“İmamoğlu ve Erdoğan: Siyasal İslam’ın İki Versiyonu”.

Yeni Dönemin ‘Light Erdoğanlığı’ ve Türk Siyasetinde Tehlikeli Eğilimler - cumhurbaskanireceptayyiperdogan

Yeni Dönemin ‘Light Erdoğanlığı’ ve Türk Siyasetinde Tehlikeli Eğilimler

Türk siyasetinde, son dönemde özellikle Ekrem İmamoğlu üzerinden şekillenen tartışmalar, İmamoğlu’nun siyasal geçmişi, retorikleri ve liderlik anlayışıyla ilgili ciddi eleştirileri gündeme getirmiştir. Bu yazıda, İmamoğlu ve Erdoğan arasında benzerlikler kurulacak, İmamoğlu’nun siyasal İslamcı kökenlere dayanan pratikleri incelenecek ve bu bağlamda küresel güçlerin etkisine dikkat çekilecektir. Felsefi, sosyolojik, antropolojik ve siyasal bilimsel çerçevelerle desteklenen bu analiz, Türkiye’de siyaset anlayışının nereye evrildiğini tartışmaktadır.

1. Siyasal İslam ve Liderlik Pratiği: Erdoğan’dan İmamoğlu’na

Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasal İslamcı geçmişi ve liderlik anlayışı Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin kapılarını aralamış; dindar, popülist ve pragmatist bir yaklaşımı kurumsallaştırmıştır. Erdoğan’ın bu yöntemlerinin, Ekrem İmamoğlu tarafından “light” bir şekilde benimsendiği öne sürülmektedir.

1.1. Siyasal İslamcı Kökenler

Ekrem İmamoğlu’nun geçmişte Süleymancı tarikatı ile olan ilişkisi ve dini ritüellere vurgu yaparak halk desteğini artırma çabaları, siyasal İslam’ın retorik ve pratiklerine işaret etmektedir. Tıpkı Erdoğan gibi, İmamoğlu da cami açılışlarından iftar sofralarına, haremlik-selamlık uygulamalardan kul hakkı vurgusuna kadar geniş bir yelpazede dini sembolleri siyasete alet etmiştir.

1.2. Kamu Alanında Laiklik Karşıtı Eylemler

İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde kamu alanlarını dini eylemler için kullanması ve laiklik ilkesine aykırı tutumlar sergilemesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine açık bir tehdit olarak değerlendirilebilir. Bu durum, hem Anayasa’nın değiştirilemez laiklik ilkesine hem de CHP’nin altı okuna aykırı bir yaklaşımı ortaya koymaktadır.

2. Küresel Güçlerin İmamoğlu Projesi: Zelensky Modeli

Ekrem İmamoğlu’nun küresel güçler tarafından desteklendiği ve bu desteğin Abdullah Gül aracılığıyla şekillendiği iddiaları, Erdoğan ile benzerliklerini derinleştiren bir başka noktadır.

2.1. ABD ve AB’nin Gölgesi

Ekrem İmamoğlu’nun ABD ve AB ile olan yakın ilişkileri, onu Erdoğan’ın geçmişteki Batı eksenli politikalarının yeni bir versiyonu haline getirmektedir. İmamoğlu’nun, küreselcilerin belirlediği bir “Türkiye lideri” olarak şekillendiği görüşü, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelensky ile benzerliklerini artırmaktadır. Her iki liderin de hızlı bir şekilde yükselmesi, halk desteğini kazanmaları için hazırlanan stratejiler ve küreselci desteği, siyasal iletişim stratejilerinin ne kadar benzer olduğunu ortaya koymaktadır.

2.2. Abdullah Gül’ün Rolü

İmamoğlu’nun CHP’ye girişinin ve yükselişinin Abdullah Gül tarafından yönlendirildiği iddiası, bu projeyi daha da karmaşık hale getirmektedir. Gül’ün, hem İmamoğlu’nu küresel güçlere takdim eden kişi olduğu hem de İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi olanaklarını kendisi için kullandığı belirtilmektedir.

