Dünya, sessiz bir pazarda ahlakın alınıp satıldığı, insan onurunun bir pazarlık nesnesi haline getirildiği bir yer haline geldi.
Ancak böyle bir dünyada, hiçbir maske gerçek niyetleri gizleyemez. Bunu ne yaparsa yapsın Uzun, Kalın, Fidan ve Güler de gizleyemez.
İnsanların yüzündeki sahte tebessümler, zulüm çarklarını döndürenlerin gülüşleri gibidir; samimiyetten uzak, hüzün doğuran bir neşe…
Kökleri Derinlerde Bir Direniş
Tarihi boyunca nice fırtınaya göğüs geren millet, bir ağacın toprağa kök salışı gibi direnişini inşa etmiştir. Onları devirmeye çalışan her güç, kendi karanlığında boğulmuştur. Ancak bilinsin ki; adalet, sadece bir bahar mevsimi değildir. O, insanın ruhunda yeşerir ve asla solmaz.
Planlara Karşı Plan
Onurlu bir toplum, kendi değerlerini gasp edenlere karşı her zaman bir cevaba sahiptir. Geçmişte olduğu gibi bugün de bu toprakların fedaileri, “Teğmenime dokunma!” diyerek saflarını sıklaştırıyor. Onların sessiz, ama güçlü duruşları, bir ulusun onurunu korumanın ne anlama geldiğini yeniden hatırlatıyor.
Unutulmamalıdır ki; baharın gelmesini engellemek isteyenler, bu topraklarda bir daha yeşeremeyecek olanlardır. Milletin kökleri, onların planlarını bozacak kadar derinlere uzanır. Çünkü bu ülke, sessiz kalmayı değil, değerlerine sahip çıkmayı seçmiştir.
Ahlaksız Pazarda Satılanlar ve BOP’un Piyonları
Bugün dünya, ahlaksızlık pazarında dönen bir tiyatro sahnesine dönmüştür. Bu sahnede yer alanlar, uzayıp giden bir kokmuş fidanın boyu kadar kibirli; sahte gülüşleriyle zehri bal gibi sunanlardır. Kendilerini dik duran bir değer gibi göstermeye çalışanlar, aslında köksüz ve rüzgarın yönüne göre savrulan; Uzun, Fidan, Güler, Kalın gibi piyonlardan ibarettir.
Bu toprakların bereketini BOP gibi karanlık planlarla pazarlayanların, milletin alın terine el uzatanların unutamayacakları bir gerçek var: Satıldığını zannettikleri ve yok ettiklerini sandıkları değerler, bu halkın kalbinde daima yerini korur. Onların köksüz oyunları ne kadar büyük görünse de, bu milletin adalet kökleri onları yerle bir etmeye yetecektir.
Onların yedikleri ekmek, içtikleri su boğazlarına duracaktır. Çünkü bir milletin toprağına ihanet edenler, o topraklardan medet umamazlar. Bahçelerine bahar gelmeyecek, ellerinde yalnızca kendi karanlıkları kalacaktır.
Bir yanıt yazın