupları desteklemesi, Suriye’nin bölünmesine ve büyük bir iç savaşın sürmesine yol açmıştır. Ve rejim değişikliği BOP’un Suriye atağında oluşturulmuştur. Bu müdahaleler, BOP’un Türkiye şubesinin bölgedeki çatışmaların aktörü olma rolünü pekiştirmiştir.

Kaynakça:
• Zürcher, E. J. (2017). Turkey: A Modern History. I.B. Tauris.
• Cummings, S. N. (2005). The Politics of Globalization. University of Minnesota Press.

  1. Bölgesel Kaos ve Türkiye’nin Rolü: İran, Irak ve Suriye’deki Müdahaleler

Türkiye, BOP şubesinin taşeronu olarak, bölgedeki iç savaşları körüklemiş ve komşu ülkelerdeki rejim değişikliklerinde aktif rol almıştır. Türkiye’nin, özellikle İran ve Irak’a yönelik stratejileri, bölgedeki dengeleri sarsmış, mezhepçi çatışmaları derinleştirmiştir. Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye, Suriye iç savaşına doğrudan müdahale etmiş, Esad yönetimine karşı savaşan “ dinci muhalifleri” esasında HTŞ gibi terör örgütlerini destekleyerek Suriye’nin parçalanmasına zemin hazırlamıştır. Bu süreçte, binlerce masum insan hayatını kaybetmiş ve bölge adeta bir felakete sürüklenmiştir. Türkiye BOP şubesinin bu müdahaleleri, yalnızca bölgesel güvenliği tehdit etmekle kalmamış, aynı zamanda insan hakları ihlallerini, soykırımları ve kitlesel öldürmeleri artırmıştır.

Erdoğan’ın Türkiye’yi BOP’un taşeronu olarak kullanarak gerçekleştirdiği bu operasyonlar, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası alandaki özellikle Avrasya’da ki itibarını zedelemiş ve ülkelerin demokratik yapısını çökmeye sürüklemiş ve Türkiye güvenilmeyen, kuşku ile bakılan bir ülke olma durumuna düşürülmüştür.

Suriye’deki iç savaş ve müdahaleler sürecinde, Türkiye’nin terör örgütleriyle işbirliğine girmesine ve bölgedeki istikrarsızlıkları artırmasına yol açmıştır. Erdoğan’ın Türkiye’sinin, ABD, İsrail ve İngiltere’nin çıkarlarına hizmet ederek bölgedeki rejimleri değiştirmesi, bölge halkları için büyük bir felakete dönüşmüştür.

Kaynakça:
• Gerges, F. A. (2014). The Middle East and the United States: A Historical and Political Reassessment. Routledge.
• Chomsky, N. (2003). Hegemony or Survival: America’s Quest for Global Dominance. Metropolitan Books.

  1. Türkiye’nin İç Politikasındaki Çöküş: BOP’un İçerideki Yansımaları

BOP Türkiye şubesinin bir parçası olarak Erdoğan’ın iktidarı, ülkenin iç yapısında büyük bir çöküşe yol açmıştır. Esas olarak AKP-MHP ittifakının oluşturduğu bu yeni rejim, demokratik normları ve insan haklarını rafa kaldırarak, ülke içindeki siyasi yapıyı otoriter bir yönetime dönüştürmüştür. Erdoğan, muhalefeti susturmuş ve halkın özgürlüklerini tamamen kısıtlamıştır. Türkiye’deki rejim değişikliği, sadece uluslararası alanda değil, aynı zamanda içeride de büyük bir yıkıma neden olmuştur.

Siyasi muhalefetin susturulması, toplumsal özgürlüklerin yok edilmesi, basın özgürlüğünün ortadan kaldırılması, Türkiye’nin demokratik yapısının tamamen çökmesine yol açmıştır. Bu sürecin sonunda, Türkiye, özgürlükler ve demokrasi açısından geriye gitmiş, bir dinci otoriter rejime dönüşmüştür.

Kaynakça:
• Roberts, S. (2013). Russia, Iran, and the United States: The New Geopolitics of the Middle East. Palgrave Macmillan.
• Larrabee, F. S. (2017). Turkey’s Role in the Middle East. Brookings Institution.

