Bunlardan vaz geçmeden ülkemizi kurtarma şansımız yoktur

Çok partili „Batı Demokrasileri“nin çoğu, felsefî ve tarihî yönlerden „demokrasi“ sıfatını hak etmiyorlar, çünkü:

1-     Seçmenlerin çoğunluğu yeterli-doğru bilgi ve güncel enformasyonlara ulaşamadıkları gibi, bu bilgileri doğru değerlendirebilme yeteneğinden de yoksunlar, kaldı ki enformasyon kaynaklarının çoğunluğu da, belli bir „üstün sınıfın“ elinde ve gerçekleri tam ve doğru olarak yaymıyorlar. (Bak: Stiglitz)

2-     Seçilecek adaylar partiler tarafından belirleniyor ve seçmenler tarafından tanınmadan seçiliyor. Örneğin Çiller Muğla, RTE Siirt milletvekilleriydiler. Ne Muğlalılar Çilleri, ne de Siirtliler RTE’yi tanıyorlardı.

3-     Adaylar, toplumun eğitim, sosyal ve ekonomik ortalamasından çok farklı sınıflarından geliyor ve halkın yaşam şartlarının gerçeğine yabancılar. Hele seçildikten sonra onlara tanınan öncelikler, onları toplum ortalamasından tamamen kopartıyor.

Onlar „otobüs bekleme“, „kuyruk bekleme“, „açlık“, „evsizlik“ kavramlarını kaybediyorlar.

4-     Teknolojisi güçlü ülkeler, Internet üzerinden başka ülkelerin seçmenlerini kendi çıkarları lehine yönlendiriyorlar.

Dolayısı ile, „halkın kendisini yönetmesi“, uygulanan sistemde „demokrasi“ tarifinden çok uzakta kalıyor ve aslında „oligarşı“ haline geliyor.

ABD başkanları içinde milyarder veya milyarderlerin adamı olmayan birisi var mı?

Almanya’da milletvekilleri belli şirketler için „Lobi“ faaliyetleri üstleniyorlar ve kim için lobi yaptıklarını meclis başkanına bildirmek zorundalar ama bu faaliyetleri için ne kadar ücret aldıklarını değil. Demokrasi bunun neresinde?

Türkiye ile yaşıt sayılacak Rusya ve Türkiye’den 26 sene sonra kurulan Çin Cumhuriyeti, aynı Atatürk devrinin Türkiyesi gibi, hızlı gelişmelerini iki politikalarına borçludurlar:

a)     Tek parti sistemi, partiyi değil, direkt kişiyi seçerek işliyor.

b)     Hiçbir dış ülkeye, ekonomisini, savunmasını ve eğitimini teslim etmemeleri.

Türkiye‘nin gerilemesi ve uçurumun eşiğine gelmesi, çok partili sisteme geçmesi ve NATO’ya girmesi yüzündendir. Bunlardan vaz geçmeden ülkemizi kurtarma, halkımızı refaha kavuşturma şansımız yoktur.

Yavuz Dedegil

Çok partili „Batı Demokrasileri“nin çoğu, felsefî ve tarihî yönlerden „demokrasi“ sıfatını hak etmiyorlar, çünkü: - kirmizi kalemle secimlerde isaret

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir