Hukukun Üstünlüğü Endeksi WJP, 2006 yılında William H. Neukom tarafından Amerikan Barolar Birliği’nin başkanlık girişimi olarak başlamış ve 21 stratejik ortağın desteğiyle kurulmuştur. Dünya Adalet Projesi, 2009 yılında kar amacı gütmeyen bağımsız bir kuruluşa dönüşmüştür. WJP’nin Washington D.C., Seattle, Singapur ve Mexico City’de ofisleri vardır. Endeks, Dünya Adalet Projesi (WJP) tarafından her yıl yayınlanan ve ülkelerde hukukun üstünlüğünün sağlanıp sağlanmadığını ölçen önemli bir yayın olup, ülkelerin hukuk sistemindeki başarılarını ve eksiklerini karşılaştırmalı bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Yolsuzlukla mücadele, ifade özgürlüğü, adil yargılama gibi alanlarda hangi ülkelerin ilerleme sağladığını veya gerilediğini analiz etme imkanı sağlamakta, hukukun üstünlüğünü 8 temel faktör üzerinden değerlendirmektedir. Bunlar; hükümetin hesap verebilirliği, yolsuzluğun önlenmesi, temel haklar, düzen ve güvenlik, yasal uygulamaların açıklığı, adaletin hızlı ve adil olması gibi kriterlerdir. Endeks, Dünya Adalet Projesi (WJP) tarafından her yıl yayınlanır. Ülkelerde hukukun üstünlüğünün sağlanıp sağlanmadığını ölçen kapsamlı bir araştırmadır.
2024 Endeksi, dünya genelinde hukukun üstünlüğü konusunda güncel bir tablo sunmaktadır. Bu yılki listenin ilk 10 ülkesi; Danimarka, Norveç, Finlandiya, İsveç, Almanya, Yeni Zelanda, Lüksemburg, Hollanda, İrlanda ve Estonya’dır. Listenin sonundaki ülke (142’nci sıra) Venezüella’dır. Yolsuzlukla mücadele, ifade özgürlüğü, adil yargılama gibi alanlarda hangi ülkelerin ilerleme sağladığını ya da gerilediğini göstermektedir. Hukukun üstünlüğü, sadece vatandaşların haklarının korunması açısından değil, aynı zamanda ekonomik büyüme ve toplumsal istikrar için de kritik öneme sahiptir. Bu nedenle endeks, hem kişiler hem de politika yapıcılar için yol gösterici kaynaktır.
2024 WJP Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde Türkiye 117’ncidir. Türkiye’nin üzerinde yer alan ülkeler; Honduras, Angola, Nijer, Madagaskar, El Salvador, Sierra Leone, Liberya ve Lübnan’dır. Lübnan dışındaki ülkelerin coğrafyadaki yerlerini bilen kaç Türk vatandaşı vardır?
Bu yılki listede ilk 10 ülke şunlardır: Danimarka, Norveç, Finlandiya, İsveç, Almanya, Yeni Zelanda, Lüksemburg, Hollanda, İrlanda, Estonya. Yeni Zelanda dışındaki ülkelerin tamamı AB üyesidir. Bu endeks dikkate alınırsa, Türkiye AB üyesi olamaz. AB konusunda çok sayıda yayını olan biri olarak bunu açıklamakta sakınca görmüyorum.
Uluslararası Demokrasi ve Seçim Yardımı Enstitüsü’nün geçen yıl yayınladığı Rapor’a göre Türkiye, 173 ülke arasında 148’nci olmuştu. Türkiye, Avrupa’da “demokratik olmayan” 4 ülkeden biri olarak değerlendirilmişti.
Hukukun Üstünlüğü Endeksi, Dünya Adalet Projesi (WJP) tarafından her yıl yayınlanan, ülkelerde hukukun üstünlüğünün sağlanıp sağlanmadığını ölçen kapsamlı bir araştırmadır. Endeks, hukukun üstünlüğü kavramını 8 temel faktör üzerinden değerlendirmektedir.
