Erdoğan’ın, Esad engeli ortadan kalktığı halde, Suriyelilerin Türkiye’de kalmasının yolunu açması, Suriyelilerin insani gerekçelerle değil, Türkiye’yi Araplaştırmak, Anadolu ve Trakya kültürünü asimilasyona uğratmak ve köktendinciliği, laiklik karşıtlığını, Araplar üzerinden ithal etmek amacıyla Türkiye’ye kabul edildiğinin açık bir kanıtıdır.
Türkiye’de günümüzde yaşayan milyonlarca Suriyeli sığınmacıya ve göçmene yönelik, zorunlu bir geri dönüş ve sınır dışı etme planlamasının uygulanmaması; AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı gibi, “gönüllü” bir geri dönüşün öngörülmesi ve “isteyenin Türkiye’de kalması” durumunda, Türkiye bir yandan yeni bir göç dalgasıyla karşılaşırken, bir yandan da, Esad yönetiminin devrilmesinden önce gerçekleşen sığınmacı ve göçmen istilasından kurtulamayacaktır, bu nedenle ekonomik, siyasi, kültürel bir çöküş sürecine girecektir.
Suriye devletinin çökmesinden sonra, Suriye tamamıyla iki terör örgütünün kontrolüne geçti: İslamcı HTŞ ve Kürtçü PYD/YPG.
Türkiye’nin Suriye ile yaklaşık 900 kilometrelik bir sınırının olması ve bu sınırın, komşuları içindeki en uzun sınır olması nedeniyle, Türkiye iki büyük ulusal güvenlik tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır:
1) HTŞ ve PYD/YPG terörü; 2) Yeni bir göç dalgası.
CUMHURİYET * Örsan K. Öymen * 16.12.2024 * “Suriye bataklığı yazısından bölüm alıntıları”
Bir yanıt yazın