Mirsaid Sultan Galiyev ve Türkçülüğe Katkıları: Milli Komünizm ve Türk Milliyetçiliği Perspektifinde Bir Teorik Analiz

20. yüzyılın başları, dünya tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve Türk halklarının bağımsızlık mücadelesi, hem sosyo-politik hem de entelektüel açıdan önemli dönüşümlere yol açmıştır. Bu dönemde Türkçülük, sadece etnik ve kültürel bir kimlik arayışından öte, toplumsal ve siyasi bir ideolojiye dönüşmüştür. Mirsaid Sultan Galiyev, bu dönüşümün önemli bir figürü olarak, Türk milliyetçiliğini sosyalist bir çerçeveyle harmanlamış ve Sovyetler Birliği’nde “Milli Komünizm” teorisini geliştirmiştir.

1. Milliyetçilik: Türk, Rus, Alman, İtalyan ve Fransız Perspektifleri

1.1. Türk Milliyetçiliği: Akçura ve Gaspıralı’dan Galiyev’e

Türk milliyetçiliği, 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyılın başlarında önemli bir ideolojik akıma dönüşmüştür. Yusuf Akçura’nın Üç Tarz-ı Siyaset adlı eseri, bu dönüşümün teorik temelini atmıştır. Akçura, Türkçülüğün ideolojik olarak Osmanlıcılık ve İslamcılık gibi alternatif akımlarla karşılaştırıldığında, daha etnik bir temele dayandığını savunmuştur. Ona göre, Türk halklarının geleceği, etnik kimliklerine dayalı bir ulus-devlet anlayışının inşa edilmesine bağlıydı. Bu görüş, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atacak olan Atatürk’ün milliyetçilik anlayışına da büyük etki etmiştir.

İsmail Gaspıralı ise, Türk halklarının birliğini ve modernleşmesini dilde, fikirde ve işte birliğe dayandırmış, eğitim reformuyla halkların bilinçlenmesini savunmuştur. Gaspıralı’nın Dilde, Fikirde, İşte Birlik anlayışı, Türkçülüğün pragmatik boyutunu oluşturmuştur.

Galiyev, bu düşüncelerin ötesinde, sadece Türk halklarının birleşmesini değil, aynı zamanda sosyalist bir dönüşüm ile bu birleşmenin sağlanmasını istemiştir. Bu bağlamda, Galiyev’in görüşleri, Akçura’nın etnik milliyetçilik anlayışından daha farklıdır. Galiyev, Türk halklarının ekonomik ve toplumsal kurtuluşunu sadece ulusal bir direnişle değil, aynı zamanda sosyalist bir dönüşümle mümkün kılacağını savunmuştur. Bu, onun Milli Komünizm anlayışının temelini oluşturur.

1.2. Batı Milliyetçiliği: Rus, Alman ve Fransız Etkileri

Batı’da milliyetçilik, özellikle Fransız Devrimi sonrasında, ulus-devlet anlayışının temelini atmıştır. Fransız milliyetçiliği, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi evrensel değerlere dayalı bir ulusal kimlik oluşturmayı savunmuştur. Alman milliyetçiliği ise Johann Gottfried Herder ve Johann Gottlieb Fichte gibi düşünürler aracılığıyla kültürel milliyetçilik anlayışına yönelmiştir. Herder, ulusal kimliğin, dil ve kültürle derin bir bağ içinde olduğunu vurgulamış ve bu yaklaşım, birçok Türk düşünürünü etkilemiştir.

Rus milliyetçiliği ise daha çok Panslavizm ile şekillenmiş ve Slav halklarının birliğini savunmuştur. Ancak, Rusya’daki Türk ve Müslüman halklarının milliyetçilik arayışları, Çarlık rejiminin baskılarına karşı bir direnç olarak ortaya çıkmıştır. Galiyev, bu baskılara karşı halklarının ulusal birliğini savunmuş ve bu birliği, Sovyetler Birliği’nin sosyalist yapısında aramıştır.

2. Mirsaid Sultan Galiyev: Hayatı ve Düşünsel Kökenleri

Mirsaid Sultan Galiyev, 1892 yılında Rusya’nın Başkurtistan bölgesinde doğmuş, eğitimini Kazan ve Petersburg’da tamamlamıştır. Galiyev’in düşünceleri, Rus devriminden sonra Sovyetler Birliği içinde şekillenmiş, özellikle Sovyetler’in ilk yıllarında, Türk ve Müslüman halklarının sosyalist bir çerçevede özgürleşmesi gerektiğini savunmuştur. Bu dönemde, Batı merkezli Marksizmin Türk halklarının özel koşullarını göz ardı ettiğini fark eden Galiyev, “Milli Komünizm” anlayışını geliştirmiştir.

2.1. Milli Komünizm: Sosyalizmi ve Türk Milliyetçiliğini Birleştirme Çabası

Galiyev, Marksizm’in teorik temellerini Türk halklarının özgürleşme mücadelesine entegre etmeye çalışmıştır. O, Batı’dan gelen Marksist teorilerin, Türk ve Müslüman halkların özgürleşme mücadelesine yeterince hitap etmediğini belirtmiş ve bu halkların sosyalist bir hareketle kendi bağımsızlıklarını kazanacaklarını savunmuştur. “Milli Komünizm” anlayışına göre, Türk halklarının kurtuluşu sadece kapitalizmin yıkılmasıyla değil, aynı zamanda ulusal kimliklerinin korunarak, halkların kendi yönetim biçimlerine sahip çıkmalarıyla mümkündü.