  1. Türkiye’de ki iktidarın , BOP Şubesinin Yargılanması: BOP Türkiye Şubesinin Savaş Suçları

Türkiye’de ki iktidar, BOP şubesinin lideri olarak, iç ve dış politikada işlediği suçlarla tarihe geçmiştir. Türkiye BOP şubesinin bölgedeki müdahaleleri, insan hakları ihlalleri, savaş suçları ve soykırımlarına doğrudan katkı sağlamıştır. Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye hükümeti, Suriye’deki katliamları desteklemiş ve bölgedeki iç savaşları körüklemiştir.
Türkiye’nin BOP şubesinin bölgede ve Türkiye de işlediği sayısız suçlar bölgesel istikrarsızlığa ve kitlesel öldürmelere yol açan politikaları, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler’in kararlarına aykırıdır.
Erdoğan ve ekibi, bu suçların sorumlularıdır ve mutlaka ya Türkiye de yada Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanmalıdır.

Erdoğan ve Türkiye’nin yönetici kadrosunun son 22 yıldır BOP adına işlediği insanlığa ve kendi ülkesine ( Türkiye’de de yargılanmalıdır) ve bölge ülkelerine karşı işlediği suçlar , özellikle de BOP Türkiye şubesinin sorumluluğunda gerçekleştirdiği savaş suçları, uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır. Bu suçların hesabı verilmeden, Orta Doğu’daki kaosun sona ermesi mümkün değildir.

Kaynakça:
• Mabon, S. (2013). The Arab Spring: The End of Postcolonialism. Zed Books.
• Ehteshami, A. (2010). Iran and the International System: Theories of International Relations and the Politics of the Islamic Republic. Routledge.

Çözüm Ne Olmalı?

