ŞAM EMEVİ CAMİSİ…
Birkaç gündür “yandaş ve yalaka” televizyon kanallarını izliyorsanız, önümüzdeki günlerdeki “iç siyasetin” ana konusunun;
Sünni İslamcı terör örgütü HTŞ ile “Emevi camisinde” namaz kılmak olacağını görürsünüz…
Öyle böyle değil…
Kaç’Ak Saray müdavimini kutsallaştırmanın da…
Hava atmanın da…
Böbürlenmenin de, muhalefeti suçlamanın da…
Aşağılamanın da…
Dini duyguların da, milliyetçi duyguların sömürüsünde de kullanacaklar…
***
Aslında uluslararası bir “terör örgütünün” komşumuz Suriye’yi göz göre göre “işgal” etmesinden “keyif” alanlardan,
İşgalden kendilerine pay çıkaranlardan ve Saray’daki şahıs için “kahramanlık” öyküleri anlatanlardan her şey beklenir…
Bir konuya açıklık getirmek istiyorum; HTŞ, Türkiye için 2018 yılından beri bir “terör örgütü…”
Hala da öyle…
Sadece bizim için değil onlara işgal yolunu açan ABD için de öyle…
Fakat ilginçtir;
Hem bizimkiler için, hem ABD için “terör örgütü” ve “terörist” kavramları, siyasi ikbal ve çıkarları için hukuksal bağlamından kolayca çıkarılabiliyormuş…
***
ABD HTŞ ile doğrudan temas kurarak HTŞ’ yi terör örgütü listesinden çıkardığını ima etti…
İngiltere dirsek temasında…
Bizimkiler HTŞ’ nin henüz adı dahi konulmamış “rejimini” çok çabuk tanıdılar ve 12 yıldır kapalı olan Türk büyükelçiliğini açıverdiler…
Yani!..
ABD ve Türkiye dün “terör örgütü” olarak gördükleri HTŞ’ ye bugün “müttefik” diyorlar…
ABD’ nin zihniyeti beni ilgilendirmiyor…
Şaşırmıyorum da…
***
Fakat Türkiye’ yi yönetenlerin HTŞ’ yi terör örgütü saymayıp, “müttefik” kabul ederken CHP’ ye “terör örgütü” destekçisi, CHP’lilere “terörist” demelerini,
Muhalif…
CHP’li ve DEM’ li Belediye başkanlarını uyduruk gerekçelerle “terör örgütüne yardım ve yataklıktan” tutuklamalarını,
OHAL kapsamında belediyelere “kayyum” atamalarını,
Terör konusunda;
Bu kadar dönek olmalarını ve kavramları bu denli esnek kullanmalarını içime sindiremiyorum…
***
Beka meselesini de “bölünme” meselesini suiistimal ede ede “cılkını” çıkardıkları gibi, bu kavramları da anlamsız kılmaya başladılar…
***
Ülkenin can yakan ve yuva yıkan temel sorunlarını yıllardır çözemeyenlerin;
“Şam Emevi Camisinde” namaz kılmanın arkasına saklanarak, nasıl çözeceklerini gerçekten çok merak ediyorum…
Bunlara oy verenlerin, destekleyenlerin, yere göğe sığdırmayanların, biat edenlerin…
Tapınanların…
Gerçeklere kulaklarını e gözlerini kapatanların bu tuhaflığa, bu riyakarlığa nasıl inandıklarını kandıklarını da tabi…
***
Allah aşkına 4 milyon emeklinin 12.500 TL ile geçindiği…
Aldıkları maaşın kiraya bile yetmediği…
“Hukukun üstünlüğü” kriterinde de; 142 ülke arasında 117 nci sırada olan bir ülkenin yönetenleri “Şam Emevi camisinde” namaz kılsa ne olur kılmasa ne olur?
Yaklaşık bir haftadır Şam Emevi Camiİsinde kılınan namazı konuşuyoruz…
Övünüyoruz…
Şam için Halep için tarihin çöplüğündeki yerini alan Osmanlı’dan pay çıkarmaya çalışıyoruz…
İstanbul’un geçmişte Bizanslılara…
Yine geçmişte;
Mardin’in “Ermenilere” Trabzon’ un “Rumlara” ait olduğunu unutarak…
***
Özetlemem gerekirse; bugün Türkiye’de başta “hukuksuzluk” olmak üzere siyasi, sosyal, ekonomik, askeri vs temel sorunlar:
Milli İstihbaratın başının Saray emri ile HTŞ ile Şam Emevi Camisinde namaz kılması kadar ilgi çekmiyor artık…
Oysa bu ülkede insan gibi ve insanca yaşamak için, özgür ve refah olmak için her gün her an “temel sorunları” konuşmamız gerekiyor…
***
Son olarak 31 Mart 2023’den bu yana “Partili Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan’ın hemen her fırsatta…
Meclis kürsüsünde…
Sokakta…
Partisinin toplantılarında…
Açılışlarda…
Hatta Cami de bile CHP’ ni mesnetsiz bir şekilde kötülemesi, 101 yaşındaki partiyi ve genel başkanı Özgür Özel’i
Kindar dindar AK gençliğin ve “yandaşlarının” hedef tahtasına koyması “utanç” vericidir. Cumhuriyet tarihinde ilktir, umarım son olur…
Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 16.12.2024 04.04