2.2. Türkistan Devleti: Birlik ve Bağımsızlık Arayışı

Galiyev’in en büyük hayali, Türk halklarının birleşerek bağımsız bir Türkistan devleti kurmasıydı. Bu devlet, yalnızca Türk halklarının değil, aynı zamanda diğer Orta Asya ve Kafkas halklarının bir araya geleceği bir federasyon olacaktı. Galiyev, Sovyetler Birliği içindeki Türk halklarının sosyalist bir yapıda birleşmelerini ve kendi kaderlerini tayin etmelerini istemiştir. Bu görüş, o dönemdeki diğer Türkçü düşünürlerden farklı olarak sosyalist bir hedefi içermektedir.

3. Galiyev ve Atatürk: Düşünsel Paralellikler ve Farklılıklar

Galiyev’in ve Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirleri, Türk halklarının bağımsızlığı konusunda benzer bir amaca yönelmiş olsa da, teorik ve pratik açıdan önemli farklılıklar içermektedir.

• Atatürk, Türk milletini modern bir ulus-devlet haline getirme hedefini benimsemiş ve laik bir Cumhuriyet kurmuştur. Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı, özellinde etnik vurgulu ama genelde ise fransız milliyetçiliğinin vatandaşlık temel ilkelerine benzer kapsayıcı bir temel üzerine inşa edilmiş ve devletin seküler yapısını vurgulamıştır.

Galiyev, Türk halklarının bağımsızlığını sosyalist bir bağlamda ele almış, din ve kültür gibi unsurları dışlamadan, halkların birliğini ve ekonomik özgürlüklerini savunmuştur.

Galiyev’in Milli Komünizm anlayışı, Atatürk’ün ulus-devlet perspektifiyle kıyaslandığında, daha çok toplumsal ve ekonomik eşitlik arayışıyla şekillenmiştir.

4. Galiyev’in Türkçülüğe Katkıları: Yeni Bir Perspektif

4.1. Türk Halklarının Birliği ve Sosyalist Devrim

Galiyev’in en büyük katkılarından biri, Türk halklarının birliği ve bu birliğin sosyalist bir devrimle inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan teorisidir. Galiyev, Türkçülüğü, kültürel bir uyanışın ötesinde, toplumsal ve ekonomik bir dönüşümle bağlantılı görmüştür. Bu bakış açısı, onu dönemin diğer Türkçü düşünürlerinden ayıran önemli bir özelliktir.

4.2. Anti-Emperyalist Perspektif

Galiyev, Türkçülüğü aynı zamanda anti-emperyalist bir perspektife oturtmuştur. Ona göre, Türk halklarının özgürleşmesi, sadece Batı emperyalizmine karşı bir direniş değil, aynı zamanda içkiçi feodal yapılar ve kapitalist sömürüye karşı bir devrim olmalıydı. Bu düşünce, onun sosyalist ideallerine güçlü bir şekilde entegre olmuştur.

5. Galiyev’in Düşüncelerinin Günümüze Etkileri

Galiyev’in fikirleri, Sovyetler Birliği döneminde bastırılmış olsa da, günümüzde özellikle Türk dünyasındaki entegrasyon çabalarına ilham vermeye devam etmektedir. Onun sosyalist ve Türkçü yaklaşımlarının birleşimi, Orta Asya’da hâlâ bazı ülkelerin sosyalist geçmişlerini ve ulusal kimliklerini yeniden gözden geçirmelerine neden olmaktadır. Galiyev’in kurduğu sosyalist Türkistan hayali, günümüz Türk dünyasında ekonomik ve kültürel işbirliği açısından önemli bir ilham kaynağı olmuştur.

Sonuç

Mirsaid Sultan Galiyev, Türk milliyetçiliği düşüncesine ve sosyalizme kattığı yeniliklerle dikkat çeken önemli bir düşünürdür. Galiyev’in “Milli Komünizm” anlayışı, hem Türk halklarının birliğini hem de ekonomik bağımsızlıklarını savunan teorik bir temel oluşturmuştur. Onun fikirleri, Türkçülüğün teorik temellerini sadece etnik bir kimlik inşasıyla sınırlı tutmamış, aynı zamanda halkların sosyalist bir devrimle özgürleşmesini hedeflemiştir. Bu, Galiyev’in Türk milliyetçiliğine kattığı özgün katkıdır.

Kaynakça

1. Akçura, Yusuf. Üç Tarz-ı Siyaset

2. Gaspıralı, İsmail. Dilde, Fikirde, İşte Birlik

3. Sultan Galiyev, Mirsaid. Milli Komünizm Üzerine Yazılar

4. Anderson, Benedict. Hayali Cemaatler: Milliyetçiliğin Kökenleri ve Yayılması

5. Fichte, Johann Gottlieb. Alman Milletine Hitaplar

6. Herder, Johann Gottfried. Ulusal Ruhlar ve Kültürel Kimlik

7. Marx, Karl ve Engels, Friedrich. Komünist Manifesto

8. Lenin, Vladimir. Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı

20. yüzyılın başları, dünya tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve Türk halklarının bağımsızlık mücadelesi, hem sosyo-politik hem de entelektüel açıdan önemli dönüşümlere yol açmıştır. Bu dönemde Türkçülük, sadece etnik ve kültürel bir kimlik arayışından öte, toplumsal ve siyasi bir ideolojiye dönüşmüştür. Mirsaid Sultan Galiyev, bu dönüşümün önemli bir figürü olarak, Türk milliyetçiliğini sosyalist bir çerçeveyle harmanlamış ve Sovyetler Birliği’nde “Milli Komünizm” teorisini geliştirmiştir. - Mirsaid Sultangaliyev and his wife Fatma Erzin. Moscow 1919

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir