Suriye arenasında hızlanan olaylar ve askeri operasyonlar sonucu Esad rejimi iktidarı tarihe karıştı, Suriye siyaset sahnesine ilişkin akıllarda sorular oluşabilir.
Suriye’de yaşanan hızlı gelişmelere ışık tutmak amacıyla Suriye milli Türkmen partisi başkanı Ziad Hassan ile görüştük.
Suriye Türkmen Milli Partisi Genel Başkanı.
Gergin Suriye gerçeğini açıklığa kavuşturmak için bu röportajı yaptığımız Turkish Foruma hoş geldiniz.
1-Suriye’de hızlanan askeri operasyonları ve Suriye rejimi ordusunun hızla geri çekilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Suriye rejiminin ordusu hiçbir zaman muharebelerde güvenilebilecek disiplinli bir ordu olmadı ve tek hedefi Suriye halkına boyun eğdirmek ve Esad ailesinin totaliter yönetimini sürdürmekti. Suriye devriminin başlangıcında Suriyeli devrimcilere karşı direndi, ancak hızlı bir şekilde İranlı müttefikinden yardım istedi. Onlar da rejimi sürdüremeyince devletten yardım istemek zorunda kaldılar. Rusya, Hmeymim’deki havaalanını Suriye halkının bastırılmasına katılmak için kullanmıştı ancak son dönemde bölgeyi kasıp kavuran siyasi durum, İran’ın siyasi ve askeri nüfuzunun büyük bir kısmını kaybetmesine neden oldu ve artık İran’ı destekleyemez hale geldi. Müttefik Esad’ın, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşında ulaştığı kritik durumun yanı sıra Ukrayna’yı işgal etme hayallerinin haftalar içinde çökmesi de Suriye rejimini bir bütün olarak destekleme yeteneğini kaybetmesine neden oldu. ani bir çöküşe yol açtı Suriye ordusu, Suriyeli isyancıların ilk saldırılarının başında yer alıyor.
2-Heyet Tahrir el Şam silahlı gurubu bünyesinde hangi askeri grublar bulunmaktadır ?
Suriye arenasında rejim güçlerini geri püskürten ve terör örgütü PKK ye bağlı Suriye Demokratik Güçleri ile mücadele eden iki askeri operasyonumuz var. Bu iki operasyon, İdlib’den Suriye’ye başlatılan Saldırganlığa Müdahale Harekatı’dır. Doğu ve güneyde, diğer operasyon ise Suriye’nin özgürleştirilen kuzeyinden güneye doğru başlatılan Özgürlük Şafağı Harekatı’dır. Özgürlük Şafağı Harekatı’nda, Kurtuluş Komitesi’nin yanı sıra Suriye Demokratik Güçleri’nin yanı sıra rejim güçleri de hedef alındı. HTŞ bünyesinde Aşağıdaki güçler ve gruplar bulunmaktadır:
Feylak el-Şam, Ceyş el-Ahrar, Ahrar el-Şam Hareketi ve Ceyş el-İzza (eskiden Özgür Suriye Ordusu’nun bir parçasıydı) ve yukarıda adı geçen gruplarla ittifak halinde olan diğer gruplar da “Ulusal Ordu”dandır. “Şam Cephesi”, “Nureddin el-Zenki Hareketi” ve daha önce de Özgür Suriye Ordusu’na bağlı olan “Kurtuluş İçin Ulusal Cephe” grupları.
Özgürlüğün Şafağı operasyon odasına gelince, burada şu gruplar yer alıyor:
Sultan Murad Tümeni, Hamza Tümeni, Sultan Süleyman Şah Tümeni, İslam Ordusu ve Levant Cephesi.
3- Silahlı muhalefete katılan Türkmen silahlı grupları nelerdir?
Sultan Murad grubu
El Hamza grubu
Fatih Sultan Mehmed Bandosu
Tanrı’nın Muzaffer Tugayı
4- Rejim tarihe kavuştu, Suriyede siyasi süreç nasıl olacak?