Türkiye’nin ABD-İsrail ve İngiltere’nin patronu olduğu BOP şubesinin etkisi altında ki bölgesel kaos ve istikrarsızlık artarken, bu durum sadece Türkiye’nin iç politikasıyla sınırlı kalmamış, bölgedeki birçok ülkenin yönetim biçimlerini de doğrudan etkilemiştir. Ancak, mevcut durumda bir çözümün sağlanması ve bölgedeki felaketi engellemek için yapılması gerekenler oldukça açıktır.
1. Demokratik Yeniden Yapılanma ve Hukukun Üstünlüğü
Türkiye’nin iç yapısında ciddi bir demokratik dönüşüm gerekmektedir. Erdoğan yönetiminin dinci otoriter eğilimlerini sona erdirmek, ülkenin bağımsız yargısını yeniden inşa etmek ve özgürlükleri kısıtlayan yasaları iptal etmek, ilk adımlar arasında yer almalıdır. Bu dönüşüm, hem Türkiye’nin içindeki halkı huzura kavuşturacak hem de bölgeye örnek olacak bir adım olacaktır. Ayrıca, yargı bağımsızlığını sağlamak ve insan hakları ihlallerine son vermek, uzun vadede Türkiye’nin uluslararası alandaki imajını iyileştirecektir.
2. Uluslararası Yargı ve Hesap Verilebilirlik
BOP Türkiye şubesinin gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri ve bölgesel çatışmaların sorumluları uluslararası yargı önüne çıkarılmalıdır. Erdoğan, BOP Patronları ABD, İsrail ve İngiltere yönetici kadrosu ve alandaki adamların ve bunların bölgedeki kullandığı etraflarındaki liderlerin suçlular olarak UCM de hesap vermesi, bölgedeki halklar için adaletin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir. Uluslararası ceza mahkemeleri ve insan hakları örgütlerinin devreye girmesi, yalnızca bireysel sorumluların değil, aynı zamanda bu eylemlere zemin hazırlayan BOP çu politikaların da hesap vermesini sağlayacaktır. Türkiye’nin içindeki muhalefet ve sivil toplumun sesinin duyulması, bu süreçte önemli bir rol oynayacaktır.
3. Bölgesel Barışın Yeniden Tesisi ve Diplomatik İnisiyatifler
BOP’un stratejik etkileri, Orta Doğu’daki rejim değişiklikleri, iç savaşlar ve etnik çatışmalarla yakından bağlantılıdır. Türkiye’nin, Orta Doğu’daki diğer ülkelerle yeniden barışçıl ilişkiler kurması, bölgesel istikrarı sağlamada hayati önem taşımaktadır. Türkiye’nin BOP’a katılımının sona erdirilmesi, komşu ülkelerle sağlam bir diplomatik ilişki kurulmasını mümkün kılacaktır. Ayrıca, bölgedeki etnik ve mezhebi ayrımcılıkları sona erdirmek ve taraflar arasında diyalogu teşvik etmek için bağımsız bir barış süreci başlatılmalıdır.
4. Sosyal Yapının Güçlendirilmesi ve Halkın Katılımı
Türkiye’nin içsel yapısındaki zayıf halk direnci, rejimin sürdürülebilirliğini etkileyen bir faktör olmuştur. Halkın örgütlenmesi ve siyasi süreçlere katılımının teşvik edilmesi, toplumda barışçıl bir çözümün temellerini atmak için gereklidir. Bu süreç, hem Türkiye’de hem de bölgedeki diğer ülkelerde demokrasi ve sosyal adaletin yeniden sağlanmasına yardımcı olacaktır.
5. Uluslararası İşbirliği ve İnsan Hakları Çerçevesinin Güçlendirilmesi
Son 22 yıldır Türkiye’nin dış politikası, BOP şubesinin etkisi altında insan hakları ihlalleriyle şekillenmiştir. Uluslararası işbirliği, yalnızca savaş suçları ve suçluların cezalandırılmasıyla sınırlı kalmamalı, aynı zamanda bölgedeki uzun vadeli insani krizlere çözüm arayan bir platforma dönüştürülmelidir. Türkiye, BM ve diğer uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, bölgedeki insan hakları ihlallerine son vermek için aktif bir rol üstlenmelidir.
6. Yeni Bir Bölgesel Güvenlik Mimarisi
BOP, bölgesel güvenliği tehlikeye atarak, çeşitli aktörlerin birbirleriyle çatışmasına yol açmıştır. Türkiye, bölgedeki güç dengesini yeniden inşa etmek için, İran, Suudi Arabistan, Mısır ve diğer Orta Doğu ülkeleriyle bir araya gelerek, yeni bir bölgesel güvenlik mimarisi oluşturmalıdır. Bu güvenlik yapısı, dış müdahaleleri engelleyecek ve bölgesel istikrarı sağlayacaktır. Ayrıca, bu süreçte BM Güvenlik Konseyi’nin rolü artırılmalı ve Orta Doğu’ya dair çözüm odaklı girişimler başlatılmalıdır.

Kaynakça:
• Walt, S. M. (2005). Taming American Power: The Global Response to U.S. Primacy. W.W. Norton & Company.
• Aydın, M. (2016). Turkey’s Foreign Policy and the Middle East: A Critical History. Cambridge University Press.
• Kaya, A. (2019). Middle Eastern Politics and the Changing Role of Turkey. The University of Michigan Press.
• Yazgan, S. (2017). Middle East and International Politics: A Comprehensive Study. Routledge.
• Kaldor, M. (2013). New and Old Wars: Organized Violence in a Global Era. Stanford University Press.

Sonuç

BOP Türkiye şubesinin oluşturduğu politikaların bölgesel ve küresel boyutlarda yarattığı yıkım, yalnızca Orta Doğu’yu değil, dünya genelindeki istikrarı da tehdit etmektedir. Türkiye, bu süreçteki sorumluluğuna sahip çıkmalı ve içindeki otoriter yapıları sona erdirerek, demokratik bir dönüşüm süreci başlatmalıdır. Aynı zamanda, bölgesel barışı tesis etmek, insan hakları ihlallerine son vermek ve adaletin sağlanması için uluslararası işbirliği geliştirilmelidir. Türkiye’nin bu süreçteki liderliği, hem iç hem de dış politikada büyük bir sorumluluk taşıyor ve adaletin sağlanması için kritik bir fırsat sunmaktadır. Ancak, tüm bunların başarıya ulaşabilmesi için içsel direncin güçlenmesi, halkın daha fazla örgütlenmesi ve demokratik taleplerin yaygınlaştırılması gerekmektedir. Eğer bu adımlar atılmazsa, Türkiye ve Orta Doğu, daha büyük bir yıkım ve kaosla karşı karşıya kalacaktır.