2024 WJP Hukukun Üstünlüğü Endeksi, dünya çapında 142 ülkeyi kapsamaktadır. Üst üste yedinci yıldır çoğu ülkede hukukun üstünlüğü gerilemiştir. Bu yılki değerlendirmede son sıradaki 10 ülke şunlardır: Venezuela, Kamboçya, Afganistan, Haiti, Myanmar, Nikaragua, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Mısır’dır. Türk okurları Mısır hariç değer 9 ülkenin dünya coğrafyasındaki yerlerini bilmeleri büyük sürpriz olur.
2024 listesi, dünya genelinde hukukun üstünlüğü konusunda önemli bir tablo sunmaktadır. Liste, ülkelerin hukuk sistemindeki başarılarını ve eksiklerini karşılaştırmalı bir şekilde gözler önüne sermektedir. Özellikle yolsuzlukla mücadele, ifade özgürlüğü, adil yargılama gibi alanlarda hangi ülkelerin ilerleme sağladığını ya da gerilediğini analiz etme imkanı vardır. Türkiye; 117’nci sıradadır. Türkiye; Lübnan, Liberya, Sierra Leone, El Salvador, Madagaskar, Rusya, Nijer,
Angola, Honduras’ın altındadır. Acaba kaç Türk vatandaşı Rusya ve Lübnan dışında bu ülkelerin dünya haritasındaki yerlerini bilmektedir? Bence konu ile ilgili uzmanlar dışında hiçbiri. Hukukun üstünlüğü, sadece vatandaşların haklarının korunması açısından değil, aynı zamanda ekonomik büyüme ve toplumsal istikrar için de kritik öneme sahiptir.
Endeks, hem kişiler ve hem de politika yapıcılar için yol gösterici bir kaynak olarak değerlendirilmektedir. Türkiye’den sonra gelen ülkeler şunlardır: Meksika, Gine, Nijerya,Kongo, Gabon, Zimbabwe,Mali, Mozambik, Uganda, Bangladeş, İran, Pakistan, Etopya, Bolivya, Moritanya,Kamerun, Sudan, Mısır, Kongo, Nikaragua, Myanmar, Haiti, Afganistan, Kamboçya ve Venezuela.
Son yıllarda Türkiye’nin Batı dünyası içinde yer alması sorgulanır duruma gelmiştir. Bu konuda karar alıcılar, Türkiye’nin yerini belirleme konusunda karar vermelidirler. Türkiye’nin yeri Batı dünyasıdır. Bu dünyanın ekonomik ve siyasi kriterleri ile Türkiye’nin kriterleri tamamen uyuşmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye gibi, kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin (AB) katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur” derken haklıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte katıldığı bir televizyon programında AB süreci ve ”Şangay Beşlisi” için Putin’e yaptığı teklif hakkında açıklamalarda bulunarak AB’yi eleştirmiştir. Erdoğan, “Türkiye AB sürecini unuttu mu?” şeklindeki soruya şu cevabı vermiştir: ”Çok açık ve samimi söyleyeyim, bizim aslında AB sürecini unutmak, kaybetmek diye bir şey söz konusu değil…Oyalayacağına bizi, açıklasın biz de işimize bakalım. Oturup konuşuyorsunuz bize kalkıp da hakikaten ikna edici bir şey söyleyemiyorlar…geçenlerde sayın Putin’e onu söyledim, ‘bizi Şangay Beşlisi içine alın’ dedim. Alın bizi Şangay Beşlisi içine biz de AB’ye ‘allahaısmarladık’ diyelim, ayrılalım oradan. Bu kadar oyalamanın ne anlamı var?” ifadelerini kullanmış, ”ikisi birbirine alternatif mi?” sorusuna “Şangay Beşlisi daha iyi, çok daha güçlü” demiştir. (https://www.aa.com.tr/tr/politika/putine-sangay-beslisi-teklifi/281518)
Cumhurbaşkanı’nın bu değerlendirmesi mevcut şartlar altında doğru değildir. Bu konuda Atatürk yıllar önce tercihini yapmıştır. “Memleketimizi çağdaşlaştırmak istiyoruz. Bütün mesaimiz Türkiye’de çağdaş, dolayısıyla Batılı bir hükümet vücuda getirmektir. Medeniyete girmeyi arzu edip de, Batı’ya yönelmemiş millet hangisidir? Bir istikamette yürümek azminde olan ve hareketinin ayağında bağlı zincirlerle müşküle sokulduğunu gören insan ne yapar? Zincirleri kırar, yürür.” Mustafa Kemal Atatürk, 29 Ekim 1923 Atatürk’ün Fransız gazeteci Maurice Pernot’a verdiği röportajdan. Atatürk’ün Bütün Eserleri 16. Cilt, s.149.