Bildiğiniz gibi Suriye birçok milletten, dinden ve mezhepten oluşan bir ülke ve uzun yıllar süren savaşlar, Suriye halkının bileşenleri arasında anlaşmazlık ve güvensizlik tohumlarının ekilmesine katkıda bulundu. Bu nedenle, genel siyasi ortamın hazırlanması için başlangıçta tüm Suriye bileşenlerinin adil bir şekilde temsil edildiği bir geçici yönetim yapısının oluşturulması gerekmektedir. Bu dönemde tüm Suriye ulusal bileşenlerinin katıldığı özgür ve demokratik seçimlere, Tüm silahlı gösteriler ve Suriye devletinin her yerinde devlet kontrolünün dayatılması.
5- Türkmen halkı…
Suriye siyasi denkleminde etkili olacak mı?
Suriye rejimi, iktidara geldiği son on yılda, Suriye Türkmenlerinin tüm siyasi alanlardan dışlanmasına katkıda bulunmuş ve bu kadim ulusal bileşenin, ulusal kimliğini ifade edebileceği partiler, dernekler veya siyasi ve kültürel kurumlar kurmasını engellemeye çalışmıştır. Dolayısıyla Suriye Türkmenleri, Suriye devriminin başlangıcında kendilerini ve isteklerini dile getiren herhangi bir siyasi kurumdan yoksun kalmışlardı. ulusal izlerini siyasi ve devrimci çalışmaya koymak. Siyasi partilerin ve Suriye Türkmen Meclisi’nin kurulması yoluyla, askeri devrim alanında aktif katılımlarının yanı sıra, Ulusal Muhalif Güçler Koalisyonu ve Suriye Geçici Hükümeti gibi devrimin tüm kurumlarına katıldılar. Bu milletin kadim bir ulusal bileşeni olarak tarihi bir hakla karşı karşıyayız ve Türkmen siyasi kurumlarının da gelişmelere ayak uydurabileceğini umuyoruz. Suriye Türkmenlerinin geçireceği büyük siyasi süreç, onların bağlılığını vurgulamaktadır. Suriye topraklarının birliğine yönelik olarak da bu ülkenin geleceğinde aktif bir rol oynamanın ve temsil edilebilmesinin sağlanması gerektiğini vurguluyorlar. Ülke halkının geri kalanıyla birlikte siyasi haklarını koruyan adil bir politika.
6-Türkmen siyasi partilerinin Suriye siyaset sahnesindeki siyasi faaliyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Suriye Türkmen siyasi partileri kritik siyasi, askeri ve ekonomik koşullarda oluşmuştur. Tüm Türkmen partileri, konseyleri ve organları Suriye devrimi koşullarında oluşmuş ve diaspora ülkelerinde bu siyasi partiler de nasibini almıştır. Suriye siyasi kurumlarının ve bir bütün olarak Suriye toplumunun başına gelen zayıflık Suriye devrimi son zamanlarda çıkmaza girdi ve bazı bölgesel ve uluslararası ülkelerin Beşar Esad ve onun taraftarlarını savunma konusundaki uzlaşmazlıkları nedeniyle hayal kırıklığı Suriye sokaklarını kasıp kavurdu. cezai otorite, ancak askeri operasyonlar Devrimci askeri grupların, genel olarak Suriye siyasi hareketinin ve özel olarak Türkmen siyasi hareketinin yeniden rahat bir nefes alabilmesi için tükenmiş siyasi merkezi bir kez daha harekete geçirme yönündeki son çabaları, bunun gelecekte olumlu yansımaları olacaktır.
Esad sonrası Suriye
7-Askeri operasyonların bitiminden sonra askeri muhalefet ile Suriye siyasi muhalefeti arasındaki ilişki nasıl olacak?
Suriyeli devrimcilerin rejimi devirmek için silaha sarılmaya zorlandığı 2012 yılından bu yana savaş devam ederken, büyüyen bir nesil varken, bu sorunun cevabı Suriye halkını bekleyen en önemli hak olacaktır. Rejim tüfeğinin gölgesinde kalan bu insanların siyaset alanına yönelmesi çok zor olacaktır, özellikle de Suriye halkının onlarca yıldır süren siyasi çölleşmenin bir sonucu olarak demokratik siyasi eylem kültüründen yoksun olması nedeniyle. Dolayısıyla tüm Suriyelilerin silah dilinden kurtulup diyalog diline geçmeleri için gerekli tüm fedakarlıkları yapmalarını gerektiren tarihi bir süreçle karşı karşıyayız. Bu süreci diyalogla inşa etmeliyiz.
Röportaj: Yalman Haceroğlu