Ortadoğu’nun jeopolitik dinamikleri, Soğuk Savaş sonrası dönemde küresel güçlerin çıkar çatışmalarına sahne olmaya devam ediyor. Bu bağlamda, ABD ve İsrail’in “Büyük Ortadoğu Projesi” (BOP) olarak bilinen stratejik planı, bölgedeki devletlerin sınırlarını yeniden şekillendirmeyi, istikrarsızlık yaratmayı ve bölgesel güç dengesini kendi lehine çevirmeyi hedefliyor. Türkiye’ye yönelik kurulan bu plan, PYD ve Suriye merkezli gelişmeler üzerinden uygulanırken, iktidarı işgal eden HTŞ’nin (Hay’at Tahrir el-Şam) rolü kritik bir tehdit unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır.
PYD ve İktidarı İşgal Eden HTŞ: Türkiye Üzerindeki Tezgâh
ABD ve İsrail’in bölgesel çıkarları doğrultusunda oluşturduğu BOP, etnik ve mezhepsel fay hatlarını derinleştirerek ülkeleri parçalamayı hedeflemektedir. Türkiye açısından bu stratejinin iki temel ayağı öne çıkmaktadır:
1. PYD’nin Yükselişi: PKK’nın Suriye kolu olan PYD, ABD’nin desteğiyle Suriye’nin kuzeyinde bir garnizon devlet kurma çabası içerisindedir. Bu yapı, hem Türkiye’nin güvenliğini doğrudan tehdit etmekte hem de sınır boyunca bölgesel bir istikrarsızlık yaratmaktadır.
2. HTŞ’nin İktidarı Kuşatması: HTŞ, sadece Suriye sahasında bir terör örgütü olarak değil, aynı zamanda Türkiye iç siyasetinde de etkili bir araç hâline gelmiştir. İktidar, bu örgütün belirli unsurlarıyla işbirliği içerisinde hareket ederek hem uluslararası hukuku ihlal etmekte hem de Türkiye’nin milli çıkarlarını tehdit eden politikalara zemin hazırlamaktadır.
HTŞ’nin doğrudan iktidar tarafından korunup kollanması, Türkiye’yi uluslararası arenada sorgulatmış ve ABD-İsrail ikilisinin Türkiye’ye yönelik manipülasyonlarını kolaylaştırmıştır.
Erdoğan, Kalın, Fidan ve Stratejik Yanılgılar
Erdoğan’ın ABD ve İsrail ile kurduğu kişisel ilişkilere dayalı dış politika anlayışı, Türkiye’yi BOP’un tuzaklarına açık hâle getirmiştir. Erdoğan yönetimi, Suriye sahasındaki politikalarını belirlerken, ABD ve İsrail’in bölgedeki çıkarlarına uygun bir şekilde yönlendirilmiş ve bu süreçte ciddi stratejik hatalar yapmıştır.
İbrahim Kalın ve Hakan Fidan gibi isimler, Türkiye’nin Suriye politikalarında kilit roller üstlenmiş, ancak bu süreçte milli çıkarların korunmasından ziyade kısa vadeli politik hedeflere odaklanmıştır. Bu durum, Türkiye’nin hem içeride hem de dışarıda daha kırılgan bir yapıya sürüklenmesine neden olmuştur.
Özellikle, Suriye’de PYD’nin varlığına karşı yürütülmeyen sözde operasyonlar ve HTŞ’nin korunup kollanması arasında kurulan ilişki, Türkiye’yi uluslararası arenada zayıflatmıştır. HTŞ’nin iktidar içindeki etkisi ve bu örgütle geliştirilen ilişkiler, Türkiye’nin iç ve dış politikasında büyük bir güvenlik açığı yaratmaktadır.
Suriye Merkezli Tuzak ve Türkiye’nin Stratejik Çıkmazı
ABD ve İsrail, Suriye krizini Türkiye’nin aleyhine kullanarak bir vekâlet savaşı stratejisi benimsemiştir. Bu bağlamda, PYD üzerinden yürütülen garnizon devlet projesi, Türkiye’nin bölgesel güvenliğine yönelik açık bir tehdit oluştururken, HTŞ’nin iktidar ile geliştirdiği bağlar, Türkiye’nin bölgede kuşku duyulan , güvenilmeyen bir devlet olmasına ve dışarıda sorgulanmasına neden olmuştur.
ABD ve İsrail yapımı HTŞ’nin iktidar eliyle korunup kollanması, Türkiye’yi Suriye krizinde ABD ve İsrail’in planlarına daha da bağımlı hâle getirmiştir. Bu durum, Türkiye’nin ulusal güvenliğini zayıflatmakta, ABD ve İsrail’in bölgedeki çıkarlarını kolaylaştırmaktadır.
