Batı Emperyalizminin Terörizmi Araçsallaştırması: Çifte Standartlar, Hegemonya ve Yıkımın Anatomisi

Tarih boyunca emperyalizm, yalnızca askeri ve ekonomik araçlarla değil, aynı zamanda ideolojik manipülasyon ve şiddet araçlarının stratejik kullanımıyla da varlığını sürdürmüştür. Özellikle Batılı güçlerin (ABD, İngiltere, Almanya, İsrail ve Hollanda gibi) terör örgütlerini hedef aldıkları ülkelere karşı birer vekil güç olarak kullanmaları, modern emperyalizmin temel stratejilerinden biri haline gelmiştir. Bu strateji, insan hakları, demokrasi ve özgürlük söylemleriyle örtbas edilmekte, bu durum ise Batı’nın iki yüzlü politikalarının açık bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.

El-Kaide, IŞİD, PKK/YPG, El-Şebab gibi örgütlerin ya doğrudan yaratılması ya da desteklenmesi, Batı’nın bu stratejisini somutlaştıran örneklerdir. Bu makale, Suriye, Irak ve Afganistan gibi ülkelerde Batılı güçlerin istihbarat servisleri ve askeri destekleri aracılığıyla terör örgütlerini nasıl yönlendirdiğini, bu süreci farklı akademik perspektiflerden inceleyerek eleştirel bir şekilde analiz etmektedir.

  1. Batı’nın Çifte Standartları: “Demokrasi” ve “Kaos” Paradoksu

Batılı güçlerin, demokrasi ve insan hakları söylemleriyle örtülü bir biçimde kaos yaratmayı strateji haline getirdiği bilinen bir gerçektir. ABD’nin ve Avrupa ülkelerinin, terör gruplarına verdiği destek, uluslararası hukuku hiçe sayarak bölgesel çıkarlarını koruma amacı güttüğünü açıkça göstermektedir.

Örnekler ve Açıklamalar:
1. Afganistan ve El-Kaide: 1980’lerde CIA’in Sovyetler Birliği’ne karşı Afganistan’da El-Kaide’yi desteklemesi, terörizmin Batı tarafından nasıl araçsallaştırıldığını gösteren en önemli olaylardan biridir. Eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 2009 yılında bu desteği şu şekilde itiraf etmiştir:
“O dönemde El-Kaide’yi Sovyetleri yenmek için eğitiyorduk.”
2. PKK/YPG ve Batı’nın Desteği: ABD ve Avrupa ülkeleri, Suriye’de PKK/YPG unsurlarına askeri, diplomatik ve medya desteği sağlamaktadır. İngiltere Eski Başbakanı David Cameron, bu desteği meşrulaştırmak için şu ifadeyi kullanmıştır:
“Onlar bizim müttefikimizdir; DEAŞ’a karşı en etkili mücadeleyi veren grup.”
3. Irak ve IŞİD: ABD’nin 2003 yılında Irak’ı işgal etmesi, merkezi otoritenin çökmesine ve IŞİD’in doğmasına yol açmıştır. Wikileaks belgelerinde, ABD’nin işgal sonrası Irak’ta etnik ve mezhepsel çatışmaları bilerek körüklediği ortaya konmuştur.

  1. Akademik Perspektifler: Antropoloji, Psikoloji, Felsefe ve Sosyoloji

Antropoloji ve Etnoloji: Toplumların Bölünmesi ve Manipülasyonu

Antropolog Edward Said, Batı’nın Doğu’yu “ötekileştirme” ve kültürel çatışmaları körükleme eğilimini, emperyalizmin bir aracı olarak tanımlar. Said, “Şarkiyatçılık” adlı eserinde şu ifadeyi kullanır:

“Batı, Doğu’yu yalnızca kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde temsil eder. Şiddetle damgalanan bu temsil, emperyalist amaçlarla toplumları bölmek ve kültürel çatışmaları derinleştirmek için kullanılır.”

Psikoloji: Terör ve Toplumsal Travma

Psikolog Frantz Fanon, Batı’nın şiddeti bir “psikolojik baskı aracı” olarak kullanma stratejisini “Yeryüzünün Lanetlileri” adlı eserinde şu şekilde ifade eder:

“Şiddet, yalnızca fiziksel bir baskı değil, aynı zamanda insanın özsaygısını ve kimliğini yok eden bir psikolojik saldırıdır.”

Bu bağlamda Batı’nın terör örgütlerini desteklemesi, hedef ülkelerde yalnızca fiziksel yıkıma değil, psikolojik travmalara da yol açmıştır. Albert Bandura, sosyal öğrenme teorisi çerçevesinde radikal grupların, dış destekle şiddeti bir meşruiyet aracı olarak öğrendiğini vurgular.