3. İdeolojik Erozyon: CHP ve Altı Ok İlkeleri

Ekrem İmamoğlu’nun hızlı yükselişi, CHP’nin kurucu ilkeleri ile ciddi bir çelişki yaratmaktadır. CHP’nin altı okundan laiklik ilkesinin, İmamoğlu gibi pragmatist liderler eliyle içinin boşaltıldığı savunulmaktadır.

3.1. CHP’nin İdeolojik Krizi

CHP’nin, Atatürkçü ilkelerden uzaklaşarak daha popülist ve dinî söylemlere dayalı bir strateji benimsemesi, parti içi bölünmelere yol açmıştır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliği altında İmamoğlu gibi isimlerin desteklenmesi, CHP tabanında büyük bir rahatsızlık yaratmıştır.

3.2. İdeolojik ve Siyasal Pragmatizm

İmamoğlu’nun siyasal stratejisinde pragmatizmin ötesinde, Makyavelist bir yaklaşımın bulunduğu iddia edilmektedir. Ona göre, demokrasi, parti disiplini ve kurumlar yalnızca kendi hedeflerine ulaşmak için birer araçtır. Bu durum, CHP gibi ideolojik kökenleri olan bir parti için büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

4. Erdoğan ve İmamoğlu’nun Benzerlikleri

1. Diploma Tartışmaları:

Erdoğan’ın üniversite diploması konusundaki belirsizlik, yıllardır gündemde kalmıştır. Benzer şekilde, İmamoğlu’nun diploması da tartışmalıdır. Eğer YÖK kuralları tam anlamıyla işletilirse, İmamoğlu’nun diplomasının geçersiz olduğu ortaya çıkabilir.

2. Dini Retorik:

Her iki lider de dini sembolleri ve söylemleri siyasetin merkezine yerleştirerek halk desteğini artırma çabası gütmüştür.

3. Popülizm ve Küresel Destek:

Erdoğan’ın 2000’lerin başındaki Batı eksenli politikaları ile İmamoğlu’nun bugünkü Batı bağlantıları benzerlik göstermektedir. Her iki lider de küreselcilerin desteğini alarak siyasal kariyerlerinde hızla yükselmiştir.

4. Megoloman Tavırlar ve Liderlik Stili:

Erdoğan gibi İmamoğlu da kendisini merkezde gören, eleştiriye tahammülsüz bir liderlik anlayışı sergilemektedir.

Sonuç: CHP ve Türkiye Siyaseti İçin Uyarılar

Ekrem İmamoğlu’nun siyasi kariyeri, Erdoğan’ın izinden giden bir “light Erdoğan” profili çizmekte ve Türkiye’nin siyasal geleceği için büyük bir risk oluşturmaktadır.

Türkiye’de uygar ve Atatürkçü kesimler, bu tür liderlerin ideolojik ve pragmatist çelişkilerini iyi analiz etmeli, her şey “güzel olacak” söylemine aldanmamalıdır. CHP, kendi kurucu ilkelerine sadık kalarak, laiklik karşıtı ve siyasal İslamcı eğilimlerden uzak isimleri desteklemelidir.

Kaynakça

1. Atay, E. (2024). Siyasal İslamcı Liderlerin Köken Analizi: Erdoğan ve İmamoğlu.

2. Machiavelli, N. (1532). Prens.

3. Weber, M. (1920). Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu.

4. Erdoğan ve İmamoğlu’nun diplomaları ile ilgili YÖK düzenlemeleri üzerine raporlar.

5. “Abdullah Gül ve Ekrem İmamoğlu İlişkisi.” (2024). Güncel Siyasi Analizler.

6. Zelensky ve İmamoğlu’nun küresel siyasetle bağlantıları üzerine bağımsız makaleler.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir