Türkiye, tarihsel olarak güçlü bir milletin ve kültürün temsilcisidir. Ancak, son yıllarda yaşanan siyasi gelişmeler, ekonomik sıkıntılar ve toplumsal çalkantılar, halkın kendisini daha derin bir kuşatılmışlık hissi içinde bulmasına neden olmuştur. Bugün Türkiye’deki iktidar, ekonomik kriz ve dış müdahalelere karşı alınacak tavırlar, sadece iç siyaseti değil, aynı zamanda halkın genel yaşam kalitesini de etkilemektedir. Ancak, bu durumda olan bir toplum, aynı zamanda içinde bulunduğu koşulları değiştirmek için de sorumludur. Zira, bir halk, emperyalizmin ve siyonizmin etkisi altındaki yönetimler tarafından yönetiliyorsa, bu durum, halkın bilinçli veya bilinçsiz onayıyla devam eder.
Emperyalizm ve Siyonizm ile Türkiye’nin İlişkisi
Emperyalizm ve siyonizm, dünya genelinde etkili olan, çeşitli toplumları ve ülkeleri sömürgeleştirmeyi amaçlayan iki ideolojik güçtür. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı iç politik kriz, büyük ölçüde bu iki ideolojinin etkisi altındaki karar vericilerin hareketleriyle şekillenmiştir. Türkiye’deki iktidar sahiplerinin, gerek ABD, gerekse İsrail ve AB ile olan ilişkileri, kamuoyuna açık bir şekilde tartışılmaktadır. Bugün Türkiye’nin siyasi karar alıcıları arasında yer alan bazı isimler, dış güçlerin çıkarlarına hizmet etmekle suçlanmaktadır. Bu, yalnızca siyasi değil, aynı zamanda kültürel ve ekonomik bir teslimiyetin de göstergesidir.
Örneğin:
Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli gibi önemli isimlerin, yıllarca dış dünyaya karşı sert bir duruş sergilediği söylenmiş olsa da, son yıllarda bu sertliğin yerini daha yumuşak ve diplomatik bir tavır almıştır. Bu durum, birçok gözlemciye göre, bu liderlerin Batı’nın çıkarları doğrultusunda hareket etmeye başladığının bir işareti olarak değerlendirilmiştir.
Halkın Bilinçsizlik Durumu: Neden Tepki Yok?
Eğer bir halk, kendi hükümetinin dış güçler tarafından yönlendirildiğini bilirse ve buna karşı bir tepki koymazsa, o toplumun tarih sahnesinden silinmeye mahkûm olduğu söylenebilir. Ancak, bugün Türkiye’deki birçok kişi, bu bağlantıları fark etmiyor veya fark etse de bir değişim için adım atmıyor. AKP ve MHP’ye oy veren kitlelerin hala mevcut siyasi yapıyı desteklemesi, halkın büyük bir kısmının bilinçsizleşmiş ve manipüle edilmiş olduğunun göstergesidir. Bu durum, sadece bir parti veya liderin politikalarıyla ilgili değil, aynı zamanda halkın eğitim düzeyi, medya etkisi ve genel olarak toplumun siyasi bilinç düzeyiyle de alakalıdır.
Muhalefet ve İç Siyasetteki Çifte Standartlar
Türkiye’deki muhalefet partileri, genellikle iktidara karşı sert eleştirilerde bulunsalar da, dış politikada ve emperyalizme karşı tutumlarda büyük bir fark görülmemektedir. CHP gibi köklü bir siyasi partinin de benzer şekilde emperyalist güçlerle ilişkiler geliştirmesi, halkın farklı siyasi görüşler arasında gerçek bir alternatif arayışını engellemektedir. Bu, iktidar ve muhalefet arasında bir fark olmadığı anlamına gelmektedir.
Bu durumun en acı sonucu, halkın büyük bir kısmının “kimseye güvenememek” gibi bir umutsuzluk içinde olmasıdır. Hal böyleyken, halkın refahı ve özgürlüğü için gerçek bir mücadele verenlerin sesi kısıldıkça, toplumun sıkışmış bir akrep gibi kalması kaçınılmaz hale gelmektedir.
Sonuç ve Çözüm Önerileri
Türk milletinin Atatürk’ün mirasına sahip çıkması, emperyalizm ve siyonizme karşı daha bilinçli bir duruş sergilemesi gerekmektedir. Türkiye, ancak halkın iç ve dış siyasetteki etkili bilinçlenmesiyle, kendisini bu zor durumda bulmaktan kurtulabilir. Eğer halk, kendini ezen dış güçlere karşı daha güçlü bir şekilde sesini duyurmazsa, Türk milleti tarih sahnesinden kaybolmaya mahkûm olacaktır. Bu, yalnızca siyasi bir eleştiri değil, aynı zamanda bir uyarıdır. Bugün, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin ilkelerine sımsıkı bağlı bir toplumun yeniden inşa edilmesi gerekmektedir.
Kaynakça
1. Zürcher, E. J. (2004). Turkey: A Modern History. I.B. Tauris.
2. Kirişci, K. (2009). Turkey and the West: The Politics of Influence. Rowman & Littlefield.
3. Robins, P. (2003). The Geopolitics of Turkish Foreign Policy. Palgrave Macmillan.
4. Özbudun, E. (2010). Constitutional Law in Turkey. Kluwer Law International.
Bir yanıt yazın