Tarih boyunca emperyalizm, yalnızca askeri işgaller ve ekonomik tahakküm yoluyla değil, aynı zamanda ideolojik manipülasyon ve şiddetin araçsallaştırılmasıyla kendini var etmiştir. Bu süreçte Batılı güçler, hedef aldıkları ülkelerde etnik ve radikal grupları eğitip destekleyerek, bu grupları jeopolitik çıkarlarına ulaşmak için kullanmışlardır. Özellikle ABD, İngiltere, Almanya, Hollanda ve İsveç gibi ülkelerin, “insan hakları”, “demokrasi” ve “özgürlük” söylemlerini kullanarak, bu grupların faaliyetlerini meşrulaştırma çabaları dikkat çekmektedir. Ancak bu söylemler, Batı’nın iki yüzlü politikalarının ardında yatan hegemonik stratejilerini gizlemekten öteye geçememektedir.
El-Kaide, IŞİD, PKK/YPG ve El-Şebab gibi örgütlerin ya doğrudan yaratılması ya da dolaylı desteklenmesi, Batı’nın terörizmi araçsallaştırma stratejisinin birer somut örneğidir. Bu makalede, Batılı devletlerin terörizmi bir dış politika aracı olarak nasıl kullandığı, özellikle Suriye, Irak ve Afganistan’daki gelişmeler üzerinden ele alınacaktır. Eleştirel bir çerçevede; Batı’nın istihbarat servislerinin rollerine, devlet yetkililerinin demeçlerine ve terörizm üzerine yapılan akademik çalışmalara sosyoloji, siyasal bilimler, antropoloji ve psikoloji perspektiflerinden yaklaşılacaktır.
Emperyalizmin Terörizmi Araçsallaştırması: Kuramsal Çerçeve
- Batı’nın Çifte Standartları: “Demokrasi” ve “Kaos” Paradoksu
Batılı güçler, “insan hakları” ve “demokrasi” söylemleriyle meşrulaştırdıkları müdahalelerle hedef aldıkları ülkelerde kaos ve istikrarsızlık yaratmayı stratejik bir yöntem haline getirmiştir. Bu durum, demokrasiyi bir araç olarak kullanıp istikrarı bozarak bölge halklarının uzun vadeli yıkımına neden olmaktadır.
Örnekler:
• ABD ve El-Kaide: 1980’lerde Afganistan’da Sovyetler Birliği’ne karşı mücadelede CIA tarafından desteklenen El-Kaide’nin yükselişi, bu stratejinin en bilinen örneklerinden biridir. ABD’nin “kullan-at” politikası, El-Kaide’nin zamanla kontrol edilemez bir tehdit haline gelmesine yol açmıştır.
• PKK/YPG ve Batı’nın Desteği: Suriye’deki PKK/YPG unsurlarına verilen askeri ve diplomatik destek, Türkiye’nin güvenlik endişelerine rağmen sürdürülmektedir. Batılı devletler, bu grupları hem vekil savaşçı olarak hem de bölgedeki güç dengelerini dizayn etme aracı olarak kullanmaktadır.
- Terörizm ve Hegemonya: Güç Dengelerinin Yeniden İnşası
Batı’nın terörizmi araçsallaştırması, yalnızca askeri operasyonların değil, aynı zamanda jeopolitik dengelerin yeniden yapılandırılmasının bir aracıdır. Özellikle Ortadoğu’da yaratılan istikrarsızlık, bölgedeki devletlerin egemenliklerini zayıflatmayı ve Batı’nın ekonomik çıkarlarını güçlendirmeyi hedeflemiştir.
Örnek Olaylar: Suriye, Irak ve Afganistan
- Suriye İç Savaşı: Batı’nın Vekil Savaşçıları
Suriye’deki iç savaş, Batı’nın terörizmi nasıl kullandığını ortaya koyan en somut örneklerden biridir. ABD’nin DEAŞ’a karşı mücadele bahanesiyle PKK/YPG’yi silahlandırması, Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden bir politika izlemiştir. Almanya ve İsveç gibi ülkeler ise bu örgütlere siyasi alan açarak Batı’nın iki yüzlü politikalarını güçlendirmiştir.