Milli Mücadele ve Çıkış Yolu
Türkiye, bu çıkmazdan kurtulmak için köklü bir ulusal direniş ve mücadele stratejisi geliştirmek zorundadır. Bu bağlamda şu adımlar atılmalıdır:
1. İktidarın HTŞ ile Bağlarının Koparılması: Türkiye’nin milli çıkarlarını tehdit eden HTŞ ile iktidar arasındaki bağlar derhâl koparılmalı, bu örgüt ve uzantıları tasfiye edilmelidir.
2. PYD’ye Karşı Etkin Mücadele: PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde bir garnizon devlet kurma çabalarına karşı bölgesel bir strateji oluşturulmalı ve bölgedeki diğer aktörlerle (İran, Rusya, Çin) işbirliği derinleştirilmelidir.
3. Bölgesel İttifakların Güçlendirilmesi: Türkiye, NATO ve ABD merkezli politikalarını gözden geçirmeli, bölgesel ittifakları güçlendiren bir dış politika benimsemelidir.
4. Ulusal Birlik ve Ortak Akıl: İç politikadaki kutuplaşmalar, ulusal güvenliği tehdit eden boyutlara ulaşmıştır. Türkiye, ortak bir akıl çerçevesinde birleşerek milli bir duruş sergilemelidir.
Sonuç
Türkiye, ABD ve İsrail’in BOP çerçevesinde kurduğu tuzağı bozmak için stratejik bir yeniden yapılanmaya gitmek zorundadır. İktidarın HTŞ ile geliştirdiği ilişkiler, Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik en büyük tehditlerden biridir ve derhâl sonlandırılmalıdır.
Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı Türkiye, milli bir mücadele ruhuyla hareket ederek kendi bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korumalıdır. Bu strateji, hem bölgesel hem de küresel dengelerde Türkiye’yi yeniden güçlü bir aktör hâline getirecektir.
Kaynakça
1. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve Bölgesel Stratejiler:
• Huntington, Samuel P. Medeniyetler Çatışması ve Yeni Dünya Düzeni. İstanbul: Varlık Yayınları, 1997.
• Chomsky, Noam. Hegemony or Survival: America’s Quest for Global Dominance. New York: Metropolitan Books, 2003.
2. PYD ve Suriye’nin Kuzeyindeki Gelişmeler:
• Gunter, Michael M. “The Kurdish Question in Syria: A New Map of the Middle East?” Middle East Policy, 2014, 21(2): 112-120.
• Ünal, Halit. “Suriye Krizi ve PYD’nin Bölgesel Politikaları.” Ortadoğu Analiz Dergisi, 2018, 10(4): 34-41.
3. HTŞ’nin Rolü ve Türkiye Bağlantıları:
• Lister, Charles R. “Hay’at Tahrir al-Sham: Syria’s Al-Qaeda Affiliate.” Middle East Institute, 2017.
• Türk, Zeynep. “HTŞ’nin İdeolojik Evrimi ve Suriye İç Savaşındaki Pozisyonu.” Uluslararası Güvenlik ve Terörizm Araştırmaları Dergisi, 2020, 4(2): 45-59.
4. ABD ve İsrail’in Bölgesel Politikaları:
• Karakoç, Ekrem. Ortadoğu’da Amerikan Hegemonyası ve İsrail Politikaları. Ankara: Nobel Yayınları, 2015.
• Shlaim, Avi. “The Iron Wall: Israel and the Arab World.” W.W. Norton & Company, 2000.
5. Türkiye’nin Dış Politikası ve İktidarın Rolü:
• Öniş, Ziya, ve Kutlay, Mustafa. “Türkiye’nin Ortadoğu Politikası: İdeolojik Sapmalar ve Stratejik Çıkmazlar.” Uluslararası İlişkiler Dergisi, 2019, 16(64): 23-45.
• Akdoğan, Yalçın. Yeni Türkiye’nin Vizyonu: AK Parti ve Değişim Süreci. İstanbul: Alfa Yayınları, 2014.
6. Uluslararası İlişkiler ve Bölgesel İttifaklar:
• Waltz, Kenneth N. Theory of International Politics. New York: McGraw-Hill, 1979.
• Halliday, Fred. “The Middle East in International Relations: Power, Politics and Ideology.” Cambridge: Cambridge University Press, 2005.
7. Suriye Krizi ve Türkiye’nin Stratejik Çıkmazı:
• Phillips, Christopher. The Battle for Syria: International Rivalry in the New Middle East. New Haven: Yale University Press, 2016.
• Erdemir, Aykan, ve Stein, Aaron. “Suriye Krizinde Türkiye’nin Politikaları ve Riskler.” Washington Institute for Near East Policy, 2018.
8. Milli Mücadele ve Direniş Önerileri:
• Atatürk, Mustafa Kemal. Nutuk (1919-1927). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1938.
• Pamuk, Şevket. “Milli Mücadelenin Ekonomik Arka Planı.” Tarih ve Toplum Dergisi, 1987, 3(9): 54-60.
Bir yanıt yazın