Felsefe: Hegemonya ve İdeoloji

Felsefeci Antonio Gramsci, hegemonya teorisinde devletlerin yalnızca fiziksel güçle değil, ideolojik rıza üreterek hükmettiğini belirtir. ABD ve Avrupa ülkelerinin, medya organlarını ve sivil toplum kuruluşlarını kullanarak terör örgütlerini “özgürlük savaşçıları” olarak lanse etmesi, bu hegemonik stratejinin bir yansımasıdır.

Sosyoloji: Toplumsal Bölünme ve Direnişin Bastırılması

Sosyolog Immanuel Wallerstein, dünya-sistem teorisinde Batı’nın çevre ülkeleri parçalayarak kendi ekonomik ve siyasi hegemonyasını sürdürdüğünü ifade eder. Suriye, Irak ve Afganistan’daki terörizmin araçsallaştırılması, bu teorinin pratik bir yansımasıdır.

  1. Devletlerin Rolleri: Gizli Servisler ve Terör Eğitimi

ABD:
• Wikileaks Belgeleri: ABD’nin Suriye’deki terör gruplarına askeri ve lojistik destek sağladığı belgelenmiştir. CIA, bu grupları hem Suriye rejimini zayıflatmak hem de bölgedeki enerji koridorlarını kontrol altına almak için kullanmıştır.
• Resmi İtiraflar: Eski Başkan Obama, DEAŞ’ın yükselişine dair bir toplantıda şu açıklamayı yapmıştır:
“Bu tehdidi kontrol altında tutabilirsek kendi stratejik avantajımıza çevirebiliriz.”

İsrail:

İsrail’in İran karşıtı gruplara verdiği destek, eski Savunma Bakanı Moshe Ya’alon tarafından şu şekilde dile getirilmiştir:

“Bölgedeki istikrarsızlık, İsrail’in güvenliği için stratejik bir avantajdır.”

Almanya ve Hollanda:

PKK’nın Avrupa’daki yapılanmalarına göz yumulması, bu ülkelerin terör örgütlerini birer güç unsuru olarak gördüğünü göstermektedir. Almanya’da Federal Parlamento raporlarında, bu destekler açıkça belgelenmiştir.

Sonuç ve Eleştiriler

Batılı güçlerin terörizmi araçsallaştırması, uluslararası hukukun ihlal edilmesinin yanı sıra insan hakları ve demokrasi söylemlerinin bir araç olarak kullanıldığını açıkça ortaya koymaktadır. Suriye, Irak ve Afganistan’da yapılan müdahaleler, bu stratejilerin en somut örnekleridir. Akademik analizler ve liderlerin açıklamaları, Batı’nın bu iki yüzlü politikalarının ahlaki ve siyasi açıdan eleştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Uluslararası toplumun, bu politikaların etik ve yasal boyutlarını tartışması ve emperyalizmin “terör fabrikasını” durdurması, küresel barış ve güvenlik için bir zorunluluktur.

Kaynakça
1. Said, Edward. Şarkiyatçılık.
2. Fanon, Frantz. Yeryüzünün Lanetlileri.
3. Gramsci, Antonio. Prison Notebooks.
4. Bandura, Albert. Social Learning Theory.
5. Wallerstein, Immanuel. The Modern World-System.
6. Wikileaks Belgeleri (Irak ve Suriye’deki terör örgütlerine destek üzerine raporlar).
7. Clinton, Hillary. (2009). Afganistan ve El-Kaide üzerine demeçleri.
8. Cameron, David. (2015). YPG’ye destek üzerine açıklamaları.
9. Ya’alon, Moshe. (2016). İsrail’in bölgedeki politikaları üzerine açıklamaları.
10. ABD Dışişleri Bakanlığı ve CIA raporları (DEAŞ ve PKK destekleri üzerine).
11. Almanya Federal Parlamento Raporları (PKK yapılanmaları üzerine).

Tarih boyunca emperyalizm, yalnızca askeri ve ekonomik araçlarla değil, aynı zamanda ideolojik manipülasyon ve şiddet araçlarının stratejik kullanımıyla da varlığını sürdürmüştür. Özellikle Batılı güçlerin (ABD, İngiltere, Almanya, İsrail ve Hollanda gibi) terör örgütlerini hedef aldıkları ülkelere karşı birer vekil güç olarak kullanmaları, modern emperyalizmin temel stratejilerinden biri haline gelmiştir. Bu strateji, insan hakları, demokrasi ve özgürlük söylemleriyle örtbas edilmekte, bu durum ise Batı’nın iki yüzlü politikalarının açık bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. - abd nin ypg ye verdigi araclarin turkiye de uretildigi ortaya cikti 1485968417

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir