Site icon Turkish Forum

Türkiye, Kuşatma Altında: ABD Üsleri, Batı’nın Vekil Güçleri ve İçimizdeki BOP çu Teslimiyetçiler

Türkiye’nin jeopolitik konumu, tarih boyunca olduğu gibi bugün de Batı’nın emperyalist planlarının merkezindedir. Ülkemiz, ABD’nin üsleriyle, NATO’nun gölgesi altındaki askeri varlıklarıyla ve vekalet savaşları için kullandığı terör örgütleriyle çok yönlü bir kuşatma altındadır. Ancak tehdit sadece sınırlarımızda değildir; içeride de teslimiyetçi siyaset ve Batı’ya hizmet eden bir zihniyet bu kuşatmayı desteklemektedir. - nato usleri

Türkiye’nin jeopolitik konumu, tarih boyunca olduğu gibi bugün de Batı’nın emperyalist planlarının merkezindedir. Ülkemiz, ABD’nin üsleriyle, NATO’nun gölgesi altındaki askeri varlıklarıyla ve vekalet savaşları için kullandığı terör örgütleriyle çok yönlü bir kuşatma altındadır. Ancak tehdit sadece sınırlarımızda değildir; içeride de teslimiyetçi siyaset ve Batı’ya hizmet eden bir zihniyet bu kuşatmayı desteklemektedir.

ABD Üsleri: Egemenliğimizin Kalbine Yerleştirilmiş Tehdit

Türkiye, bugün ABD’nin askeri üsleriyle çevrilmiş bir ülke haline gelmiştir. İncirlik ve Kürecik Üsleri ve diğer NATO tesisleri, ülkemizin bağımsızlık mücadelesine vurulan en büyük darbelerden biridir. Bu üsler, yalnızca Türkiye’nin değil, bölgenin istikrarsızlaştırılmasında da kritik bir rol oynamaktadır. Bugün bu tesislerden sadece lojistik operasyonlar değil, vekil güçlerin yönlendirilmesi ve terör örgütlerine destek faaliyetleri de yürütülmektedir. ABD’nin bu üsleri, Türkiye’nin güvenliği için değil, Batı’nın çıkarları için bir sıçrama tahtasıdır.

Batı’nın Vekil Güçleri: PKK, YPG ve HTŞ

Batı, Türkiye’yi vekalet savaşlarının tam ortasına çekmek için bir yandan terör örgütlerini silahlandırıp eğitmekte, diğer yandan bu örgütleri meşrulaştırmaya çalışmaktadır. PKK/YPG gibi terör örgütlerinin ABD ve Batı tarafından nasıl desteklendiği ortadadır. Ancak bu kuşatma sadece bunlarla sınırlı değildir. Batı’nın Ortadoğu’daki başka bir vekil gücü olan Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) da bu denklemin bir parçasıdır. HTŞ, özellikle Suriye’de kontrol ettiği bölgeler üzerinden, hem terörle mücadele sürecini baltalamakta hem de bölgedeki istikrarı sabote etmektedir.

HTŞ’nin, Batı’nın “ılımlı muhalif” maskesi altında korunup yönlendirilmesi, bu örgütün gerçek amacını açıkça ortaya koymaktadır. ABD, HTŞ gibi yapıların varlığını Türkiye-Suriye sınırında bir koz olarak kullanmakta, bu örgütlerin faaliyetlerini Türkiye’ye karşı dolaylı bir tehdit unsuru haline getirmektedir.

Teslimiyetçi Siyaset: AKP, MHP ve CHP’nin Lakayt Tavrı

Türkiye’nin bu çok boyutlu kuşatılmışlık durumunda, siyasi partilerin ortak bir milli duruş sergilemesi beklenirdi. Ancak ne yazık ki hem iktidar hem de muhalefet, bu konuda sınıfta kalmıştır.

• AKP, yıllardır ABD ile “stratejik ortaklık” söylemi üzerinden halkı oyalarken, İncirlik, Kürecik ve diğer üslerin kapatılması konusunda herhangi bir adım atmamıştır. ABD’nin bölgedeki vekil güçlerini silahlandırması karşısında göstermelik tepkiler verilmiş, ancak somut bir karşı hamle yapılmamıştır.

• MHP, milliyetçi söylemleriyle tabanına seslenirken, dış politika konularında AKP’nin gölgesinde hareket etmiş ve bu konularda gerçek bir bağımsızlık ve milli bir tavrı ortaya koyamamıştır.

CHP, muhalefet rolünü oynamak yerine, Batı’nın tezlerine paralel söylemlerle hem iktidarı hem de halkı hayal kırıklığına uğratmıştır. Özellikle Suriye politikası ve Batı’nın vekil güçlerine karşı mücadele konularında CHP’nin milli bir vizyon geliştiremediği açıktır.

Bu teslimiyetçi ve lakayt yaklaşım, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesine zarar vermekte, halkın güvenini sarsmaktadır.

Ne Yapılmalı?

Türkiye’nin bu çok yönlü kuşatmayı aşması ve egemenliğini koruması için artık vakit kaybetmeden harekete geçmesi gerekmektedir:

1. ABD üsleri derhal kapatılmalı: Türkiye’nin topraklarındaki yabancı askeri varlıklar sonlandırılmalı ve ülkemizin bağımsızlığına gölge düşüren bu yapılar ortadan kaldırılmalıdır.

2. NATO’ya bağımlılık azaltılmalı ve nihayi olacarakta NATO’dan çıkılmalı : Türkiye, NATO ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmeli, çıkış zamanı için hazırlık yapmalı ve milli savunma sanayisini güçlendirecek adımlar atmalıdır.

3. Vekil güçlerle mücadele kararlılıkla sürdürülmeli: PKK, YPG ve HTŞ gibi örgütlere karşı hem sınırlarımızda hem de sınır ötesinde kararlı ve tutarlı bir mücadele yürütülmelidir. Bu örgütlerin destekçileri de uluslararası platformlarda teşhir edilmelidir.

4. Teslimiyetçi siyaset reddedilmeli: Tüm siyasi partiler, Batı’ya yaranma yarışını bırakmalı ve milli bir duruş benimsemelidir. İçerideki işbirlikçiler de yargı önünde hesap vermelidir.

Türkiye, tarih boyunca olduğu gibi bugün de emperyalist planlara karşı direnecek güce sahiptir. Ancak bu direniş, halkın milli iradesine saygı duyan, egemenliği her şeyin üstünde tutan bir yönetim anlayışıyla mümkündür. Teslimiyetçiliğe, lakaytlığa ve Batı’nın çıkarlarına hizmet eden politikalara karşı mücadele etmek, Türkiye’nin bekası için bir zorunluluktur. Bu mücadelede Türk Milleti, gerçek liderlerini beklemekte ve onların arkasında saf tutmaya hazırdır.

Exit mobile version