Türkiye, Batı dünyasının bir parçasıdır, Avrupa Birliği dışında Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), OECD, Avrupa Konseyi, G-20, D-8, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü, Nükleer Enerji Ajansı (NEA) Türk Konseyi, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Nükleer Enerji Ajansı (NEA) üyesidir. Avrupa Birliği üyesi değildir ama Türkiye Batı dünyasının bir parçasıdır.
Başbakan Erdoğan 18 Temmuz 2012 tarihinde gerçekleştirdiği Rusya ziyaretine Rusya Devlet Başkanı Putin’e “Zaman zaman bize takılıyorsun. AB’de ne işin var diyorsun. O zaman ben de şimdi size takılayım. Hadi gelin bizi Şangay Beşlisi’ne dahil edin, biz de AB’yi gözden geçirelim“ demiştir.
Kanal 24’te gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan şu açıklamayı yapmıştır: “Hükümetinize yönelik devamlı olarak eleştiriler var. Bunlardan bir tanesi, ‘AK Parti kurulduğu yıllarda AB hedefine kilitlenmişti ama son dönemde bu hedefi biraz boşlar gibi oldu’ eleştirisi. Siz bu değerlendirmelere ne diyorsunuz” sorusuna şu cevabı vermiştir. “Bu mümkün mü? Bunun en güzel örneği ilk defa bizim hükümetimizde salt görevi AB olan bir bakanlık kuruldu ve bu bakanımın tek görevi var, AB üyesi ülkeleri fellik fellik dolaşacak ve bu işin sürekli propagandasını yapacak.”
Şangay İşbirliği Örgütü, (ŞİÖ) 1996 yılında Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan tarafından “bölgedeki radikal unsurlara son vermek ve sınır güvenliğini sağlamak” amacıyla kurulmuştur. (S. Rıdvan Karluk, Uluslararası Kuruluşlar, 7. Baskı, Beta, İstanbul, 2014, s. 625-629.) 2001 yılında Özbekistan’ın katılımıyla üye sayısı altıya çıkmıştır. 9 Haziran 2017 tarihinde Astana’da gerçekleştiren zirvede Hindistan ve Pakistan’ın örgüte katılmasıyla üye sayısı sekize ulaşmış, gözlemci statüsünde olan İran’ın 17 Eylül 2021’de örgüte üye olarak kabul edilmesiyle üye sayısı 9 olmuştur.
Son Söz: TÜRKİYE DOĞUYA GİDEN BİR GEMİDE BATIYA KOŞAN BİR ÜLKE DEĞİLDİR, OLMASI DA MÜMKÜN DEĞİLDİR. ŞİÖ’ne katılması, ancak tüm Batılı kuruluşlara üyeliğin son bulmasıyla mümkündür. Türkiye hem NATO üyesi ve hem de ŞİÖ üyesi olamaz. Bunun bilinmesine rağmen bu konuda yapılan açıklamalar, suya yazı yazmaktan başka bir şey değildir.
Bir yanıt yazın