• Medya ve Propaganda: Batılı medya kuruluşları, PKK/YPG’yi “özgürlük savaşçıları” olarak tanıtarak bu grupları meşrulaştırmaya çalışmıştır. Bu propaganda, Batı’nın etik söylemlerle çıkarlarını nasıl gizlediğini gözler önüne sermektedir.
- Irak: İşgal ve Terörizmin Yükselişi
2003 ABD işgali, Irak’taki merkezi otoritenin çökmesine ve IŞİD gibi terör örgütlerinin yükselmesine neden olmuştur. Mezhepsel ve etnik çatışmaların kışkırtılması, bölgenin istikrarsızlaştırılmasında etkili olmuştur.
• ABD ve İstihbarat Manipülasyonu: Wikileaks belgeleri, ABD’nin Irak’taki etnik ve mezhepsel çatışmaları kasıtlı olarak körüklediğini ve böylece bölgede uzun vadeli bir istikrarsızlık hedeflediğini ortaya koymaktadır.
- Afganistan: Kaostan Çıkara
Afganistan, Batı’nın terörizmi araçsallaştırma stratejisinin uzun vadeli sonuçlarını sergileyen bir diğer örnektir. Sovyetler Birliği’ne karşı desteklenen grupların daha sonra 11 Eylül saldırılarına yol açması, bu stratejinin geri tepme riskini açıkça göstermiştir.
Akademik ve Teorik Perspektifler
- Sosyoloji: Terörizmin Toplumsal Dinamikleri
Terörizm, yalnızca askeri bir tehdit değil, aynı zamanda toplumsal yapıları hedef alan bir şiddet aracıdır. Batılı müdahaleler, yerel halkların kültürel dokularını tahrip ederek toplumsal bir yıkım yaratmaktadır.
- Antropoloji: Kültürel Manipülasyon
Batılı güçler, etnik gruplar arasındaki düşmanlıkları körükleyerek bölgesel çatışmaları kışkırtmıştır. Suriye ve Irak’taki Kürt, Arap ve Türkmen toplulukları arasındaki gerilimler, bu manipülasyonun açık bir sonucudur.
- Siyasal Bilimler: Güç ve Egemenlik Teorileri
Antonio Gramsci’nin hegemonya teorisi, Batı’nın “rıza” ve “zor” mekanizmalarını nasıl birleştirdiğini anlamada önemli bir çerçeve sunar. Terörizmin araçsallaştırılması, bu stratejinin temel taşlarından biridir.
- Psikoloji: Terör ve Korku
Batı’da terörizmin yaratıcılarının kendi toplumlarında korku iklimi oluşturarak otoriter politikaları meşrulaştırmaları, bu stratejinin psikolojik boyutunu göstermektedir.
Sonuç ve Eleştiriler
Batı’nın terörizmi araçsallaştırması, uluslararası ilişkilerde etik ve meşruiyet krizlerini derinleştirmiştir. Suriye, Irak ve Afganistan örnekleri, emperyalizmin terörizmi jeopolitik çıkarlarına ulaşmada nasıl kullandığını göstermektedir. Uluslararası toplum, Batı’nın bu iki yüzlü politikalarına karşı direnç göstermeli ve bu stratejilerin ifşasını öncelikli bir hedef haline getirmelidir.
Kaynakça
1. Huntington, S. (1993). The Clash of Civilizations? Foreign Affairs.
2. Chomsky, N. (2017). Who Rules the World?
3. Wikileaks Belgeleri (2010). Irak ve Afganistan Gizli Belgeleri.
4. Gramsci, A. (1971). Selections from the Prison Notebooks.
5. Said, E. (1978). Orientalism.
6. Galtung, J. (1990). Cultural Violence.
7. Ahmed, A. (2014). The Thistle and the Drone: How America’s War on Terror Became a Global War on Tribal Islam.