Bölgede BOP Türkiye şubesinin liderliği, ülkenin
sonuç olarak otoriter bir yapıya bürünmesine ve bölgesel kaosların artmasına neden olmuştur. Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye, demokratik değerleri ve insan haklarını yok sayarak, iç ve dış politikada ciddi bir dönüşüm geçirmiştir. BOP Türkiye şubesinin oluşturduğu yapı, bölgedeki diğer ülkelerdeki rejim değişikliklerine katkı sağlamış ve bu süreç, bölgesel istikrarsızlık ve çatışmaları körüklemiştir. Türkiye’nin bu süreçteki sorumluluğu, sadece ulusal değil, uluslararası düzeyde de önemli bir konu haline gelmiştir. Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye, bölgedeki halkların canını hiçe sayan bir politika izlemiş, uluslararası hukuk ihlallerine göz yummuş ve sonuç olarak büyük bir felakete yol açmıştır.

Türkiye deki mevcut iktidar, BOP’un bir taşeronu olarak, yalnızca bölgedeki ülkelerin rejimlerini değiştirmekle kalmamış, aynı zamanda kendi halkına yönelik baskılarını artırmış, demokrasiyi ve özgürlükleri ciddi şekilde zayıflatmıştır. Erdoğan’ın yönetimi altındaki Türkiye, sadece bölgesel değil, küresel ölçekte de birçok insan hakları ihlali ve savaş suçu işlemiştir. Bu nedenle, Erdoğan ve onun etrafındaki liderlerin, geçmişteki eylemlerinin uluslararası bir mahkemede yargılanması gerekmektedir. Uluslararası toplumun, bu sorumluluğun hesabını sorması, bölgedeki adaletin sağlanması ve gelecekteki barış için kritik bir adımdır.

Türkiye’nin, özellikle Erdoğan yönetiminde, iç ve dış politikasındaki bu dönüşüm, ve Erdoğan iktidarının cürümleri sadece ulusal anlamda değil, bölgesel ve küresel ölçekte büyük sonuçlar doğurmuştur. Sonuç olarak, bu dönüşümün uluslararası bir platformda yargılanması, gelecekteki istikrar ve adalet için önemli bir adımdır.

Kaynakça:
• Bennett, A. (2012). American Foreign Policy and the Middle East: A Critical History. Palgrave Macmillan.
• Lust-Okar, E. (2005). Political Participation in the Middle East. Cambridge University Press.
• Kirişci, K. (2014). Turkey’s Foreign Policy in the Middle East: Between Neo-Ottomanism and the Arab Spring. The Brookings Institution.
• Bilgin, P. (2004). Regionalism in the Middle East: The Politics of Fragmentation. The University of Michigan Press.
• Cohen, H. (2010). The Middle East: A Brief History of the Last 2,000 Years. Modern Library.
• Hinnebusch, R. (2003). The International Politics of the Middle East. Manchester University Press.

Türkiye’nin son 23 yılldır, iç ve dış politikasında yaptığı dönüşümler, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde şekillenen stratejilerin bir sonucu olarak derinlemesine analiz edilmesi gereken bir konudur. 2000’li yılların başında ABD’nin öncülüğünde somut olarak ortaya atılan BOP, Orta Doğu’yu yeniden şekillendirmeyi hedefleyen bir plan olarak tanımlanabilir. Türkiye, coğrafi ve stratejik konumu itibarıyla, BOP’un en aktif ve en kritik taşeronlarından biri haline gelmiştir. Bu taşeronluk, Türkiye’nin iç politikasını derinden etkilemiş ve bölgesel bir jeopolitik dönüşüme yol açmıştır. Erdoğan’ın liderliğindeki AKP ve MHP, Yeni CHP, Hüda Par ( Hizbullah) ve DEM ( PKK) gibi taşaronların birleşimi, BOP Türkiye şubesinin ana yapı taşlarını oluşturmuş, Türkiye’nin demokratik yapısını tehdit eden bir rejim değişikliğine zemin hazırlamıştır. - erdogan bahceli

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir