Geçtiğimiz günlerde hazin bir olaya tanıklık ettim. Güney Azerbaycanlı (İran pasaportlu) bir gencimizin Emniyet birimlerince, Göç İdaresi- Arnavutköy Geri Gönderme Merkezine gönderildiği ve oradan da prosedür tamamlanınca ülkesine geri gönderileceği haberini aldık. Elbette ülkemizin kanunlarına aykırı bir davranış ya da tavır göstermişse gayet normal bir durumdur, bunu eleştirmeyeceğim. Ancak, bu genç kardeşimiz bir üniversitenin mühendislik bölümünde doktora yapmakla birlikte, mesleki alanda başarılı işlere de imza atmaktadır. Yakından tanıdığım, dürüstlüğüne inandığım, Milli şuurlu ve Türklük sevdasıyla dolu olan bu gencimiz için duyduğum olay karşısında büyük bir şok yaşamıştım. Sanırım sizler de bu hoş olmayan duruma sebep olan hadiseyi merak ediyorsunuzdur/izah edeyim…
Genç kardeşimiz bir arkadaşıyla birlikte Kartal ilçesinde ikamet etmektedir ve bir Pazar günü arkadaşıyla birlikte evlerinden çıkmış, sokakta park ettikleri arabalarına doğru giderken, nereden çıktığını anlayamadıkları, normal davranışları olmayan, uyuşturucu almış gibi bir havası olan birisi tarafından ciddi bir şekilde taciz ve darp edilmiş, olay sonrasında polise müracaat etmişler ve olay yerine gelen polise şikayetçi olduklarını söylemişler. Polislerle birlikte semt karakoluna giderek ifadelerini vermişler.
Tam da o sırada bunları darp eden zanlının kız arkadaşı karakola gelerek, “bu şahıslar beni taciz etti” diyerek, şikayetçi olduğunu bildirmiş. Hayatlarında bu kızı ilk kez gördüklerini söyleseler de kimseye dertlerini anlatamadan, gençleri içeri almalarının yanı sıra, kızı ve arkadaşını serbest bırakmışlar.
O geceyi semt karakolunda, nezarethanede geçiren gençler ertesi gün emniyetten geri gönderme merkezine göndermek için işlemleri tamamlayıp, Arnavutköy emniyet birimlerine teslim etmişler.
Oradan da işlermlerini tamamlayıp Göç İdaresine gönderilen gençler, 5-6 kişilik barınma yerlerinde 30 kişiye yakın afrikalı, suriyeli, afganistanlı vs insanlarla bir arada iki gün daha kalmışlar.
Hiç kimseyle görüştürülmeyen, görmeye gelen ailesine hangi birimde olduğu dahi söylenmeyen bu gençler iyice bunaltılmış olarak nezarethanede tutulmaya devam etmişler. Avukat dışında kimseyle görüştürme olmayacağını söylemişler. Avukat tutmak için arayışa giren babası 2500 dolar ücret istenince ne yapacağını şaşırmış bir halde beklemeye başlamışlar.
Nihayetinde evraklar hazırlanmaya başlamış, gençlerin ülkelerine gönderilmeleri için geri sayım başlamış. Bu sırada olayı İstanbul Azerbaycan Kültür Evi derneğinin başkanına aktarmışlar. Üyeleri olan bu gençlerden birisinin böylesine olumsuz bir durumla karşı karşıya kalmasına duyarsız kalmamış, Ankara ile yaptığı görüşmeler sonrasında gençler serbest bırakılmıştır.
Bu konuda İstanbul Azerbaycan Kültür Evi başkanı Hikmet Elp’in yoğun çabaları sonunda genç kardeşimizin serbest bırakıldığı haberini almamız tesellimiz olmuştur.
HİKMET ELP -İSTANBUL AZERBAYCAN KÜLTÜR EVİ BAŞKANI/ TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER