Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi, toplumsal ve ekonomik koşullar, Cumhuriyet’in temel değerlerinin yeniden ihya edilmesi ve Atatürk’ün fikirlerinin çağdaş bir yorumla topluma rehberlik etmesi gerektiğini açıkça göstermektedir. Atatürk’ün öncülüğünde şekillenen Kemalist devrim, bir yandan bağımsızlık mücadelesi verirken diğer yandan modernleşme ve kalkınma için köklü reformlarla Türkiye’yi şekillendirdi. Ancak günümüzde bu değerler, mevcut iktidarın politikaları altında zayıflatılmış, hatta kimi zaman tersine çevrilmiştir. Bu nedenle, Cumhuriyetçi bir mücadele ruhuyla, tıpkı Milli Mücadele döneminde olduğu gibi, örgütlü bir şekilde harekete geçilmesi elzemdir. Bu bağlamda, yeni bir “Heyet-i Temsiliye” modeli üzerinde durulmalıdır.
Heyet-i Temsiliye’nin Temel İlkeleri
Yeni bir Heyet-i Temsiliye’nin amacı, Kemalist düşünceyi rehber edinerek Cumhuriyet’in kurucu ilkelerini yeniden hayata geçirmek ve halkın desteğini alarak milli iradenin temsiline dayalı bir dönüşüm gerçekleştirmektir. Bu yapı, Atatürk’ün altı ok ilkesini (Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, İnkılapçılık) merkeze alarak şu temel hedeflere yönelmelidir:
1. Cumhuriyetçilik: Türkiye’nin parlamenter sisteme dönerek halkın iradesinin tam anlamıyla egemen olduğu bir yönetim modeli oluşturulması.
2. Milliyetçilik: Evrensel insan haklarına dayalı bir milli birlik anlayışını güçlendirmek; etnik, mezhepsel ve bölgesel ayrışmaları sonlandıracak kapsayıcı bir ulusal kimlik inşa etmek.
3. Laiklik: Eğitimden hukuka, kamusal alandan bireysel özgürlüklere kadar laikliğin yeniden tesis edilmesi ve toplumun dini referanslarla ayrıştırılmasına son verilmesi.
4. Devletçilik: Ekonomik bağımsızlığı yeniden kazanmak için stratejik sektörlerde devlet öncülüğünde kalkınma planlarının hayata geçirilmesi.
5. Halkçılık: Sosyal adaleti sağlamak ve toplumsal eşitsizlikleri azaltmak için halkın ihtiyaçlarına öncelik veren politikaların geliştirilmesi.
6. İnkılapçılık: Çağın gereklerine uygun yenilikçi politikalarla Atatürk devrimlerinin sürekliliğinin sağlanması.
Yeni Bir Örgütlenme Modeli
Heyet-i Temsiliye modelinin günümüzde uygulanabilir hale getirilmesi için şu adımlar atılmalıdır:
1. Aydınlanma Hareketinin Yeniden Örgütlenmesi
Kemalist değerleri savunan sivil toplum kuruluşları, düşünce kuruluşları ve üniversiteler, ortak bir platformda bir araya gelerek güçlü bir aydınlanma hareketi başlatmalıdır. Bu hareket, Atatürk’ün fikirlerini günümüz koşullarına uygun şekilde halka anlatmayı ve yaymayı hedeflemelidir.
2. Yerel ve Bölgesel Yapılanmalar
Milli Mücadele döneminde Kuvayı Milliye’nin yerel halk örgütlenmelerinden destek aldığı gibi, yerel düzeyde Kemalist düşünceye sahip bireylerin mahalle, ilçe ve il bazında bir araya gelerek halkla doğrudan temas kurması sağlanmalıdır. Bu yapı, halkın sorunlarını doğrudan dinleyen ve çözüm önerileri sunan bir sistem oluşturmalıdır.
3. Siyasi İttifaklar ve Stratejik Planlama
Mevcut siyasi yapıda Kemalist çizgideki partiler ve hareketler arasında güçlü bir ittifak kurulmalıdır. Ancak bu ittifak, sadece seçim kazanmak üzerine değil, uzun vadeli bir toplumsal dönüşüm planı üzerine inşa edilmelidir.
4. Eğitim ve Kültürel Dönüşüm
Atatürk’ün en büyük miraslarından biri olan milli eğitim, Cumhuriyet’in geleceğini şekillendirmek açısından kritik önemdedir. Yeni nesillere Atatürkçü düşünceyi aktaracak kapsamlı bir eğitim reformu başlatılmalıdır. Ayrıca, kültürel alanda Cumhuriyet’in kazanımlarını yücelten projeler ve eserler üretilmelidir.
5. Halkın Katılımı ve Milli Birlik Ruhu
Yeni Heyet-i Temsiliye, halkın geniş kesimlerini kapsayan bir katılım modeli oluşturmalıdır. Her kesimin söz sahibi olduğu, sorunların şeffaf bir şekilde ele alındığı bir yönetim anlayışı, halkın güvenini yeniden kazanmada temel olacaktır.
Sonuç
Bugünkü iktidarı düşürmek ve Kemalist düşüncenin yeniden iktidarını tesis etmek, yalnızca siyasi bir mücadele değil, aynı zamanda toplumsal bir seferberlik gerektirir. Bunun için Atatürk’ün izinden yürüyen yeni bir Heyet-i Temsiliye ruhuyla hareket edilmeli; halkı kucaklayan, milli bir perspektif sunan, çağdaş bir mücadele planı ortaya konmalıdır.
Bu mücadele, ancak halkın Cumhuriyet’e ve onun değerlerine olan inancını yeniden kazanarak başarıya ulaşabilir. Atatürk’ün dediği gibi: “Millete efendilik yoktur, hizmet vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur.” İşte bu ruhla, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş uygarlık yolunda yeniden lider bir ülke olması sağlanabilir.